Ondan sonra bana niye böyle yazdın diyorlar.
30 Ağustos Zafer bayramımızın 102.yılı kutlamaları tüm Türkiye genelinde olduğu gibi Zonguldak'ta da gerçekleştirildi ama coşkusuz bir şekilde. Neden mi anlatayım
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 102. yıl dönümü kutlamaları için Zonguldak'ta her şey mükemmel tüm hazırlıklar yapılmış askeri, polisi, resmi kurumları öğrencileri protokolü herkes yerini almıştı;
Ancak eksik olan bir şey vardı. Vatandaş yoktu kutlamalarda. Kaldırımlarda bayrak sallayan tek tük insan vardı. Kaldırımlarda Bayramı izleyen Bayram coşkusunu ortak olan, bayrak sallayan insan aradı gözlerimiz ama malesef bulamadık.Kaldırımlar da adeta in cin top oynadı. İnsanlarımız bir zahmet yataklarından kalkıp da kutlamalara katılma gereği hissetmediler.Toplum olarak bu kadar duyarsız hale geldik maalesef. Zafer Bayramı kutlamaları günü cuma gününe denk geldi. Yani hafta içi. Normalde mesainin devam etmesi gereken bir gündü. Ancak milli bayramımız sebebiyle resmi tatil ilan edildi. Ancak bu tatil vatandaşlar tarafından yanlış anlaşılıyor. Tatili vatandaşlarımız evinde yatsın uyusun diye değil Bayram kutlamalarına katılsın diye ilan ediliyor. Bayram coşkusuna ortak olsun diye yapılıyor.. Ailesine beraber gelsin kutlamalarda coşkuyu yaşasın diye yapılıyor. Öğleye kadar yatıp uyumak için değil.
Malesef Zafer Bayramı kutlamaları sabah yapıldığı için toplumumuzun Büyük bir kısmı bir zahmet uykularını feda edip evde yatmayı uyumayı dinlenmeyi tercih ettiler. Uykularından bir zahmet uyanıp 30 Ağustos zaferini kutlamayanlar maalesef akşam Fener olayında İzmir marşı ile yürümeyi tercih ettiler, konserde eğlendiler
Bu ne perjiz bu ne lahana turşusu misali..
Sorsanız hepsini Atatürkçü ama uykularından bir zahmet kalkıp da bayram kutlamaya gelmezler
Siz ancak sahte Atatürkçüsünüz..

XXXXX

BALIKÇILAR VİRA BİSMİLLAH DEDİ

15 ENidan'da  başlayan av yasağı 4,5 aylık aradan sonra 1 Eylül tarih itibariyle sona erdi ve balıkçılarımız 1 Eylül itibariyle gece saat 00.00 itibariyle denize açılarak ilk avı gerçekleştirdiler.

Zonguldak kıyı şeridi zengin deniz su ürünleri potansiyeline sahip bulunuyor.
Türkiye su ürünleri açısından hem ithal eden, hem de ihraç eden bir ülke konumunda olup su ürünlerinde net ihracatçı durumunda. Yarattığı katma değer ve istihdama katkısı ile stratejik öneme sahip olan su ürünleri sektörü dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla gelişiyor. Sektörün ekonomiye katkısı, tarımsal üretim değerindeki yeri her geçen gün artıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığının su ürünleri politikalarının ana hedefi, halka bol ve ucuz balık sağlamakla birlikte; şu ürünleri ve balık kaynaklarını koruyarak, sürdürülebilir avcılık yöntemlerinin geliştirilmesini sağlamak
Unutulmamalıdır ki; doğal kaynaklar sonsuz değildir. Bu kaynaklar, gelecek nesillere aktaracağımız bir emanettir. Bu nedenle, koruma ve kullanma dengesini mutlaka gözetmek zorundayız.
İlimizin coğrafi olarak deniz kıyısında bulunması, su ürünleri potansiyeli yüksek bir il olmasını da beraberinde getiriyor. İlimizde çok sayıda dışarıdan ve çeşitli Boy Uzunluklarında Balıkçı teknesi Genel olarak Gırgır ve Trol Avcılığı yapıyor. Her ne kadar güçlü bir Balıkçılık Filosuna sahip olmasak ta  Zonguldak Su Ürünleri Sektörüne, su ürünleri ve balık kaynağı olarak İlimiz ve Ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor.
Bu sezon Zonguldak dışından gelen Balıkçı gırgırları Kilimli ve Ereğli balıkçı limanlarında karaya çıkabilecekler ve ilimiz kıyı şeridinde balık avcılığı yaparak Türkiye'nin her tarafına balık gönderecekler.
Ayrıca ilimizde yüzlerce sayıda küçük balıkçı tekneleri var Ve haliyle yüzlerce sayıda da belgeli amatör balıklarımız mevcut. Yıllar itibariyle değişmekle birlikte 300 ila 400 bin ton arasında değiştiği gözlenen Ülkemiz toplam su ürünleri avcılığının yaklaşık %70-75'i Karadeniz Bölgemizden gerçekleşmekte, bu oranın büyük bir kısmı da yalnızca İlimizden sağlanmaktadır. 

Kısaca! 
Tüm balıklarımıza bol bereketli bir av sezonu diliyorum.