Çok basit bir hesapla başlayalım isterseniz.
Almanya'da 3 milyon Türk yaşıyor.
Türkiye'de 81 il var.
3 milyonu 81'e böldüğümüzde yaklaşık 37-38 bin kişiye denk geliyor. Yani, her il başına yaklaşık, hadi diyelim, 38 bin kişiye tekabül ediyor.
İyi de Almanya'da yaşayan 3 milyon Türk’ün 500 bini Zonguldaklı.
Bu um 300 bini seçmen olarak oy kullanıyor.
Rakamsal olarak bakarsak, Zonguldak bir yana,
80 il bir yana. Öyle değil mi?
E tabii ki öyle.
Aklın yolu bir.
Şimdi bakıyorum, Almanya'da 50-60 bin nüfusa sahip Batı Trakyalı Türkler bile milletvekili çıkardı, ama 500 bin nüfuslu Zonguldak'tan 1 tane bile milletvekili yok.
Neden peki?
Nedenini ben size söyleyeyim: Bir ve beraber olamamak.
Hâlâ 1960 model bir anlayışla derneklerde halk oyunları gösterisi yapmak, yemek düzenlemek, konsolos davet etmek, Türkiye’den bürokratı çağırmak değil mesele.
Burada derneklerin gücü bir yere kadar, bunu anladık. Peki, neden vakıf olmak gibi bir düşünceleri yok?
Bugün Almanya'da vakıflara verilen değer, derneklerin çok çok üstündedir. Alman hükümeti vakıflara daha fazla yardım ediyor. Örneğin, Avrupa Zonguldaklılar Derneği neden bir vakıf olamıyor?
Almanya'da 500 bin nüfusumuz var ama bir tane okulumuz yok. Neden orada okul yok, neden öğrenci yetiştirmiyoruz?
Asıl beklentimiz ise şu:
Almanya'da 2025 Mart’ta seçimler yapılacak. Almanya’nın sağcı popülist partisi olan Almanya için Alternatif (AfD), giderek artan bir popülariteye sahip. AfD, doğu eyaletlerinde ikinci büyük parti konumuna yükseldi.
Buradan Zonguldak'tan bir gazeteci olarak Almanya'da yaşayan gurbetçi vatandaşlarımıza sesleniyorum:
Bırakın eğlence yapmayı, yemek yapmayı. Bunları açın artık.
Orada bir ve beraber olun.
Orada Alman vatandaşlığına geçmiş ve Alman siyasetinde etkin olan insanları milletvekili olarak seçin.
Her eyaletin parlamentolarında milletvekili seçimleri yapılıyor.
Ve bu parlamentolarda mutlaka 2-3 tane Zonguldaklı milletvekili olsun.
Çünkü eğer AfD 2025 Mart seçimlerinde hükümet ortağı olursa, Almanya'daki gurbetçiler gerçekten çok zorlanacak.
Yaşamları zorlaşacak. Almanya'da yaşayan gurbetçi vatandaşlarımızı çıkartacakları anayasa ile sınır dışı edecekler.
Aşırı sağın bu kadar yükselmesini Almanlar protesto ederken, Zonguldaklı gurbetçiler neden protesto etmediler, çok merak ediyorum. Zonguldaklı gurbetçilerimiz, bırakın korkaklığı. Siz de aşırı sağa karşı güç birliği yapın. Tepkinizi ortaya koyun.
2025 Mart seçimlerinde mutlaka her ayaletten Zonhuldaklı milletvekilleri seçin. Eyalet meclislerinde mutlaka milletvekillerimiz olsun ki ancak bu şekilde aşırı sağ AfD'ye karşı direnebilirsiniz. Direnmekten kastım, tabii ki demokratik anlamda.
Parlamentolarda göçmenlere karşı çıkartacak olan yasaları engelleyebilirsiniz.
Ve böylece Alman siyasetçiler sizi oy deposu olarak değil sözü dinlenen bir toplum olarak görür.
Nasıl ki Amerika'da Yahudiler Ermeniler lobi oluşturup Amerikan siyasetine yön veriyorsa
Türklerde aynı yolu izlemeli
Almanya'da yaşayan en çok nüfusa sahip olan Zonguldaklılar olarak nüfus gücünden yararlanmalıyız mutlaka.
Ama siyasetinde Zonguldak etkin olmalı
Almanya'da yaşayan Zonguldaklı hemşirelerimiz seçim zamanı mutlaka belli isimlere destek versinler ki meclise girsinler.
Zonguldaklılar artık ayrı ayrı olmayın. Tek bir çatı altında buluşun, bir araya gelin. "Zonguldaklıyız, öyleyse hep biriz, beraberiz" mantığıyla hareket edin.
Derneklerin artık kendilerini aşması gerekiyor. Vakıf olmaları, okul açmaları, Zonguldak'ta irtibat bürosu açmaları gerekiyor. Yani profesyonelce davranmaları gerekiyor.50-100 üyesi olan, çoğunlukla ailelerden oluşan dernekçilik yapısı artık fayda etmiyor. Bu, Zonguldak'tan çok net olarak görülebiliyor.
Dolayısıyla Zonguldaklı gurbetçilerimiz ellerini çabuk tutsunlar.
Seçimlerde, eyaletlerde Alman vatandaşlığına geçmiş, gelecek vaat eden Zonguldaklı isimleri milletvekili olarak desteklesinler, meclise göndersinler. Aksi halde 2025 Mart'tan sonra dert yanmanın, ağlamanın hiç faydası olmayacak.
Almanya'da, Ukrayna savaşı sonrası Rusya'nın doğalgazı kesmesi Almanya ekonomisini yerle bir etmiş durumda. Almanya artık eski Almanya değil. Ekonomik anlamda kriz giderek derinleşiyor, aynı zamanda aşırı sağ yükseliyor. Bu da ayrı bir konu Tabii ki.
