Bilge Kral Aliya İZZETBEGOVİÇ, Özgürlüğe kaçışım adlı eserinde özgürlük arayışını ve bunun sonucunda İnsanın ödemek zorunda kaldığı bedelleri ve son kertede kazanç ve kayıplarının bir mukayesesini yapar. Bilge Kral, Özgürlüğe Kaçışım ile temel hak ve özgürlükler, din, siyaset, bilim, ilim ve sanat gibi birçok kavramı engin bilgi birikimi ile damıtıp biz okuyucuya hakikati göz hizasına getirecek bir eser ortaya koymuştur.
Ben de bu yazımda özgürlük arayışının bizler için ne ifade ettiğini ve sonucunda hangi hedeflere bizi götüreceğini ya da nasıl acı çekmemize ve yalnız bir hayat sürmemize vesile olacağını sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Yaşayan en büyük Türk Şairi ve Düşünür İsmet Özel Özgürlüğü; Özün gürleşmesi olarak tanımlamış ve gerçek özgürlüğün La İlahe İllallah’da ki ( LA ) kelimesinin anlamına varmakla mümkün olacağını belirtmiştir.
Müslümanların özgürlüğü, üç terimle özetlenebilir.
- insan yeryüzünün halifesidir ve sorumlu olduğu emaneti yüklenmiştir.
- Dünya hayatı, Allah’a kulluk için tayin edilmiştir
- insan yapıp ettiklerinden ahiret hayatında karşılık bulacaktır.
Hayatı bu minval üzere yaşamanın önündeki tüm engeller insanı karanlığa, zulme ve fitneye duçar etmektedir. Müslüman inancını yaşama çabası yanında bu engellerden uzaklaşma ve fitneyi ortadan kaldırma mücadelesi vermek zorundadır.
Biz Müslümanların "la ilahe illallah" şiarıyla özetlenen bu yaşam düsturu sayesinde ulaştığımız seviye özgürlüktür.
Kula kulluktan, sahte tanrılardan, boş ve değersiz alışkanlıklardan, geçici dünya hayatının yalancı cazibesinden, zalim ve müstebit otoritelerden, eşyalardan, .mal ve mülkten, atalar dininden, toplum baskısından, kurumların, aygıtların, makam ve mevkilerin, şan, şöhret ve lüks düşkünlüğünün hegemonyasından, insanı Allah'a kulluktan uzaklaştıran her şeyden kendisini arıtması ve yalnızca Allah'a kulluk yapma seviyesine gelebilmenin adıdır özgürlük.
Bu çerçevede Müslümanların özgürlüğü, Allah’tan başka her tür otorite ve baskıya boyun eğmemekle sınırsız bir başkaldırıyı, yalnızca Allah'a boyun eğmekle de kişilik kazandıran, hayatın ve ölümün anlamını kavratan ve insanı olgunlaştıran bir sorumluluğu bir araya getirir. Yeryüzünün halifesi olmanın bilinciyle dünyayı imara ve düzenlemeye yönelir. Şerri, kötülükleri, haksızlıkları ve küfrü ortadan kaldırmaya çalışır. İyiliği, güzelliği, erdemi ve bilgiyi egemen kılar.
ÖzGür insan. Herkesin Allah’ın yanında eşit olduğunu, üstünlüğün yalnızca Allah’a bağlılık ve itaat derecesi ile ölçüldüğünü, dinin malikinin yalnızca Allah olduğunu bilir. Dinin sahibi olmaya yeltenen din adamlarını, manevi otoriteleri ve kurumlan reddeder.
İlim sahipleriyle ilişkisini yalnızca öğrenme ve terbiye olma çerçevesinde değerlendirir, insanla Allah arasındaki tüm engelleri yok eder, insanların özgürce tercih yapmalarını, hak ve batılı kendi iradeleriyle seçmelerini sağlar. Batılın kaynağı ve yaygınlaşma yollarını kurutmaya çalışır, hiçbir kötülüğün karşılıksız kalmayacağı bir adalet ve hukuk düzeni oluşturur. Özgür insanlar Adaletli bir toplumu inşaa ederler.
Müslümanın özgürlüğü insanın kalbinin ve kafasının gelişmişliğidir.
Bu hakikate ( Özgürlüğe ) ulaşmak için ( La ) deyip yola çıkmak gerekmektedir.
Vesselam…