İslam dünyası salgın haline almış sayısız hastalıklara bağımlı hale gelmiştir. Ahlaki uyuşukluk ve entellektüel felç, içeride yıkıcı hareketler, dışarıdan boyunduruk altına alma çabaları, adaletin ve adil muamelelerin yokluğu, cehalet hastalık ve yoksulluğun aşırı boyutlara ulaşması, israf uzlaşmazlık ve Öldürücü mücadelelerle uzayıp giden listeye baktığımızda durumumuz çok acı vericidir. Böylesine öldürücü hastalıklarla kuşatılmış bir halde iken İslam ümmetinin nasıl hayatta kaldığını merak etmemek mümkün değildir bu ümmetin bugüne kadar korunmuş ve halende varlığını sürdürebiliyor olmasının nedeni hem Kur’an mirasına hem de Resulullah’ın sünnetine hâlâ hâlâ tutuluyor olmasıdır. Bütün bunlara ilaveten günümüzde İslam ümmetinin başındaki en tehlikeli hastalık uyuşmazlık ve ihtilaftır. Bu hastalık her bölgeyi, Her şehri, her toplumu etkileyecek hale geldi. Bu kuran ve sünnet esaslarına tamamen aykırıdır. Biz Müslümanlar maalesef tartışmasız bir şekilde yalnızca Allah’a iman ve ibadet inancını unuttuk ve birbirlerimizle birbirimizle güçlerimizi birleştirme çağrısını terk ettik. Kur’an‘da sünnette Allah‘ın birliğini ikrar etme görevine vurgu yapıldıktan hemen sonra tek bir husus öne çıkarılmaktadır İslam ümmetinin birliği yani Müslümanlar arasında barışı ve uyumu bozan, müminlerin kardeşliğini mahveden her türlü ihtilafı ortadan kaldırılması Esas alınmıştır.Ancak bizler emirlere olan saygımızı, İslami davranış ettiği ve normlarını kaybettik. Bu yüzden hayrullah ve ölümcül çatışmaların tuzağına düştük. Rabbimizin uyarısı şöyleydi; “Allah’a ve peygamberine itaat edin, çekişmeyin, yoksa korkar başarısızlığa uğrarsınız ve kuvvetimiz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir” Enfal-8/46
Kuran bize peygamberlerin Ümmetlerinin tarihini anlatarak onlardan ders çıkarmamızı istiyor kuran gerileme ve çöküşün; dar görüşlü Hizipçiliğinle, ihtilafın ve uzun uzlaşmazlık hastalığının doğru candan sonucu olduğu konusunda bizleri uyarıyor.
Ayrıca Resulü Ali Selat ve selam efendimiz; “Kalplerinizde ayrılığa yol açacak şekilde ihtilafa düşmeyin” demiştir.
İhtilaf ve hizipçilik hastalığından kurtulabilirsek bölünmeler duracak ve Ümmet yeniden doğru yola, sağlıklı ve hayat dolu yola girecektir.
Günümüzde gerek devletler arasında gerekse aynı devlet içerisinde farklı hizipler arasında dini ve siyasi konular esas alınmak suretiyle büyük ihtilaflar yaşanmakta ve bu durum toplumlarınn ortak bir Ülkü Etrafında birleşmelerini imkansız hale getirmek dedir. Konuyu ülkemiz özelinde incelediğimizde tarihin hiçbir döneminde yaşamadığımız kadar siyasi ve dini ihtilafların ortasında kaldığımızı görmekteyiz. Her grup kendisinin doğruyu Bulduğunu ve bu doğruyu yaşadığını diğer grupların ise sapkınlık ve dalalet içerisinde bulunduğuna inanmaktadır. Dinin ve siyasetin havamileşmesi ve eşitler arasında hiçbir YouTube aklın kalmaması bu ihtilaf iklimini daha da Tahkim etmektedir.