KDZ. Ereğli Milliyetçi Hareket Partisi belediye başkan adayı İlkay Özdemir şu ifadeleri kullandı;
“Partimizde on yıl boyunca Karadeniz Ereğli İlçe Başkanlığı görevini ifa etmiş biri olarak, aradan yıllar geçtikten sonra neden belediye başkanlığı gibi önemli bir göreve talip olduğum sorusu ile karşı karşıya geliyorum.
Elbette ilçe başkanlığı görevimden sonra da çok değerli arkadaşlarımız bu görevi yerine getirdiler. Ben de kendilerine güven duydum ve onların yanlarında oldum. Belediye başkan adaylığıma gelince; kısmet bugüneymiş. Halkımızın bize ihtiyacı olduğundan partimiz de beş ilçe başkanı olarak bizleri göreve davet etti. İstişareler sonucunda da göreve talip olduk. Bu beş eski ilçe başkanı olarak da yolumuza devam ediyoruz.
Mutlulukla ifade etmek isterim ki benim belediye başkan adaylığım konusunda teşkilat içinde tam bir mutabakat sağlanmıştır. Beş ilçe başkanı olarak bizlerin sahip olduğu en önemli değer, kuşkusuz, en az elli yıllık bir siyasî hafızadır. Biz bu göreve hep birlikte talip olduk. Mevcut ilçe başkanımızın önderliğinde bir ve beraberiz. Bahsettiğim parti içindeki bu istişareler neticesinde adaylık için benim ismim ön plana çıktı; ben de bu önemli görevi gururla kabul ettim.
Saha çalışmalarına başladıktan hemen sonra bir cinsiyet ayrımcılığının olduğunu görmeye başladım ve bunu eşitlemek için de gayret gösteriyorum. Ben eşitlikten yanayım. ‘Ereğli için en doğrusunun ne olduğunu kadın gözüyle görmek, çalışmaları kadın merhametiyle yapmak, bir kadın eliyle kente değmek daha iyi olacak.’, şeklinde görüşler aldık. Halk bu atılımımızı destekledi; bu desteği bizlere de yansıtıyorlar. Karadeniz Ereğli’de kadına bir güven duygusu var. Halk güvenini kaybetmişti; bir kadınla o güven tazelenecek. Bu da bana güç veriyor. ‘Erkek egemen bir parti’ diye bilinen MHP’de, gördüler ki, böyle bir erkek egemenliği yok. Halk beni bağrına bastı. Onların İlkay Ablası oldum. Bu yaftayı bana teşkilatım verdi. Ben de bunun gururunu taşıyorum. Arkadaşlarımla birlikte bu gurura layık olmaya çalışıyorum. Teşkilatım beni sevdi; ben de zaten teşkilatımı seviyorum.
Kentimizde, benim de belediye başkan adayı olarak sorumluluk almama sebep teşkil eden bazı gerçekler var. İlçemizde otuz yıl göreve kalmış bir yerel yönetim var. Sahada açık bir şekilde görüyoruz ki Karadeniz Ereğli gerçekten iyi yönetilmemiş. İlçenin belirli noktalarında birtakım güzellikler sergilenmiş; ama bir mahalleye girdiğimizde önümüze çöp yığınları çıkmış. Harabeler çıkmış. İlçemizde çamur deryasının içine girmişiz. Görmüşüz ki asfalt bile yok. Altyapı yok. Özetle hiçbir şey yapılmamış. Belediye her mahalleden emlak vergisi, çevre temizlik vergisi alıyor. Belli gelirleri artırmak ve nüfusu yükseltmek için yıllar içinde mahalle sayıları çoğaltılmış; bazı köyler mahalle yapılmış. Ne yazık ki mahalle yapılan yerleşim birimleri hala köy. Sadece adları mahalle ve tek aldıkları hizmet de çöplerinin toplanması. Mahalleler hiç hizmet almamış. Benim ilçe başkanlığı yaptığım dönemde mahalle sayımız 16 iken bugün 31 olmuş. Belediye başkanlarının görevi her dönem kente mahalle katmak değil. Oraya hizmetini getir önce. Halkın memnun kalacağı, insanların nefes alacağı, gençlerin bir arada sosyalleşebileceği yerler haline getir. Bunları yaptıktan sonra diğer köyleri mahalle yapmaya çalış. Geldik, gördük ki hiçbir şey yok. Yönetilemeyen bir Karadeniz Ereğli’de yaşıyoruz.
