Kültür Sanat

Tarihi manastırın duvarları göz göre göre çürüyor

Bizans döneminden kalma tarihi manastırın duvar kalıntıları, sprey boyalarla yazılar yazılarak kirletildi. Etrafı otlarla sarılan ve insan eliyle kirletilen yapı adeta unutulmuş halde.

Anadolu'da, Roma İmparatorluğuna İstanbul dışında 45 yıl başkentlik yapan tek şehir olma özelliği taşıyan İzmit (Nikomedia), tarih sahnesinde önemli bir konumda yer alıyor. Antik dünyadan iz taşıyan yapıların inşa edildiği İzmit'te tarihe ışık tutan değerli eserler de bulunuyor. Bu eserlerden biri de Yenidoğan Mahallesi'ndeki Pantelemon Manastırı'nın kalıntıları.

Bizans döneminde Aziz Hagios Panteleimon adına yaptırıldığı bilinen manastırdan günümüze sadece istinat duvarları ulaştı. 1979'da tescillenen, 1999'da ise çevresiyle birlikte 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen tarihi duvarlar, son yıllarda ilgisizlikle karşı karşıya bırakıldı.

Etrafını otlar sardı, duvarları kirletildi

Çevresi ağaçlarla ve otlarla kaplanan, üzerinde ise yıllar önce inşa edilen evler bulunan yapıya doğal tahribatın yanı sıra, kimyasal boyalarla da zarar verildi. Tarihi duvarların değişik yerlerine kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce sprey boyalarla yazılar yazıldığı görüldü. İnsan eliyle kirletilen ve ilgisizlik sebebiyle otlarla kaplanan tarihi yapı, artık yoldan geçenlerin bile pek dikkatini çekmiyor.

"Duvarların temizlenmesi gerekiyor"

Yaşar Onar, 70 yıldır Yenidoğan Mahallesi'nde ikamet ettiğini belirterek, "Tarihi yapıya gençler sprey boya ile yazılar yazıyor. Tarihi yapıya zarar verilmesini biz de istemiyoruz ancak gece gelip yazıyorlar, görmüyoruz. Duvarların restore edilip temizlenmesi gerekiyor. Otlar temizlense, tarihi yapı daha da ortaya çıkacak" dedi.

"Depremde çok yıkım oldu ancak tarihi yapıda bir taş bile yerinden oynamadı"

Manastır duvarları ve çevresi hakkında bildiklerini anlatan Onar, "Yapı daha da yüksekti ancak yolların doldurulmasıyla alçakta kaldı. Tarihi yapının üst kısmında girişi vardı fakat üstüne ev yapıldı. Bu evler 70 yıl önce yapıldı. Yapının üstünde tamamıyla evler var. Sit alanı ilan edildiği için bir çivi vurmak bile yasaklandı. Yapı çok sağlam. Birçok deprem geçirdi ancak yapıya hiçbir şey olmadı. 17 Ağustos 1999 depreminde çok yıkım oldu ancak tarihi yapıda bir taş bile yerinden oynamadı" diye konuştu.

"Turistler taşları öpüyor"

Mahalle sakini Onar, yabancı turistlerin sık sık manastır kalıntılarını ziyaret ettiğini de ifade ederek, "Turistler burada ibadetlerini yapıyor. Kitaplardan bir şeyler okuyor, taşları öpüyor, ağlıyorlar ve mum yakıyorlar. Turistler burayı ibadethane olarak görüyor. Başörtülerini takıp dualarını ediyorlar. Her sene kesinlikle turistler yapıyı ziyaret ediyor" ifadelerini kullandı.

"Mahzen vardı"

Nimet Kurtuluş ise tarihi duvarların üzerinde evi bulunan arkadaşını ziyarete geldiğinde yaşadığı bir hatırayı anlattı. Onar, "40 sene önce arkadaşımın ziyaretine gelmiştim. Evin altında tahta kapı fark edince merak ettik. Kapıdaki kilidi kırdığımızda dimdik bir merdiven vardı. Derin bir mahzen vardı. Üstüne toprak doldurulunca kapı tamamıyla kapandı" şeklinde konuştu.