SİYASETÇİ ZONGULDAK’A ZAMAN KAYBETTİRMEMELİDİR
Ekmek aslanın ağzında değil karnında artık.
Politikacıdan zam bekleyen emekli açısından da aynı, kurum ve kuruluşlardan iş bekleyen işsiz açısından da…
Siyasete soyunmuş partili adayın, seçmenden beklediği oy açısından da aynı, velisinden harçlık bekleyen öğrenci açısından da aynı…
Hayat her halükarda devam etse de, yaşam kalitesi her alanda aşağı doğru evriliyor…
Toplum katmanlarının tamamında, ileriye doğru olumsuz bakış hakim.
Terör, işsizlik, hayat pahalılığı, siyasi gerginlik ve seçim…
Adına ne derseniz deyin, ortadaki olumsuzluklar, yaşam kalitemizi aşağı çekiyor.
Aldığı 7.500 lira maaştan fazlasını harcayıp her gün borçlanan, kent yoksulu durumuna gelen emekli, bütçe hesabı yapan, ‘enflasyon canavarı’ ile boğuşan hükümetle çekişiyor.
Hükümetle çekişmesinden sonuç çıkartamayan emekli, okula gönderdiği çocuğunun cebine harçlık koyamadığı için ailecek sıkıntılı.
Artan hayat pahalılığı karşısında evine mahpus olan dar gelirli vatandaş ekmek, dolmuş, soğan, patates fiyatıyla sıkıntılı… Çalışan maaşından, çalışmayan hayatından mutlu değil.
Dolayısıyla, ortada bir sorunlar yumağından oluşan kriz var. Yapılacak olan ‘kriz yönetimi’ oluşturup, sorunların çözümü için gayret sarf etmek.
Seçim süreci içinde bulunmamız dolayısıyla, ‘harman olmuş sorunları elleyip belleme zamanı’ diyebiliriz.
İster iktidar, ister muhalefet olsun, bu mahalli idareler seçim dönemini çok iyi değerlendirmek zorundadır.
Siyasi partiler ve adaylar, yörenin sorun ve çözüm önerilerini, ‘adet yerini bulsun’ diye değil, insanların ihtiyaçlarının giderilmesi açısından öne çıkartmalıdır.
Biz, siyasetçinin çıkarı açısından değil, yörenin çıkarı açısından konulara ve siyasetçilere baskı kurmalıyız.
Bakıyorum, sokakta ‘Zonguldak’ın acil ihtiyaçları’ yerine ‘büyük şehir belediyelerini kimin kazanacak’ tartışması var. İktidar yanlıları iktidar partisinin kazanması, muhalefet kaybetmesi tarafında çene patlatıyor. Hal bu ki, Büyük Şehirleri Kaybedecek iktidar, büyükşehirlere gidecek maddi/manevi destekleri kısıp, taşradaki kendi kazandıkları belediyelere hizmet desteği yapıp, yaşam kalitesine olumlu dokunuyor.
Yani, biz, Zonguldak olarak, yöremizin, kentimizin ihtiyaçları olan hizmetlerin gelmesi için hem proje yapmak, hem de iktidardan daha fazlasını talep etmek zorundayız.
Merkezi idarenin proje/yatırımları olmasa, Zonguldak gerçekten hizmet fakiri il konumunda kalacak. Buna rağmen Zonguldak, ödediği vergi kadar yatırım alamayan illerin başında geliyor. Düşünebiliyor musunuz, çarşının göbeğine bile Enerji Bakanlığı hibe asfaltı döküyoruz.
Düşünebiliyor musunuz, yeni hastanenin milyonlarca liralık müteahhitlik işleri yapılmadığı için ‘Kat-i kabulü’ yapılamıyor. Düşünebiliyor musunuz, kangren sorun ‘trafik rezaleti’ dilleniyor, ancak; otopark rezaleti ellenemiyor. Kent meydanımız yok. Organize Sanayi Bölgemiz yok.
