AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen, Ereğlili gazeteci Mustafa Uysal dün akşam sosyal medyada bir açıklama yayınladı.
Açıklama şöyle;
“14 Ağustos 2001 yılında kurulmuştu Ak Parti. Dile kolay 21 yıllık kesintisiz iktidar verdi bu Aziz millet Ak Parti davasına!
Kuruluşundan sonra 3 dönem yönetimlerinde olmaktan gurur duyduğum Ak Parti’nin Zonguldak Teşkilatlarından kimler geldi, kimler geçti!..
Son genel seçimlerde yönetim kademelerinde bulunmasam da, gerek sosyal çevremde gerekse Sosyal Medyada üzerime düşenden fazlasıyla yaptığıma inanıyorum. Çünkü ben makam ve koltuk sevdasıyla değil, inandığım İçin bunu yapıyorum. Ama biat değil, eğriye eğri- doğruya doğru diyebiliyorum.
Ak Parti’de siyaset yapmış ve Ak Parti seçmeni olarak şunu çok kolay söyleyebilirim ki, Ak Parti iktidarının en zor dönemlerinden birini yaşadık son Genel Seçimlerde. Özellikle pandemi süreciyle başlayan, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte dünyada derinleşen Ekonomik krize eklenen Deprem felaketine rağmen vatandaş gereğini yaptı ve Hem Ak Partiyi birinci parti yaparken, hem de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan güven tazeledi.
Ekonomik krizin faturasını özellikle emekli ve dar gelirli çekerken, Ak Parti teşkilat kademelerinin bu kriz ortamında eleştirileri vakur bir şekilde karşılaması ve vatandaşın dertleriyle dertlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Her şeyden önce Teşkilat kademelerindekiler, yaşam standartları, tavır ve davranışlarıyla seçmen kitlesine örnek olmalı.
Örnek olmalı derken Ak Parti İl Başkan Vekilliği koltuğunda oturan Mustafa Çağlayan gibi örnekten bahsetmiyorum!
Bence o Ak Parti camiasına kötü örnek!
Nasıl mı?
Ak Partinin Zonguldak İl Başkanlığı koltuğunda bir dönem Merkez İlçe Başkanlığı yapan Mustafa Çağlayan oturuyor.
Partinin internet sitesinde , kendisi ile ilgili biyografisinde Zonguldak’ta ticaret yaptığını yazıyor ama yaptığı ticareti birçoğu bilmiyor.
Çünkü kendisine ait vergi dairesine kayıtlı bugün ne bir işletme var, nede bir şirket var. Uğraştığı medikal işleriyle ilgili şirketini 4-5 yıl önce kapatmış Çağlayan! Ancak akrabasının üzerine olan medikal şirketinde asgari ücretle sigortalı.
Sağ olsun Cumhurbaşkanımız Asgari ücretliye zam yaptı.
Hani İl Başkanı asgari ücretle sigortalı dediysem durumu öyle bildiğiniz asgari ücretlilerden değil.
Kendisine ait bir dairesi varken, Son seçimden 6 gün sonra Tepebaşından 5-6 milyon TL değerinde Dubleks mi, tripleks mi ne bir ev alıyor İl Başkan Vekilimiz. Allah daha çok versin, gözümüz yok!
Ancak seçimden 6 gün sonra aldığı ev için 12.800 TL tapu harcı yatırıyor İl Başkan Vekilimiz Çağlayan! Tapu harcı emlak değerinin binde 40’ı olduğuna göre demek ki bu evi 320 bin TL’ye aldı gösteriyor devlete. Evin piyasa değeri 5-6 milyon ama tapudaki değeri 18’de biri! Tapu harcından değİl, aynı zamanda vergiden de yırtıyor Çağlayan!
Kızmayın hemen bizim İl Başkanı işini biliyor, çünkü Asgari ücretli!
Seçmen ekonomik krizin aşılması İçin MTV 2 kat ödüyor ama bizim cin fikirli İl Başkan Vekilimiz Çağlayan MTV ödemiyor!
