Ha yıkıldı, ha yıkılacak derken Fevkani Köprüsü’nün yıkımına başlandı.
Yıkımın başladığı güne kadar tartışmalar devam etti.
Esnaf, dükkanları boşaltmamak için direndi.
Kimi siyasetçiler Fevkani köprüsünü adeta kıble olarak gördü.
Sürekli yüzünü Fevkaniye dönenler oldu.
Ben bu konudaki kişisel fikrimi açıkladım.
Kimi kültürel miras, kimi endüstriyel miras desin.
Kimi depreme dayanıksız, kimi taş gibi desin.
Fevkani köprüsü bence şehrin silüetine hançer gibi saplanmış bir yapıydı.
Şehir merkezinin nefes alması için yıkılması elzemdi.
Bakınız, Fevkani Köprüsü’nü sıradan bir yapı olarak görmemek gerek.
Bu köprünün bir de siyasi ayağı var.
Öyle ya,
Ali Bektaş’a seçim kaybettiren bir köprüden bahsediyoruz.
Bunu bile bile Ömer Selim Alan, seçime 5 ay kala köprüyü yıkma cesaretini gösterdi.
Şimdi köprünün yıkımı başladı.
Yıkım yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.
Fevkani Köprüsünün yıkım ihalesini 3 Milyon 450 Bin TL artı KDV tutarı ile Gürsoy İzabelik firması kazandı.
Firma köprüyü yıkmak için Zonguldak Belediyesi’ne bu fiyatı ödeyecek.
Köprünün yıkımını gerçekleştirecek ve çıkan hurdaları alacak.
Fevkani köprüsü Türkiye’nin ilk çelik viyadüğü.
Yıkımın başlamasıyla köprüde kullanılan metal yoğunluğunu tüm şehir gördü.
Uzmanların görüşlerine göre, Fevkani köprüsünden 7 bin tona yakın metal çıkması bekleniyor.
Yine bu işin uzmanları, köprüden çıkan hurdalardan, 100 Milyon TL’ye varan gelir elde edilebileceğini dile getiriyor.
Bu konuyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe eski başkanı Ebru Uzun’da bir açıklama yaptı;
“Çürük dediğin köprüyü iş makineleri zor yıkıyor.
Yıkım çalışmasına yakından bakan her vatandaş gerçeği görüyor hatta, işin ehli olduğunu düşündüğümüz kişiler bile ortaya çıkan görüntü karşısında şaşkınlık yaşıyor.
İstersen o etrafa kurduğun bariyerleri biraz yükselt, görmeyelim  köprünün demir ağlarla örüldüğünü ,görmeyelim ışıldayan çelik ayakları!
Evet bundan sonra Fevkani köprüyü konuşmayacağız.
Bundan sonra bir araba parasına sattığın köprünün nitelikli hurdasının gerçek tonunu ve ederini konuşacağız ,satmaya çalıştığın diğer yerleri konuşacağız .
Çeyizinden getirmedin sonuçta kamu zararı var hepsini konuşacağız.
Gözlerini açsınlar demişsin ya, gözlerimizi dört açtık.
Öyle körü körüne ben yaptım oldu diyemezsin"
Ebru Uzun’un iddiaları çarpıcı.
İşin uzmanları 100 Milyon’a yakın bir gelirden bahsederken.
Zonguldak Belediyesinin kasasına giren tutar, 3 Milyon 450 Bin TL.
İddia edildiği gibiyse, bu yıkımı Zonguldak Belediyesi yapsa, kasaya çok ciddi rakamlar girecekti.
İhale ile Gürsoy İzabelik firması aldı yıkım işini.
Bundan sonra, biz de yıkımı yakından takip edeceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu’da Fevkani Köprüsü ile ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamanın en önemli noktası şurası;
“Belediyenin açıklamasına göre 1200 ton ile 2000 ton arası Çelik varlığı mevcut.
Bu bile 1200 ton ile 2000 ton arasındaki maddi boyutun ne kadar farklı olduğunu ortaya koymaktadır. 
Konusunda uzman bilim adamlarının yaptığı çalışmalara göre 3.800 ile 5000 ton arası.
Bazılarına göre de 8.000 tona kadar Çelik varlığı söz konusu.”
Fevkaniden ne kadar hurda çıkacak bekleyip göreceğiz.
Çıkan metalin maddi karşılığı ne olacak takip edeceğiz.
Bu işin kazananının kim olacağını merakla bekliyoruz.

KİMİ KİMDEN KORUYACAKLAR!
Avukat Hasret Uzun Yörük’ü canlı yayında eleştirdiğimiz için,
‘Can ve mal güvenliğinden’ endişe duymuş ve hakkımızda koruma kararı çıkartmış.
Sayın Hasret Uzun Yörük’ü hayatım boyunca görmedim, tanışmadım.
Gazipaşa Caddesinde görsem inanın tanımam kendisini.
Bir kere telefonunu aramadım.
Nasıl tehdit etmiş ve can güvenliğini tehlikeye atmış olabilirim?
Hasret hanımın Avukat kimliğinin yanı sıra, siyasetçi kimliği de var.
Biz kendisini siyaseten eleştirdik.
Eleştirilmekten korkuyorsa, siyaset yapmamasını öneririm kendisine.
Bizim eleştirilerimiz karşısında ‘Can ve mal güvenliğim yok’ demesini samimi bulmuyorum.
20 yıldır bu ülkede iktidar partisi olan AK Parti’nin il başkan yardımcısına, biz nasıl zarar verebiliriz?
Bu çelişkiler izaha muhtaçtır…
Üzerimize kurulmaya çalışılan oyunun farkındayız.
Bu oyunun içinde kimlerin olduğunu biliyoruz.
Bakınız;
Mustafa Çağlayan’ın il başkanı olmasının ardından,
6 ayda villa almasını haber yaptık diye, Çağlayan’da bize ‘Can ve mal güvenliğim yok’ diye dava açtı.
AK Parti il başkanı ve yöneticisinin daha cesur olmasını beklerdik.
Sayın Hasret Uzun Yörük’ün müvekkilleri arasında çok daha tehlikeli tipler var biliyoruz.
Mesela kenti zehirleyenler var.
Şantajdan hüküm giyenler.
Şehri haraca bağlayanlar var!
Onların yanında, bizden korkmasına pek anlam veremedik.
Biz eleştiri yaptık, 
Kimseyi tehdit etmedik.
Ben bugüne dek tehdit eden değil, tehdit edilenleri koruyan tarafta oldum.
Sayın Hasret Uzun Yörük, müvekkili Ali Rıza Tığ’a sorarsa bunu öğrenebilir.
Zira kendisi tehdit ve takip edildiği zaman, ilk polisi değil beni arardı…