Bütün bunların yanında Karadeniz Ereğli’nin en büyük sorunu ise ‘kavga’. Şehr-i emin dediğimiz belediye başkanı sevilen biri olmalıdır; korkulan biri olmamalıdır. Karadeniz Ereğli kavgalar sebebiyle yönetilemiyor. Erdemir’e bakıyoruz, yüzünü ilçeye dönmüyor. Belediye’ye bakıyorsun, kurumlarla kavgalı. Gençlik umudunu kaybetmiş. Kadınlar mutsuz. Yaşlılar mutsuz. Karadeniz Ereğli umutsuz ve mutsuz insanlar topluluğuna dönmüş. Ben en çok da bu gerçeği gördüğüm için üzülüyorum. Bütün bunları benim belediye başkanlığım döneminde aşacağız. Vatandaşlarıma söz veriyorum. Karadeniz Ereğli’mizi katılımcı belediyecilik anlayışıyla yöneteceğiz. Halkımızın görüşlerini alacağız. Onların isteklerine kulak vereceğiz. Kuşe kağıtlara basılan, afakî ve yapılamayan projelerle halkımızı kandırmayacağız. O kuşe kağıtları beş yıl sonra yine ortaya çıkarıp, ehliyetini trafiğe kaptıranlar gibi olmayacağız.
Bazı yöneticiler; ‘Ben gidersem bu kent biter.’, gibi beylik lafların arkasına sığınıyorlar. Böyle bir gerçek yok tabii ki! Kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir. Karadeniz Ereğli’de yaşayan herkes belediye başkanı olabilir; ama öyle bir durum var ki, bir kişiyi koyuyorlar vatandaşın önüne; ‘İlla bunu seçeceksiniz!’, diyorlar. Halkı alternatifsiz bırakıyorlar. Vatandaş da o kişiye oyunu veriyor. Biz, Karadeniz Ereğli’nin geleceğini kapatanların olduğunu düşünüyoruz. İlçeyi böyle kavgalarla meşgul eden bir grup var. Bu insanlar Ereğli’nin il olmasını da gelişmesini de ilerlemesini de istemeyen insanlar.
Gerçekler böyleyken hala bazı kesimler, ülkücü camianın ve partimizin tabanını oluşturan isimlerin, mevcut belediye başkanına oy vereceğini söyleyip duruyor. Kimse heveslenmesin; oylarımız tam ve eksiksiz olarak partimize yansıyacaktır. Bizim davamız elli beş yıllık bir davadır. Bu süre içinde beş bin ülkücü şehit vermiş bir davadır bu dava. Kendisine ülkücüyüm diyen, MHP’liyim diyen bir kardeşimiz, kendi partisinin adayını desteklemeyip de bir başka adayı destekliyorsa bu davaya ihanet etmiş olur. Ülkücü şehitlerimizin ruhlarına ihanet eder. Biz böyle bir şeyin olacağını düşünmüyoruz. MHP’nin adayı buradadır. Ben bu davaya on yıl ilçe başkanı olarak hizmet ettim. Herkesi de kucakladım. Herkese eşit davrandım. Ben partimin belediye başkanı adayıysam, sahadaysam, ülkücülerimiz ve partililerimiz de benim yanımda olacaklardır. Kardeşlerimizin oyları blok olarak bize gelecektir. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın.
En derin sevgi ve saygılarımla.” Dedi.