Bırakın MTV’yi, aracı alırken ÖTV bile ödemiyor.
Kendisinin kullandığı ve parasını verdiği aracını da engelli olan Amcasının oğlunun üzerinden almış İl Başkan Vekilim! Tabi o zaman aracın değerinin yarısına yakın ÖTV ödememiş oluyor.
Bugün ki değeri 2-2,5 milyon vardır aracın ama MTV ve ÖTV’den muaf, Çünkü bizim İl Başkanımız Asgari Ücretli!
Kdz.Ereğli’de Cumhurbaşkanımıza ve MHP Lideri Devlet Bahçeliye hakaret ettiği iddiasıyla şikayette bulunulan bir sendikacı var! Bir İl Başkanının, liderine hakaret ettiği iddiası bile olsa süreci yakinen takip etmesi ve taraf olması gerekir. Ama bizim İl Başkanının ağzını bıçak açmazken, birde o liderine hakaret eden sendikacıyı makamında ziyaret ediyor! Aklınca siyaset yapıyor!
Ama unutuyor, Ak Davanın siyaset anlayışı bu değil! Reise taraf olmayan bertaraf oluyor!
Bizim İl Başkanı Asgari ücretli ama arkasındaki odaklar çok kuvvetli! Ne eski vekili bitiyor nede yenisi! Ne Belediye Başkanı bitiyor nede işadamı! Değirmen kurulmuş, Belki o değirmene çok güveniyor…
Bir gerçek var ki, güç odaklarının kumandasıyla yürüyen, halk krizi aşmak İçin vergi yüküne katlanırken vergi vermemek için katakulli işler çeviren Asgari Ücretli ama Asgari ücretliye göre çok zengin olan İl Başkanı ne Zonguldak’a nede Ak Partiye hiç yakışmıyor!
Bu olaylar, Ak Parti davasını karşılıksız savunan kitleyi oldukça rahatsız ediyor!
Karşılık ve makam bekleyenler ise düzenlerinin devamı için koltukta tutma mücadelesi verip savunuyor! Siz Ak Parti tabanının bağlılığını kendinize kullanıyorsunuz ama belki Genel Merkez bilmiyor, belki Reis bilmiyor ama Allah biliyor!
Yetmez mi?
Halk krizin bedelini ödüyor, İl Başkanı vergi vermemek için takla atıp Güç odaklarının gücüyle yürüyor! Birde güzel güzel zenginleşiyor!
Yolunda A.Ş.’yi herkes görüyor ama dilsiz şeytan misali susuyor!
Çok ayıp oluyor, yakışmıyor!…
Vesselam,
Selam ve dua ile…”
Bu açıklamalar çok konuşulacak cinsten.
Mustafa Uysal’ın yaptığı bu açıklamayı haberleştirdik.
Fırtınalar koptu.
Telefonların ardı arkası kesilmedi.
Beni arayamaya ya da telefonumu açmaya cesaret edemeyenler,
Haber müdürümüz Ergin Özkul’u aramış.
Bu açıklamalar Mustafa Uysal’a ait!
Çok büyük haberciyim diye ortalarda gezenler, bu iddiaları haber yapmaya cesaret edemedi.
Mustafa Çağlayan’a yakınlığıyla bilinen Ali Rıza Tığ, geçtiğimiz günlerde, bu iddianın sahibi Mustafa Uysal hakkında şunları yazmıştı;
“Mustafa Uysal’ı kutluyor, her daim yanında olduğumu buradan kamuoyuna ilan ediyorum.”
Her daim Mustafa Uysal’ın arkasında olduğunu iddia eden Ali Rıza Tığ, bu yazı hakkında nasıl bir tutum sergileyecek?
Biz Mustafa Uysal’ın yazısını haberleştirdik diye iddia ediyorum ki, benim hakkımda türlü iftiralar üretecektir.
Mustafa Çağlayan’ı aklayabilmek adına, daha önceden yaptığı gibi yine şantaj iftirasını kullanacaktır muhtemel.
