Yavuzyılmaz, faciada hayatını kaybeden 43 madencinin ölümüne sebep olan olayların, telsiz kayıtlarıyla belgelenmiş olduğunu belirtti.
Maden ocağında grizu patlamasının öncüsü olan tehlikelerin, facianın yaşandığı tarihten aylar önce başladığını vurgulayan Yavuzyılmaz, telsiz kayıtlarının alarm veren durumları ortaya koyduğunu ifade etti. Özellikle 18 Nisan 2022’de metan gazı oranının patlama sınırının üzerine çıktığına dikkat çekti. O gün, ocaktaki devre kesicilerin çalışması, elektriğin kesilmesi, işçilerin tahliye edilmesi gerektiği belirtilirken, bu önlemlerin hiçbirinin alınmadığı anlaşıldı.
O dönemde alınmayan tedbirler arasında devre kesicilerin çalışmaması, elektriklerin kesilmemesi, çalışma faaliyetinin durdurulmaması ve işçilerin tahliye edilmemesi gibi kritik ihmaller yer aldı. Neyse ki, o gün bir grizu patlaması yaşanmadı. Ancak benzer koşulların 14 Ekim’de tekrar ortaya çıkmasıyla felaket kaçınılmaz oldu.
Metan gazının yasal sınırları konusunda da bilgi veren Yavuzyılmaz, gaz oranı %1,5’i geçtiğinde ocaktaki elektriğin kesilmesi, %2 seviyesine ulaştığında ise işçilerin derhal tahliye edilmesinin zorunlu olduğunu hatırlattı. Bu durum, olayın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. TTK Amasra Maden Ocağı'nın telsiz kayıtları ve Madenlerde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliği, ihmallerin belgeleri niteliği taşıyor.