Genel

REFERANDUM GİBİ SEÇİM/ TEVEKKEL SEÇMEN/ZONGULDAK

REFERANDUM GİBİ SEÇİM/ TEVEKKEL SEÇMEN/ZONGULDAK

2024 Mahalli İdareler Seçimleri sürecindeyiz.

Aday belirleme çalışmaları sürerken, önemli kıstaslardan biri de 2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan oylar. İktidar partisi veya Cumhur İttifakı üyeleri, oylarını düşürmemek için; muhalefet ise oylarını yükseltip, yerel seçimleri bir ‘referandum’ haline sokmak istiyorlar.

Yüksek enflasyon ve beraberinde gelen zamlar, işsizlik ve siyasi gerginliklerin, iktidar partisi küpeştesinde büyük yaralar açtığı muhakkak. Dolayısıyla, iktidar kanadında seçmen/oy bazında bir ivme kaybı olduğu gerçek. İvme kaybının nedeni, daha ziyade sosyal ve ekonomik.

Toplum katmanları içinde en çok tartışılan konu, gelir düzeyindeki adaletsizlikler. Daha ziyade açlık sınırı, asgari ücret ve yoksulluk sınırı altında maaş alan toplum katmanları, gelecekleriyle ilgili umutsuzluk yaşıyor.

Olaya Zonguldak açısından bakalım mı?

Siyasi yönetenler, yukarıda kurumsal mutabakatı sağlayamadılar. Dolayısıyla aşağıda toplumsal mutabakat oluşturulamadı.

İdeolojik açıdan bakıldığında temsili demokrasi işletilemedi. Müzakereci demokrasi yolları ise açılamadı. Şehrin çıkarlarına olan bir ‘ortak’ payda tesisi yapılamadı. Birinin kara dediğine diğeri ak deme lüksünü yaşıyor.

Ortak payda olması gereken konularda ise çıkartılan lakırdılar ile gündem değiştirilip, şehrin çıkarları heba edildi. Bu siyasi rekabet ve rakip eksiltme operasyonu, sadece rakip partiler için geçerli değil.  İktidar ve muhalefet partileri içinde de kapışma aynı ile vaki.

Birbirlerini yerken, karşı ile kavga ediyorlar. Hem kendi içlerinde birlik yok, hem toplumun birliğini zedeliyorlar.

Cumhuriyetin ilk vilayetinde iktidarın icraatına bakın. Cumhuriyet kalıntısı Vilayet konağı, TTK İşçi Müdürlüğünü, Kömüre giden demiryolu sembolü Fevkani köprüsünü yıkmayı maharet sayıyor da, topladığı paralarının hesabını vermeden, otopark rezaletine dönüp bakmıyor.

Bir dönemler ‘emeğin başkenti’ olmuş Zonguldak, bu gün itibarıyla 8 bini maden işçisi 149 bin çalışanıyla yine ‘emek’ tarafında adından bahsettiriyor, ancak; 44 bini merkez ilçede 170 bin emeklisiyle ‘başkent’ unvanın da isim değişikliği yapıyor. Emeklilerin başkenti Zonguldak’ta 15 bini evinde tek başına yaşayan, 50 bin civarında 65 yaş üstü vatandaşımız, 7.500 lira gibi sefalet maaşıyla yaşam mücadelesi veriyor.

50 bin ‘gayri resmi işsiz’ ise ‘gelir adaletsizliğinden’ bahsedemiyor bile!..

Bu şartlarda siyasi iktidar veya ittifak, Zonguldak ve ülkede belediyelerin çoğunluğunu alıp, ‘ben ne dersem o’ mantık ve mantalitesini devam ettirmek; muhalefet ise yerel seçimleri ‘referandum’ haline getirip, genel seçim havasına geçmek istiyor.

Toplumdaki tüm siyasi yozlaşmanın nedeni, seçmesini bilmeyen seçmendir. Vatandaş yani seçmen, ‘aday’ ve ‘proje’ bazında seçim yapsa, birçok ‘eksik/aksak/haksızlık’ gibi olumsuzluklar peşinen ortadan kalkar.

Yandaş, çıkarcı, tevekkel, bencil seçmen maalesef, geleceğimizin ipotek alınmasında da ‘başrol’ oynuyor. En azından bırakın maddi yatırımların gelmesinin engellenmesinde, manevi dip dalgalarıyla yaşam kalitemizin aşağı çekilmesinde öne çıkıyorlar.