Velhasıl-ı, iktidar/muhalefet, siyasi partiler ve adayları, Zonguldak’ın kangren olmuş ve acil ihtiyaç sorunlarını samimi/ciddi şekilde projelendirmeli, seçmen/vatandaşa anlatmalıdır.
Laf kalabalığı, uçuk/kaçık projeler, Zonguldak için zaman kaybı olacağı gibi Zonguldak için zaman kaybı olacağı unutulmamalıdır.
VALİ HACIBEKTAŞOĞLU’NA ‘HOŞ GELDİNİZ’ VE ‘KOLAY GELSİN’ ZİYARETİ
Zonguldak’ın 45. Valisi Sayın Osman Hacıbektaşoğlu ile dün makamında görüşme fırsatı bulduk.
1979 yılından (Vali Nevzat Ayaz)bu yana, mesleğin içinde biri olarak, seçilmiş ve atanmışların, şehrin maddi/manevi kalkınmasında büyük rolü olduğuna inanırım.
Elbette, merkezi idarenin kentteki temsilcisi olan atanmış/valiler, kendilerine has bakış ve uygulamaları neticesinde şehirlerde farklı izler bırakırlar. Dolayısıyla, emekliye ayrıldıktan sonra veya tayinleri çıktıktan sonra şehirlerin hatırasında, hafızasında farklı yer alırlar.
Bu vesile, benim de çalıştığım valilerden aklımda birkaç tanesinin kalması normal.
Sayın Hacıbektaşoğlu ile kentin sorunlarından ziyade ‘siyasi yozlaşma’ ve ‘yozlaşan gazetecilik mesleği’ üzerinde fikir alışverişinde bulundum.
Elbette, ülke sorunları üzerinde hemfikir olmamızın gereği ile mesleki dezenformasyon konusunda üzerimize düşenleri elledik.
Dağınıklığın daha çok arttığı seçim süreçlerinde, hepimizin (seçilmiş/atanmış/gazeteci) birlik / beraberliğin artması üzerine titizlik göstermemiz üzerinde hem fikir olduk.
Elbette, sonuç icraattan geçer.
Bu vesile ile tekrar Sayın Valimize ‘hoş geldiniz’ ve ‘kolay gelsin’ diyorum.
MHP ALAPLI İÇİN KOLLARI SIVADI
Siyasi partiler, 31 Mart’ta yapılacak olan ‘Mahalli İdareler Birliği Seçimleri’ için çalışmalarını sürdürüyor.
Bir yandan seçmenden ‘okey’ alacak, başkan adaylarını bir yandan da seçmende arkası olan meclis üyelerinin belirlenmesi için teknik/taktik çalışmalar yapılıyor.
Siyasi partiler, kendi içlerinde ‘aday’ belirleme çalışmaları yanında, seçimlere birlikte/ittifak girecekleri partileride belirleme gayreti gösteriyor.
‘İttifak’ çalışması içine giren iki parti var. Cumhur İttifakı üyeleri AK Parti ve MHP.
Bölgemizde ise AK Parti-MHP ittifakı yapılacak iki il açıklandı. Bartın’da AK Parti MHP adayını destekleyecek, Zonguldak’ta ise MHP AK Parti adayını destekleyecek. Zonguldak’ta AK Parti adayı henüz açıklanmadı.
Zonguldak’ta ittifak yapacak olan AK Parti ile MHP arasında ‘ittifak’ çerçevesinde tartışılan ilçeler arasında Devrek ve Alaplı vardı.
Edindiğim bilgilere göre, ‘Devrek’ MHP’nin istediği ilçeler arasından çıkartıldı. MHP, Alaplı ilçesinde adaylarının ittifak adayı olmasını istiyor.
Beldeler konusunda ise açıklamanın bu hafta sonuna kadar yapılması bekleniyor. Bilindiği gibi MHP Zonguldak’ta 6 beldede adaylarının ‘ittifak adayı’ olarak seçime katılmasını istiyordu.