Zonguldak, bahçede domuz sanılarak öldürülen 65 yaşındaki Senem Çakır’ın trajik olayıyla sarsıldı.
Gece saatlerinde Çaydamar Mahallesi'nde, bahçede dolaşan S.B., yanlışlıkla Senem Çakır’ı tüfekle vurdu. Çakır bir anda kanlar içinde yere yığıldı. Olayın hemen ardından çevredekiler sağlık ve polis ekiplerine haber verdi. Sağlık ekipleri, Çakır’ın hayatını kaybettiğini tespit etti ve cenazesi hastane morguna kaldırıldı.
Ancak, olayın ardından yaşananlar, toplumun adalet duygusunu derinden sarstı. S.B., olayı polise bildirdikten sonra mahkemeye çıkarıldı ve yalnızca 30 gün ev hapsi cezası aldı. Evet, yanlış duymadınız; bu trajediyi üstlenen kişi sadece 30 gün ev hapsi ile cezasını çekmiş oldu.
Peki bu ceza, toplum vicdanını tatmin etmenin çok ötesinde değilmi sizce.
Sizce de nu işte bir terslik yok mu?
Bu olay, kanunların yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermedimi sizce de.
Mahkeme kararı, benzer durumlarda insanların "yanlışlıkla öldürdüm" veya "domuz sandım" gibi vs. bahanelerle ceza almaktan kurtulmasını teşvik etmez mi?
Üstelik, 30 gün ev hapsinde kalan bir kişi, öldürdüğü kadının ailesi veya yakınları tarafından intikam almak amacıyla hedef alınmaz mı? Bu, başka bir adaletsizlik değil midir?
Toplum olarak, adaletin sağlanması ve yetersiz cezaların ortadan kaldırılması için daha etkili yasal düzenlemelere ihtiyaç duyduğumuz açık. Bu tür olaylar, sadece birer istisna değil; bir sistemin acil olarak gözden geçirilmesi gereken yönleridir. Adaletin yerini bulmadığı bir ortamda, bu tür trajedilerin önlenebilmesi mümkün değildir.
Sonuç olarak, bu olay ve benzerleri, kanunların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Toplumun güvenliğini sağlamak için adaletin her birey için eşit şekilde uygulanması şarttır.