BİZ YOLCU DEĞİL HANCIYIZ!
Siyaset hemen herkesin laf koşturabileceği,
Lehte ya da aleyhte fikir yürütebileceği bir alandır.
Zonguldak'ta bu aralar siyaset toz duman arasında yürüyüp gidiyor.
Zaman zaman nabız yükseliyor…
Bir takım söylemler maksatını aşıyor.
Bizimde yüksek nabız ile yaptığımız hatalar elbet vardır.
Bugüne dek sadece şahsıma yapılan saldırıları,
İtibar cellatlığını geri savurmak için,
Kendimi savunmak için saldırıya geçtim.
Vicdanım hür bir şekilde,
Kimsenin tetikçisi olmadan dilim döndüğünce eleştirdim…
Hiçbir zaman Zonguldak’ın en iyi gazetecisiyim diye bir iddiam olmadı,
Lakin açık ara,
Zonguldak’ın en bağımsız gazetecisi olduğumu iddia ederim.
Yazdığımız her satırda,
Kendi menfaatimizi değil,
Şehrin menfaatini ön plana çıkartmak için çabaladık.
Ömer Selim Alan ile yıldızımız hiç barışmamasına rağmen,
KARDEMİR’in yükleme deposunu kaldırma fikrine en çok biz destek verdik.
Fevkani Köprüsünün yıkılmasını destekledik,
Yıkılma şeklini eleştirdik.
Kamu menfaatini ön planda tuttuk.
Ahlaklı olmayan hiçbir eylemin, 
Hem insani olmayacağını,
Hem de değer bulmayacağını savunduk.
Siyaset yolculuğunda sert manevralarla kulvar değiştiren aktörlerle,
İdeallerini bir kenara itip menfaate yönelenlerle,
Ahlakı yok sayıp siyaseti araç yapanlarla,
Tüm gücümle kavga ettim…
Kimlik, kişilik, onur, gurur, şeref, haysiyet,
Benim için her şeyin üstündedir. 
Siyaseti ticaret gibi yapanlara karşı çıkacağız.
Bugün çıkarları için başkalarını satanların,
Yarın sizleri de satabileceğini yaşayarak gördüm.
Bugün sevgi tohumları ektiğini söyleyenlerin,
Geçmişteki kinlerini çok iyi biliyorum…
Kent için yapılacak her şeye varım,
Fakat samimi olmak şartıyla…
Ben bu şehirde doğdum,
Dedemin, Babaannemin, Babamın,
Amcalarımın ve Abimin mezarı bu şehirde,
Benim mezarımda bu şehirde olacak…
Biz yolcu değil, hancıyız bu şehirde!
Kimseye düşman değilim.
Şehir adına diyaloğa açığız elbet…
Susmamız gerektiği yerde dilsiz olabiliriz ama,
Kimse bizden kör olmamızı beklemesin!