TİLKİ DEDİLER ADAM MİKSER ÇIKTI!
Zonguldak’ta seçim atmosferi artık iyice hissediliyor.
Tabi seçim günü yaklaştıkça adaylar arasındaki yarış da kızıştı!
Bu sebepten dolayı da siyasi partilerde sinirler iyice geriliyor.
Bilindiği üzere Ak Parti eski Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçek Milletvekili aday adayı olmak için Merkez İlçe Başkanlığı görevinden istifa etmişti.
Yerine Ak Parti Genel Merkez tarafından Hüseyin Yıldız atandı.
Tabi Hüseyin Yıldız’a gelmeden önce biraz Mükerrem Ayçiçek’i konuşalım.
Son zamanlardaki duruşu, parti içindeki yöneticiliği çoğu kesim tarafından takdir edilirken istifa etmesi bana göre olmadı.
Bu istifa bazı kesim tarafından kaçış olarak yorumlansa da bana göre de bu kaçış tespiti, doğru bir tespit.
Seçim öncesi bu kaçış Mükerrem Ayçiçek’e yakışmadı!
Milletvekili adaylık sıralamasına girer mi bilemem ama bu dönemde Ak Parti’nin kendisine Merkez İlçe Başkanı olarak daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Bakın Mükerrem Ayçiçek istifa etti, Ak Merkez İlçe birbirine girdi.
Geçtiğimiz günlerde Ak Parti Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Mehmet Uzun ve İl Yönetiminde teşkilatlardan sorumlu Mustafa Çağlayan’ın birbirine saldırırcasına kavga ettikleri yazıldı, çizildi.
Tabi bu kavgaların arkasındaki en büyük etkenlerden birinin de Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan olduğunu kimse inkar edemez.
Başkan Selim Alan göreve geldiği ilk günden itibaren Ak Parti İl Yönetimini ve Merkez İlçeyi dizayn etme çalışması sürdürüyor.
Önce Mustafa Çağlayan ile uğraştı daha sonra Zeki Tosun ve en sonun da Mükerrem Ayçiçek ile uğraştığını herkes biliyor.
Ama bu sefer ekmeğine yağı Mükerrem Ayçiçek sürdü.
Bakın Ayçiçek’in gitmesiyle yerine kim geldi?
Hüseyin Yıldız.
Hüseyin Yıldız kim?
Zonguldak Belediyesi’nin doğrudan temin veya ihale ile elektrik işlerini yapan firmanın sahibi!
Soruyorum size bu Ak Parti Merkez İlçe Başkanlığı daha bağımsız olabilir mi?
Hüseyin Yıldız, Ömer ağabeyinin istemediği bir uygulama içine girebilir mi?
Yıldız göreve gelir gelmez, Selim Alan askerliğine başladı zaten!
İlk işi Mükerrem Ayçiçek’ten kalan yönetimin istifasını istemek oldu.
Çünkü bu yönetimle devam ederse Ömer ağabeyinin isteklerini yapamaz.
Tabi Merkez İlçenin iki önemli ismi Mehmet Uzun ve Ömer Erbay bu işe ilk başta direnmiş.
Bu sırada ne hikmetse devreye Ak Parti İl Yönetiminde Teşkilatlardan sorumlu Mustafa Çağlayan giriyor.
Hani Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ın, hakkında çarşaf çarşaf yolsuzluk haberi yaptırdığı Mustafa Çağlayan.
Mustafa Çağlayan’ın İstifa etmeyen Merkez İlçe Yöneticileri hakkında “Bunların şimdi kafasını koparmazsanız ikinci Mehmet Baş ve Kemal Aydın vakası yaşanır” dediği iddia ediliyor.
Tabi Mehmet Uzun bu sözlere tepki göstermiş, Mustafa Çağlayan’ı aramış, telefonda küfürleşmeler yaşanmış ve daha sonra Mehmet Uzun ve Mustafa Çağlayan parti içinde birbirine girmiş.
İtiş kakış sonrası Mehmet Uzun’un darp raporu bile aldığı söyleniyor.
Gerçekten Zonguldak’ta Ak Parti içinde kaos hiç eksik olmuyor.
Bu kavganın etkisi büyük olur!
Şimdi soruyorum size!
Bu Ömer Selim Alan’ın Ak Partiye verdiği zararı kim verdi?
Tilki dediler adam mikser çıktı!
Ne diyelim?
ZONGULDAK’A KADIN ELİ DEĞMELİ!
5 Aralık 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle birlikte Türk kadını siyasetteki yerini aldı.
Aldı ama erkek hegemonyasının bir türlü önüne geçemedi.
Bakın Zonguldak’a!
İlk ve tek kadın milletvekilini 1954 ile 1957 yılları arasında çıkarmış.
Edibe Sayar isimli bu hanımefendiden sonra Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Zonguldak’ın başka kadın bir milletvekili olmamış.
Bakın bu seçimlerde Zonguldak’ın kadın milletvekili çıkarma gibi bir şansı var.
Bırakın şu şehre bir de kadın eli değsin!
Mesela, Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili aday adayı Merve Kır bu seçimlerde neden milletvekili olmasın?
Niye olmasın?
Olmaması için hiçbir sebep yok!
Genç, dinamik, Zonguldak sorunlarına hâkim ve aynı zamanda bir avukat!
Ben Merve Kır'ın mevcut milletvekillerinden bu işi çok daha iyi yapacağına inancım tam!
Bırakın bu sefer kaderi kara olan bu şehre kadınların da eli değsin!
HEPSİ AYNI KÜMESTE!
Son zamanlarda bazı gazeteciler etnik köken ayrımcılığı üzerinden ayrıştırıcı yazılar yazıyor.
Bu hem ülkemize hem de şehrimizdeki kardeşliğe zarar veriyor.
Bu gazetecilere acilen; “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimin aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla dava açılması gerekiyor.
Nüfus kağıdında doğum yeri Zonguldak yazmayanlar bile bu sıralar bu işi çok kaşıyor!
Neymiş, “Büyük Zonguldak Mücadelesi” başlatıyorlarmış!
Kime karşı, yine bunlardan daha çok Zonguldaklı olan ama çok uzun zaman yıllar önce Zonguldak’a göç edenlere karşı.
Adama sorarlar, “Siz kimsiniz ya?” diye?
Zonguldak’ın Manukyan’ı “Biz bu işi para için yapıyoruz, onur ve şeref bizim için bir maatbaa köşesinde veya bir otel odasında bırakılmış sıfattır” diyemiyor.
Neymiş, “Büyük Zonguldak Mücadelesi’ymiş”
Doğu Karadenizli Belediye başkanından parayı indirirken, Büyük Zonguldak Mücadelesi'ne ne oldu?
Şimdi hepsi aynı kümeste toplanmış yumurta vermeyen tavuk gibi gıdaklayıp duruyor.
Bu kümesin horozluğunu yapan Zonguldak'ın ünlü Manukyan'ı!
Tilki, sırtlan, çakal, sansar, köpek, domuz aynı kümeste ise, dışarıda güçlü bir aslan var demektir.
Biriniz yetmez!
“Top”unuz gelin!
Kelepçeliyi de unutmayın ha!
Onu da alın!
Fakat Ramazan ayı boyunca da kümeste tutmayı unutmayın!
Allah muhafaza birinin orucunu bozar!