Son zamanlar üzerimize kurulan oyunları dikkatle izliyoruz.
İlk günler haksızlık karşısında çok sinirliydim.
Şimdi daha sakin, daha akılcı düşünüyorum.
Zaman zaman öz eleştiri yapıyorum.
Bakın Coşkunoğlu firmasına ait şirketin deposunda 10 Ton bozuk tavuk eti yakalandı.
Zonguldak kent tarihin en büyük gıda skandalı…
Bu skandalı ilk duyan gazeteci biz değilmişiz.
Başkaları da biliyormuş ama yazmamış.
Sebebi ise, tamamen duygusal!
Bu baba haberdir.
Bunu bildiği halde yazmayan gazeteci, ben gazeteciyim diye ortada gezmesin!
Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Coşkunoğlu’na ait şirkete tağşişde işlem yapılıyor.
Yapılan işlem Bakanlığa bildiriliyor.
Firma zaten daha önceden vukuatlı.
Konuyla ilgili yasalar gereği savcılığa suç duyurusu yapıldı.
Aksini iddia eden varsa gitsin Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne sorsun.
Şimdi bu durum karşısında yer yerinden oynamalıyken, hiçbir gazetecinin sesi çıkmadı.
Bu konuyu yazamayanlar, biz bu konuyu yazdık diye bizim üzerimize saldırdılar.
İnsan sağlığını tehlikeye atan şirketin utanmasa önüne yatacaklardı!
Haberi yapmamızın ardından şirket yetkilisi 3 kez yanıma geldi.
İlkinde, ‘soğuk hava depom bozuk’ dedi.
İkincisinde, ‘yanlış depodan numune aldılar üzerimde oyun oynanıyor’ dedi.
Üçüncüsünde ise, dönemin Tarım ve Orman İl Müdürlüğü iftira attı.
‘Cemalettin Çataklı’nın Karabük’te tavuk firması var, ondan tavuk almıyorum diye bana kumpas kurdular’ dedi.
Hayal dünyasında hiçbir sınır tanımayan Mustafa Özkan biz geri adım atmayınca.
Aldığı ses kaydının kıçını kesti başını kesti, ‘bana şantaj yapıyorlar’ dedi.
Hadi Coşkunoğlu telaş ile ne yaptığını şaşırdı diyelim.
Ertesi günü çıktı AK Parti İl Başkanı, ‘Bana da şantaj yapıyorlar’ dedi.
Hızını alamadı, ‘dolandırıcı’ dedi.
Basınımızın güzide temsilcileri bu gündeme balıklama atlarken,
Birisi bile çıkıp merak etmedi.
Coşkunoğlu firmasına ait şirkettin deposunda bozuk tavuk yakalandı mı diye.
Gündem bir anda değişti.
Bize iftira atan herkes aslında çok iyi biliyordu Coşkunoğlu firmasına ait şirkettin deposunda bozuk tavuk yakalandığını.
Ben çok iyi gazeteciyim diye ortalarda gezen narsistler varlığımızdan oldukça şikâyetçi.
Peki neden?
Danışmanın eşi, sendikacının eşi liyakatsiz ücretli öğretmen yapılınca susmadığımız için.
Kendini devletin üstünde gören iş adamlarına ‘eyvallah’  demediğimiz için.
Haksızlığa göz yuman bürokratları göz açtırmadığımız için.
Kurumda çalışan temizlik çalışanlarına, evini temizleten yöneticileri, temizlemek istediğimiz için.
Yakını üzerine şirket kurup belediye ile ticaret yapan Meclis üyelerini rahatsız ettiğimiz için.
Hırsızlıktan sabıkalı olanların, yakınları üzerine yaptıkları mülkleri, siyasiler aracılığıyla kiraya verdiğini bildiğimiz için.
Babası dolandırıcı, kendisine araç hırsızlığından işlem yapılan parti yöneticilerinin yalanlarını ortaya çıkarttığımız için.
Liste uzayıp gider…
Bizi susturabilmek adına iktidar partisi il başkanı bile ‘şantaj’ yalanına sarıldı.
320 Bin TL’ye aldığı villayı, 6 Milyon getirsin satarım demiş.
Ben tamamım Mustafa Çağlayan’ın villasını 6 milyona almaya razıyım.
Ama tek şartım var,
240 Bin TL’ye aldığı koltuk takımını içinde bırakacak!
Kimse ile kavga etmeye niyetim yok…
Bugün AK Parti’nin beklenen büyük kongresi var.
Umuyoruz ki, adına yakışır isimler ile yerel seçime gidecektir.
Bizim tek istediğimiz ADALET.