19. asra damgasını vuran enerji kaynağı taşkömürünün icadı, Zongalık/taşlık/sazlık adının ötesinde, bölgenin endüstri merkezi olmasında etkili olmuştu.
Ancak, istihdam ve üretim açısından, emeğin başkenti yakıştırması uzun sürmedi. 20.asra petrol, 21.asra doğalgaz damgasının vurulmasıyla birlikte, önce yerinde sayma, sonra gerileme başladı.
Devlet eliyle yapılan taşkömürü üretimine, özel sektör katılınca ve köstebek usulü kömür çıkartma yeniden öne çıkınca; bölgenin emek yoğun çalışması ve tanınması devam etti. Ancak; çalışanların sayısındaki azalma yanında, emeklilerin artması göze battı.
Emekçi/emekli tartışması toplum katmanlarına olumsuz yansıdı, göç alan şehir, göç vermeye dönüştü.
Olay, seçilmiş/atanmışlar başta olmak üzere, toplum dinamikleri ve aktörlerini olumsuz etkiledi. Taşkömürüne bağımlı ekonomiden kurtulup, farklı sektör arayışları başladı.
Zonguldak’ta ilk akla gelen farklı sektörler orman, tarım, turizm ve küçük sanayi olduğu biliniyor. Ormanlık alanın genişliği, orman envallerinin işlenmesi açısından devreye çabuk sokuldu.
Tarım konusunda ise COVİD-19 sürecinde uyum sağlandı. Çağdaş teknolojinin gördüğü rağbet neticesi, küçük ve orta ölçekli sanayi bölgeleri devreye girmeye başladı.
Ancak, orman, deniz, akarsularına rağmen ‘turizm’ konusunda mesafe alınamadı dense yeridir. Porsuk ağacı, şelaleler, mavi bayraklı plajlar kağıt üzerinde kaldı.
Turizm konusundaki ‘başarısızlık’ örneklerinden biri ‘turizm treni’ veya ‘info/tanıtım tur ziyareti’ ile yeniden öne çıktı.
‘Ankara-Kalecik-Çankırı-Karabük-Safranbolu-Zonguldak’ rotasında çalışacak ‘Özel Karaelmas Turistik Treni’nde, ilk seferde 120 yolcu, sonraki seferlerde 240 yolcu taşınması hedefleniyor.
Batı Karadeniz’in geçmişten günümüze hikâyelerinin anlatılması, endüstriyel miras öğelerinin ziyaretçilere aktarılması, tren güzergâhının özel tren seferleriyle kültür turizm envanterine döndürülmesi düşünülüyor.
Turizm Treni rotasında maddi gelir bir yana, Çankırı’da Tuz Mağarası ve müzeler, Eskipazar/Karabük’te Antik Kent, Kültürel Miras Kenti Safranbolu, Türkiye’nin en büyük blok ormanlarının olduğu Karabük/Yenice, Zonguldak’ın TİOS Antik Kenti Filyos, Gökgöl Mağarası, Maden Müzesi ve Kömür Deneyim Ocağı’nın tanıtılması az bir iş değil.
Ancak, Turizm Treni ile Zonguldak’a gelenlerin gece konaklayacakları otel konusunda sıkıntı çekildi.
Zonguldak merkezinde bulunan yıldızlı otellerin çoğu ‘doluluk’ oranlarını sağlamış. Filyos’ta ki ‘beyaz yakalı’ hareketlilik dolayısıyla otellerimizde yer yok.
Demek ki neymiş?
Zonguldak’ı taşkömürüne bağımlı ekonomiden kurtarmak için, farklı sektör arayış ve isteğinde bulunmak düşüncesi yetmiyor. Atalarımızın dediği gibi ‘düşünmenin kaşınmaya faydası yok.’
‘Felsefe, standart, rekabet’ konularında beylik slogandır ‘düşündüğünü yaz, yazdığını yap.’ Turist trenini yola çıkartıyorsun, konaklama sorunu ‘ti’ye alınmış.
Basit gibi görünebilir. Turizm treni gelişi nedeniyle ortaya çıkan bu ‘konaklama sorunu’ basit bir sorun değil.
Düşünün hele… Şehre gelmiş bir yabancı/turist; cebinde parası var ancak, konaklayacak yer bulamıyor ve şehirlerarası tren veya oto gar da ‘evsizler’ gibi kanepelerde sabahlıyor.