Soğuksu'daki binasını partiye fahiş fiyattan satmaya çalışan, büyük dava adamı Ahmet Yılmaz'ın finanse ettiği Mustafa Çağlayan, il başkanlığının 6. Ayında villaya taşındı.
Daha önce Merkez ilçe başkanlığını, 5 bin Euro’luk makbuz ile kaptıran Çağlayan, şimdi gözü yerel seçime dikmiş.
Belediye meclis listeleri yapılmış.
Operasyon için beyaz eşya mağazasında düğmeye basılmış.
İlk engel mevcut başkan!
Onu yıpratmak için devreye sokulan gazeteciler var!
Görevleri sağlı sollu kroşelerle, Ömer Selim Alan’ı yıpratmak.
Bu parelel yapının tepesindeki ismi, Ömer Selim Alan geçmişte Meclis listesine kabul etmemişti.
Onun kuyruk acısı olduğu için, operasyonun kusursuz olmasını istiyor.
Niyetleri ne olursa olsun,
Her Firavun'un bir Musa'sı çıkar!
SON MERMİ KALANA KADAR
Efendim bizim Temel, çok başarılı ve komutanları tarafından örnek gösterilen bir askermiş.
Komutanı, diğer askerlere bir şey öğreteceği zaman, Temel'i birliğin önüne çıkarıp konuyla ilgili sorular sorar; aldığı cevaplardan sonra da, “sizde Temel gibi olun” dermiş...
Komutan yine bir gün, Temel'i birliğin önüne çağırıp sormuş;
- Söyle bakalım Temel, düşman önden gelirse ne yaparsın?
- Tam siper yatarım ondan sonra tüfekle tararım.
- Arkadan gelirse ne yaparsın?
- Ters takla atar yine tararım.
- Yukarıdan gelirse ne yaparsın?
- Sırtüstü yatar, indiririm oni!..
- Sağdan gelirse ne yaparsın?
- O tarafa yuvarlanır, tararım.
- Ya soldan gelirse ne yaparsın?
- Ula Komutanım!.. Bu orduda benden başka asker yok midur? demiş...
Bizim ki de bazen o hesap oluyor...
Mağlum düşman çok...
Sağa yatıyor tarıyoruz.
Sırt üstü yatıp indiriyoruz.
Savaşta sürekli yeni cephe açıyoruz.
Ne yapalım peki?
Eren'den parayı alalım çevre katliamına mı susalım?
Ereğli'den parayı alalım, cürufa mı sessiz kalalım?
6 ayda villaya konanları, engelli akrabasının arabasıyla gezenleri görmezden mi gelelim?
En çok şaşırtan ne biliyor musunuz?
Bunların hepsini yapan bir müptezel çıkıyor her mabedi sıkıştığında bizi 'Şantaj' iftirası ile suçluyor.
İki gazete, bir televizyon satan, şimdi de matbaa hurdaları satarak ayakta durmaya çalışan biri çıkıyor bize 'meteliksiz' diyor!
Ben tehlikeden kaçarak değil, bertaraf ederek yola devam etmeyi yeğlerim.
Hemşerim ama bizim Temel ile aynı fikirde değilim...
Tek başımıza kalsak da.
Son mermimiz bitene kadar savaşmaya devam...
YASİN VEL KUR'AN-İL HAKİM
Ekmek almak için markete girdi.
Peşinden gelen 2 kişi, 45 saniyede patatese çevirdi.
Ama öyle bir dayak şekli yok!
Özenli bir işçilik,
Ağzı burnu yer değiştirmiş!
Yediği dayağın arkasında Yasin olduğunu iddia etti.
O dönem Yasin'in yanında çalışan ve kendisini patatese çeviren ekibe lojistik destek veren kadını, sonra yanına aldı.
Halbuki yediği dayaktan sorumlu tuttuğu bu kadını, bir süre sonra uygunsuz fotoğraflar ile tehdit edip, yediği dayağın öncesini sonrasını, tüm detaylarını öğrendi.
Zaman geçti, 45 saniyede açılan yaralar 45 günde zor iyileşti.
Şimdi çıkmış Yasin'i özlediğini söylüyor.
Belli ki canı yine dayak istiyor!
Ne diyelim umarım en kısa sürede Özlemin biter.
Bizim yapacağımız tek şey arkasından Yasin okumak olur!