BİLMEYENLE TARTIŞMAK AHMAKLIK OLUR!

Bilenle tartışabilirsin,

Bilmeyenle tartışabilirsin,

Ama bildiğini sananla tartışmak ahmaklık olur…

Şimdi bu şehirde ebedi düşmanım olan Ali Rıza Tığ,

Her şeyi bildiğini sanıyor.

Aslında öyle değil…

Geçtiğimiz günlerde bir yazı karalamıştı.

Ben Adil Bahadır’ı aramışım,

Tahsin Erdem’e zarar veriyorsun demişim.

Böyle bir konuşmanın olmadığını dile getirdik,

Alenen yalan söylediğini ifşa ettik!

Yüzünün kızarmasını beklemiyorduk tabi,

Bu şahsı tanıyanlar bu duruma şaşırmadı elbet.

Ali Rıza Tığ,

Adil Bahadır’ı aradığım konusunda söylediği yalandan söz etmezken,

Yeni yalanlar ile algı yapmaya devam ediyor!

Önce şu konuya açıklık getirelim,

Benim şirketim eşimin üzerine,

Bunda bir sorun yok,

Sen niye şirketine yapılan ödemeleri,

Özlem ve Elvin’in hesaplarında topluyorsun?

Şimdi biz bu konuyla ilgili,

Yasal süreç başlatıyoruz.

Geçmişte Ali Rıza’ya ödediğimiz paraların dekontlarıyla.

Özlem ile Elvin’in hesapları bir araştırılsın bakalım.

Neler çıkacak altından!

Bana çamur atarken,

Ellerinde ki kiri görmemesi çok ilginç!

Ali Rıza kaleme aldığımız yazıdan çok rahatsız olmuş,

Bunu nereden anlıyoruz,

Ne zaman bir yalanını ortaya çıkartsak,

Ya kendisini över,

Ya da yayın kuruluşunu…

Söylediği yalanları,

Yayınladığı sahte anketleri bu yolla unutturmaya çalışıyor.

Geçmişte benim hakkımda sayısız yazı kaleme aldı.

Halk otobüsü işletmesi yaparken,

Benim nasıl hakkımın yendiğini anlatırdı sıkça,

Televizyonuna konuk ederdi.

Ne yalan söyleyeyim,

Beni benden daha çok savunurdu.

Ama bunun bedelini ödediğim için.

Özlem’in, Elvin’in hesabına,

Defalarca para yolladım!

Ofisimden çıkmazdı,

Hatta başkaları hakkında haber yazıp,

Bana yollar yayınlamamı isterdi…

Ey gidi günler ey!

Şimdi bana korkak diyor ya,

Peşine bir araç takıldığında,

Titrek sesiyle beni arardı.

Karakolun önüne değil,

Benim evimin önüne çekerdi arabasını…

Çok şükür Ali Rıza’dan kendimi kurtardım.

Çünkü bana maliyeti oldukça yüksekti!

Ne derdi bitiyordu,

Ne tasası…

Muhasebecisi her gün para diye kapımıza gelir oldu!

Şimdi böyle bir şahsiyetle ben neyi tartışayım.

Elbette yalan söyleyecek,

Elbette algı yapacak,

Çünkü başka söyleyeceği bir şeyi yok ki!

Meteliksiz diyecek,

Ertesi gün arsamı 20 Milyona satacağımı,

Aracımı 2 Milyona satacağımı yazacak…

Benim malım onun çenesini yoracak!

NOT: Birisinin annesinin hesabı ile ticaret yaptığını yazmıştı,

O hesaptan Ali Rıza’ya giden parayı öğrenince,

Çok şaşırdık…

Menfaatçiler kuş gibidir,

Yerde elinizden beslenir,

Uçtuğunda üzerinize pisler…

COŞKUNOĞLU’NA PİYANGO VURMUŞ

İddia şu ki;

Ekonomik olarak zor günler geçiren Coşkunoğlu,

Kozlu Sahilinde bulunan mekanını satışa çıkartmış.

Malumunuz seçimden 2 ay önce,

Kaçak olarak yapı büyütmüşlerdi.

Pazarlık sonucu,

50 Milyon gibi bir rakam konuşuluyor.

Sen siyasi gücünle binayı al,

Ardından kaçak olarak büyüt,

Şimdide 50 Milyona satmaya çalış.

Ne ala Memleket…

Bu Coşkunoğlu’na tanınan imtiyaz,

Zonguldak’ta hiçbir firmaya tanınmadı.

Coşkunoğlu firmasının sahibinin kızı,

Başka bir isimle bozuk tavuk yakalatmıştı.

Ortalık ayağa kalktı.

Ama halk sağlığı için değil,

Firmayı kurtarmak için!

Siyasetçisi, gazetecisi firmayı aklamak için neler neler yaptı…

Sonra Coşkunoğlu,

Kaçak lokantada düğün yapmaya başladı.

Avanta koparamadığı için gece gündüz Memurlar lokalini yazanlar,

Bu düğünde,

Erik dalı misali,

Gevrek gevrek dolaştı!

Ah menfaat,

Sen nelere kadirsin…