Gündemimiz dün geceye kadar çok yoğundu.
Üzerimize atılan iftiralar, kurulan kumpaslar, vereceğimiz cevaplar.
Bunları düşünürken sabah 06:00’da acı bir telefon sesiyle uyandım.
Deprem bölgesinde bulunan dostlarımla konuştum, detayları öğrendim.
Anadolu Yayın Platformu kapsamında yayın yapan paydaşlarımızla geçtiğimiz aylarda Kilis’i ziyaret etmiştik.
Bölgede tanıştığımız gazeteci dostlarımızdan acı bilançoyu öğrendik.
Depremin ilk dakikalarından itibaren devletimizin can siperhane çalışmalarına şahit olduk.
Deprem bu ülkenin gerçeği, bu konuda daha fazla önem almamız gerekiyor.
Elmas TV’de gün boyu deprem bölgesinden canlı yayınlar yaptık, olayı tüm sıcaklığıyla ekranlara getirdik.
İçimiz yanıyor, canımız çok acıyor…
Millet olarak bununda üstesinden geleceğiz fakat bu acılardan ders çıkartmamız şart.
Şimdi tüm gündemimizi bir kenara bırakıp deprem bölgesine el uzatmamız gerekiyor.
Zonguldaklı madenciler deprem bölgesinde, Zonguldak Valilimizce yardım kampanyaları düzenleniyor, Kızılay’da kan vermek isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu.
Bende şahsım ve medya kuruluşum olarak elimden ne geliyorsa maddi manevi yapacağım.
Allah devletimize zeval vermesin, milletimizi korusun.
BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
Erdoğan Erdem, Şükrü Kılıç ve Ali Rıza Tığ’dan oluşan şeytan üçgeni, organize algı operasyonları ile bizi susturmaya çalışıyor.
İstiyorlar ki biz susalım onlar Ereğli’de cürufu toprakla karıştırsın!
İstiyorlar ki biz susalım onlar Organize Sanayi Bölgesinde cüruf ayrıştırsın!
İstiyorlar ki biz susalım onlar Ereğli ve Alaplı’nın toprağı suyunu kirletsin!
Onların istediklerini tabi ki vermeyeceğiz.
Onlar hamlesini yaptı şimdi sıra bizde.
Madem belge diyorlar bizde yayınlarız belgeleri!
Ama şimdi zamanı değil!
Bizim gündemimiz deprem.
Bizim gündemimiz devletin yanında olarak, depremzedelere el uzatmak.