Egosu şişkin, kibir abidesi tiplerin ‘ben ne dersem o’ mantığına karşılık, müzakereci demokrasinin alternatif çözüm olduğu unutulmamalıdır.

Hedef gelecek nesiller.

EMEKLİ VE SEÇİMLER

10 milyon 193 bin SSK’lı, 2 milyon 843 bin BAĞKUR’lu, 2 milyon 544 bin memur emeklisi olmak üzere toplam 15 milyon 465 bin emekli var Türkiye genelinde.

Zonguldak’ta ise 50 bini 65 yaş üstü, bu 50 binin 15 bini evinde tek başına yaşayan olmak üzere 170 bin emekli var.

Ülkede işsizleri bir tarafa bırakırsak, yaşam kaliteleri en düşük toplum katmanlarından biridir emekliler.

Düşünsenize, 5 bin lira gibi bir ‘kök maaş’ tarifine takılıp, 7.500 lira ile geçinmek zorunda bırakılmış bir yapı var.

Bu rakamın altında dul ve yetimlerin aldığı maaşlar var ki…

Memur maaşına yüzde 50, asgari ücrete yüzde 50 zam yapıldığı bir ortam da, SSK ve BAĞKUR emeklilerinin yüzde 37.5’ta kalması nasıl bir bakıştır?

Bu nasıl bir matematiktir, nasıl bir yönetimdir ki, 2003’te asgari ücretin yüzde 36 üzerinde maaş alan emekliler, 2023’te asgari ücretin yüzde 23 altında kaldı.

Olay artık, siyasetin iki dudağı arasında kalmaktan çıkartılıp, seçim/sandık fantezisiyle tartılmamalı. Maaşlar arasındaki uçurum ortadan kaldırılıp, eşitlik ilkesi paralelinde çözüm getirilmelidir.

Kök maaş/ asgari ücret/ açlık sınırı/yoksulluk sınırı/memur maaşı/emekli maaşı gibi tarif ve tatbiklerinde  ‘kavram/rakam/moral kargaşası olan bu terimler artık tarihe karışmalıdır.

Demek ki, maliye bakanı değiştirmeyle sorunlar çözülmüyor. Yapılacak olan ‘oy almak için’ sistem üretmek değil, sorunu çözmek için ‘sistem’ bulmaktır.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.

KAÇAK OCAKLAR CUMHURİYETLE YAŞIT

Zonguldak’ın cumhuriyetle yaşıt, kangren olmuş sorunlarından biri de ‘kaçak ocaklar’

Zonguldak ve havalisinde yani maden havzasında, taşkömürü bilindiği gibi devlet, özel sektör ve kaçak bir şekilde üretilip ekonomiye katılıyor.

Kaçak ocak dediğimiz, köstebek usulü kömür üretimi, kurt ve karacaların cirit attığı dağ başlarında değil artık, şehrin göbeğindeki mahallelerde yapılıyor.

Devlet ve özel sektör alanları dışında yapıldığı gibi, özel sektörün redevans usulü çalıştığı resmi alanların içinde de faaliyet gösteriyorlar. Elbette hem istihdam/işçi çalıştırma hem üretim açısından ekonomiye destek var. Hem de, santral ve fabrikalara ‘paçal’ yapmak üzere özel sektör işletmelerine takviye yapıyorlar.

Ancak, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından yaşam ve çalışma şartları ilkel olduğu için hukuk yol vermiyor.

Aslında, kaçak/köstebek usulü dediysek, o kadar da ilkel değil. Bu gün bölgemizde 50-100 civarında işçi çalıştıran kaçak ocaklar var.

İlginç tarafı, bu ocaklarda mum ya da kandille ışıklandırma yapılmıyor. Normal elektrik kablolarıyla aydınlatılıp, elektronik aletler kullanılıyor.

Sonra, çıkartılan kömürler, ocak ağzından satıldığı gibi, ocak ağızlarında torbalanıp şehir içi yanında şehir dışına nakil oluyor.

Nasıl mı? ‘Sevda yüklü kervanlar, senin kapından geçer’ şarkısı eşliğinde…

‘Kaçak ocaklar bombalandı’ haberleri mi?

Yarın, ‘ölümlü kaçak ocak kazası’ olduğunda, ‘denetleme yapıyoruz’ demek için bir etkinlik…

Böyle gelmiş, böyle gidiyor…