Ankara’da Büyük Anadolu Otel Salonu’nda düzenlenen Genel Kurulun ilk gününde öğleden önceki bölümde açılış programı gerçekleştirildi.
Genel Kurula, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile Yönetim Kurulu üyeleri, aralarında Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Yener Arslanbuğa, Genel Mali Sekreter Yalçın Yiğit, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, şube başkan ve yöneticileri, konfederasyona bağlı sendikaların Genel Başkanları, Genel Merkez ve Şube Başkanları ile Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, yabancı konuklar, her işkolundan işçiler ile TÜRK-İŞ delegeleri katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan TÜRK-İŞ 24’üncü Olağan Genel Kurulu’nun açılışında Türkiye’nin ilk ve tek madenci korosu olan ve Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan maden işçilerinden oluşan Madenci Korosu bir konser verdi.
Ardından TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay açılış konuşmasını yaptı. Atalay’ın konuşması sırasında maden işçileri de kürsüde bulundu. Konuşmasında Filistin’den 6 Şubat depremlerine, asgari ücretten taşeron çalışanlarına, Soma maden faciasından Amasra kazasına, özelleştirmelerden iş kazalarına kadar birçok konuya değinen Atalay, “Türkiye’nin TÜRK-İŞ’e ne zaman ihtiyacı varsa TÜRK-İŞ kapı gibi orada oldu” dedi.
MADENCİLERE TEŞEKKÜR ETTİ
Atalay, “6 Şubat, 52 bine yakın canımız can verdi. Belki 500 yıldır kimsenin hatırlamadığı şekilde bir afet yaşadık. Hâlâ insanlar barakalarda, konteynerlerde, çadırlarda. İki ay önce yanıyorlardı, şimdi üşüyorlar. Bu ekip, bu TÜRK-İŞ topluluğu Türkiye’nin TÜRK-İŞ’e ne zaman ihtiyacı varsa TÜRK-İŞ kapı gibi orada oldu. 6 Şubat oldu, 5 saat sonra TÜRK-İŞ orada oldu. Gece yarısı (maden işçilerini göstererek) bu kardeşlerim orada oldu. Sabaha karşı başkanlarla beraber, bütün yönetim, genel başkanlarla beraber ben orada oldum. Nerede problem var, nerede sıkıntı var TÜRK-İŞ orada” ifadelerini kullandı.
İŞ KAZALARINA DEĞİNDİ
İş kazalarına da değinen TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay, “İş kazalarıyla ilgili ortalama 3 arkadaşımız can veriyor, her gün. 4 tane güvenlik görevlisi can veriyor, biz bu salonlarda oturalım diye. Hatırlıyor musunuz Soma’yı, 5 ay sonra 10 sene olacak. Ermenek var, Maraş var, Siirt Madenköy var. Yakın bir zamanda, senesi yeni doldu, Amasra var. Hepsini, ne olduğunu A’dan Z’ye biliyorum. İki saat-üç saat sonra, iki madenin başkanı burada, onlarla beraber oradayım.
Ben buradan Anayasa Mahkemesi’ne sesleniyorum; Soma’da 301 tane arkadaşımız iş kazası falan değil, buradan bir kez daha söylüyorum; iş cinayeti. 20 yıllık Çin maskeleri kullanıyorlar, dosyada var.
Onun için Anayasa Mahkemesi’nin önünde. Adil bir karar verin.
301 tane madenci; Amasra’da 43 tane arkadaşımız.
Yetim çocuklar 10 yaşında oldu, baba yok. Şimdi demin bu kardeşlerim anlatıyorlar; bizi ne zaman hatırlıyorlar, öldüğümüz zaman.
Siirt’te geçen hafta 3 kişi öldü, ikisi mühendis, birisi işçi. Hiçbir haber değeri yok! İşçiler 10 kişinin altında can veriyorlarsa haber değeri yok! 10’dan fazlaysa haber değeri var. Biz bunu yaşamak mecburiyetinde miyiz, biz bunu sürdürebilir miyiz!” dedi.
Kongre, sendika genel başkanlarının konuşmasıyla sürerken yarın kalan yerden devam edecek.