Deposunda 10 Ton bozuk tavuk eti yakalanan şirketi sık sık haberlerimize taşıdık.
Biz şirketin Coşkunoğlu olduğunu söyledik.
Onlar çıktı, konunun bizimle alakası yok dedi.
İşin aslı ortaya çıktı.
Şirket Coşkunoğlu firmasının sahibinin kızının üzerine.
Bizim haberimizi yapmamızın ardından ilk kapımızı çalan ise Coşkunoğlu firmasının sahibi.
Yahu madem konunun sizinle alakası yoktu da, gece ne işiniz vardı kapıma kadar geldiniz?
Bozuk tavuklarının yakalandığı deponun bizimle alakası yok, diyen Coşkunoğlu şirketinin ortağı Mustafa Özkan kıramayacağım bir dostum vesilesiyle, haberin çıktığı ilk akşam kapımızı çaldı.
Saatlerce dil döktü.
Bu konuşmalar, devam eden soruşturma kapsamında ifade tutanaklarına yansıdı.
Mustafa Özkan o akşam yanımıza Coşkunoğlu firması adına mı geldi?
Yoksa yeğeninin üzerine olan firmayı kurtarmak için mi?
İlk görüşmeye tanık olan kişi, emniyet ifadesinde anlatıyor.
“Mustafa Özkan haberin kaldırılması için para teklif etti.
Akın Kavi sadece mahkeme yoluyla haberi kaldırabileceğini söyledi.
Mustafa Özkan televizyona reklam vermek istedi,
Akın Kavi, böyle bir haberin ardından reklam almak, kurumumuzu küçük düşürür.
Ama konuyla ilgili söz hakkın var, konuşmak istersen muhabir arkadaşlar çekim için yanına gelir dedi.”
Bunlar emniyete verilen ifade tutanaklarında mevcut.
Olaya tanık olan Mustafa Özkan ve benim ortak dostum,
Olayın ardından bana,
“Sen gazetecilik dersi verdin Akın” dedi.
İnanmayan soruşturma dosyasına bakabilir.
Sonrasında Mustafa Özkan sokma akıl ve kurmaca ses kaydı ile gitti,
“Bana şantaj yapıldı” diye ağladı.
Sağda solda, ‘haberi yapmadan önce beni aradı, benden para istedi vermeyince haber yaptı’ dedi.
Ben Mustafa Özkan’ı hiç aramadım.
Hatta telefon numarasını bilmem.
Ben haberi yaptım, o kapıma geldi.
Ben haberimin arkasında durdum, kaldırmayacağımı söyledim, o yalana başvurdu.
Şimdi çıkıyorlar,
10 Ton bozuk etin Coşkunoğlu firması ile alakası yok diyorlar.
Mustafa Özkan;
Sen nasıl amcaymışsın, yeğeninin üzerine olan şirketi kurtarmak için bu kadar çaba gösterdin.
Allah herkese san gibi amca nasip etsin.
Bize göre, he Coşkun oğlu,
He Hakan kızı…
Hepsi aynı!

AK PARTİ EREĞLİ’DE CAN ÇEKİŞİYOR.
Geçtiğimiz dönem AK Parti Ereğli bölgesinden aday göstermedi.
Sözde Ereğli bölgesi ile Hamdi Uçar ilgilenecekti.
Hamdi Uçar ilgilendi ilgilenmesine de.
Ereğli’nin derdi ile değil…
Neyse, o dönemler geçti çok şükür.
Sonrasın da Saffet Bozkurt geldi.
Ereğli’de mum yakıp Hamdi Uçar’ı arayanlar bile oldu.
AK Parti’de durum böyle olunca.
Halil Posbıyık’ın emeklilik yaşı uzadıkça uzadı.
Dünkü haber şöyle;
AK Parti Zonguldak İl Teşkilatı tarafından düzenlenen Cumhuriyetimizin 100'üncü Yılı dolayısı ile 'Yüz yüze 100 Program'  kapsamında Ereğli ilçesinde programlar düzenlendi.
Mustafa Çağlayan Ereğli’de bir dizi ziyaretlerde bulunmuş.
Yanında kim var?
Ereğli İlçe başkanı İbrahim Sezer.
70 yaşındaki Adem amcanın malıma çöktü diye eşiyle birlikte ağladığı, adliye kapılarında hak aradığı İbrahim Sezer.
Adının içinde ‘Adalet’ olan bir partinin ilçe başkanından bahsediyoruz.
Mustafa Çağlayan, İbrahim Sezer’e Adem amcayı sormuş mudur bilinmez.
Aynı AK Parti Ereğli’ye,
Genel seçimde CHP propagandası yapan Harun Akgül’ü yeniden Milli Eğitim Müdürü yapabilmek için büyük gayret gösterdi.
Harun Akgül yerel seçim öncesi de CHP’nin belediye başkan adayına da bir kütüphane açtırır muhtemelen.
Bu şartlarda yerel seçimlerde başarı nasıl gelecek göreceğiz.
Fakat, Ereğli’de dağınık gözüken AK Parti’den,
Aday gösterildiği takdirde Halil Posbıyık bastonla seçim alır!

HOŞ GELDİN ADNAN AĞABEY
Biz doğruları söyledikçe üzerimize saldıranlar oluyor.
Elimizden geldiğince mücadele ediyoruz.
Elbet yoruluyoruz.
Zonguldak’ın duayen gazetecisi Adnan Küçükvar, Elmas yayın grubuna Genel Yayın Yönetmeni olarak göreve başladı.
Elmas Gazetesinin yeni başlayan yolculuğunda gücümüze güç katacak.
Televizyonumuza yeni bir soluk getirecek.
Biz doğru bildiğimizi söylemekten geri kalmayacağız.
Şantajdan ceza alanların bize ‘şantaj’ yakıştırması yapmasına müsaade etmeyeceğiz.
Bize yapılan saldırılarda strateji değiştirdim.
Bize saldıranlara cevap vermekle vakit kaybetmeyeceğiz.
Öyle ya, İt ürür kervan yürür…
Bizim derdimiz Zonguldak..
Bizim derdimiz memleket…
Bir çivi çakanın başımızın üzerinde yeri var.
Hiçbir işe yaramadan, sadece oturduğu koltuğu işgal edene de,
Diyecek çok sözümüz var!
Bizim danışacak bir büyüğe ihtiyacımız vardı.
Adnan abi Hızır gibi yetişti.
Hoş geldin Adnan Ağabey…