Neyse ki, yaşlandığı için yaratıcılığını kaybeden Ali Rıza Tığ’ın attığı iftiralar hep aynı oluyor!
Bizler hazırlıklıyız!
Gelelim Mustafa Uysal’ın iddialarına.
Bence Zonguldak siyaset tarihinde görülmemiş bir olay.
İktidar il başkanı, eniştesinin şirketinde asgari ücret ile çalışıyor.
Aynı il başkanı, asgari ücret maaşıyla villa alıyor!
Kendi üzerine ticari bir faaliyeti bulunmayan Mustafa Çağlayan’a piyango yada miras çıkmadıysa, asgari ücretle villa alması imkansız.
Peki Mustafa Çağlayan nasıl aldı villayı?
Yada almasına kim vesile oldu?
Yada bu satışa vesile olanlar, villa karşılığında Çağlayan’dan ne talep etti?
Mustafa Çağlayan’ın, asgari ücretli olarak çalıştığı, eniştesinin medikal şirketi, kamu hastanelerine ne kadar fatura kesti?
Şayet kesildiyse, bu faturalarda Mustafa Çağlayan’ın siyasi kimliğinin etkisi nedir?
Bakınız sayın okur;
Geçmişte Ak Parti il başkanlığı yapan Zeki Tosun, kamu kurumlarına mobilya satıyor diye, Pusula Gazetesi tarafından sıkça eleştirilmişti.
Aynı gazete Mustafa Çağlayan’ı eleştirebilir mi?
Bence eleştiremez!
Çünkü Mustafa Çağlayan, Ali Rıza’nın kırmızı çizgisi.
Günümüz ekonomik şartlarında, asgari ücretli bir çalışanın villa alması imkansız.
O zaman Mustafa Çağlayan o villayı, il başkanlığından elde ettiği gelirle satın aldı.
Aksi bur durum varsa Mustafa Çağlayan çıkar açıklar,
Mustafa Uysal’ın iddialarını haber yaptık diye, bizi tehdit etmeye kalkan Mustafa Çağlayan, keşke iddialara cevap verse.
Bu iddialara cevap vermek isterse, Televizyonumuzun ekranları kendisine açık.
Bizim siyasetçilerden beklentimiz, siyaseti kendi çıkarları adına kullanmalarından ziyade, şehre hizmet etmeleri!
Adının başında ‘Adalet’ olan bir partinin il başkanı bizce daha dikkatli olmalı.
Muammer Avcı’nın il başkanlığı yaparken, aracını park ettiği yeri günlerce haber yapan Ali Rıza, Mustafa Çağlayan hakkında çıkan iddialar karşısında, sizce neden bu kadar sessiz?
SANSAR İLE KARGA
Sansar ile karga bir gün uçağa binmiş.
Karga, muziplik olsun diye basmış tuşa hostes çağırmış.
Hostes, buyurun demiş kargaya
Karga gülerek puştluk yapmak için bastığını söylemiş.
Hostes geri gitmiş.
Karga, bir süre sonra tekrar tuşa basmış.
Hostes yine gelmiş.
Karga gülmüş, puştluk olsun diye bastım demiş.
Hostes sinirlenmiş geri dönmüş.
Kargayı göre sansarda basmış tuşa.
Hostes bu kez sansarın yanına gitmiş.
Sansar gülmüş, puştluk olsun diye bastım demiş.
Hostes gitmiş pilotun yanına olanları anlatmış.
Pilotta sinirlenmiş, atın ikisini uçaktan demiş.
Hostes kargayı ve sansarı tutmuş kapıya getirmiş.
Karga gülmeye devam etmiş.
Sansar korkmuş.
İkisini atmışlar uçaktan,
Sansar bağırmış ben uçamam diye.
Karga tekrar gülmüş.
Madem uçamıyorsun, neden puştluk yapıyorsun demiş.
Zonguldak’ta da kargalara güvenip puştluk yapanlar var.
Allah sonlarını sansara benzetmesin!