Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Bozdoğan, 1990’lı TTK’nin artık işçi azaltmaya başlamasıyla Zonguldak ve köylerinin göç vermek zorunda kaldığını söyledi. Bozdoğan, “Bundan da en çok etkilenen ilçelerden biri de Çaycuma oldu. Çünkü tam ortada yer alıyor. Madene de yakın, her tarafa yakın, bu nedenle binlerce genç diğer illere taşındı. Bu gençlerin hepsi çalışkanlıklarıyla oralarda tutundu çocuklarını okuttu. Kiminin çocukları doktor oldu, kimisi hâkim oldu, kimisi avukat oldu, kendi evlerini aldılar, arabalarını aldılar, oralara yerleştiler fakat bu insanlar tıpkı Almanya’ya giden, Fransa’ya giden büyük abileri, ablaları gibi Çaycuma ile bağlantılarını hiç koparmadı ve yavaş yavaş emekli olup tekrar buralara gelmeye başladı. Artık çok yaşlı insanların sadece yaşadığı boşalmış o eski köyler, yavaş yavaş canlanmaya başladı ve bu canlılık gittikçe de artacak, çünkü özünde çok güzel bir şey var duygu var: Hemşehrilik duygusu, hemşehrilik bilinci, hemşehrilik ruhu onu hiçbir zaman kaybetmiyorlar. Kayserili olmakla birlikte Çaycuma’yı çok sevdiğim için İstanbul’da Zonguldak tanıtım günlerine gittim. Çok da güzel sloganı vardı, “Eccük ötte”. Şimdi ben buranın ağzını da öğrendim, eşimin köyüne gittiğim zaman buranın ağzıyla da konuşuyorum: Yapabilisüy, edebilisüy, yapcay, gelcey, anay, babay ama ilk geldiğimde bunları anlamıyordum. Bir gün bacanağımın eşi hastalanmış bana eşinin derdini anlatıyordu, dinledim dinledim hiçbir şey anlamadım, dedim ki bacanağa: ‘Bacanak, doğrusunu söylemek gerekirse söylediğin şeylerden tek bir kelime anlamadım ama zannettiğim kadarıyla eşin hasta, geçmiş olsun’ dedi.
ONUN ÜZERİNE SÖZ SÖYLEMEM GERÇEKTEN KÜSTAHLIK OLUR
Hemşehrilik ruhu ve dayanışması yalnız belediyeler düşen bir sorumluluk olmadığını dile getiren Profesör Bozdoğan, “Bu konuda bizlere de sorumluluk düşüyor ama az önce Sayın Alpago o kadar güzel şeyler anlattı ki, onun üzerine söz söylemem gerçekten küstahlık olur. Ama yine de birkaç hususa değinmem gerekiyor. Şimdi büyük şehirlerde geç göç verdiği için Zonguldaklıların örgütlenmesi, derneklerin, federasyonların, vakıfların kurulması biraz geç oldu. Gurbetteki Çaycumalıların bu konuda köy köy, belde belde örgütlenmesi gerekiyor, bu konuda acele etmeleri lazım. Çaycuma Yüksek Öğretim Vakfının kurulması lazım. Çaycuma’da bir tane yüksekokul, 2 tane de sanırım meslek yüksekokulu var, onların da öğrenci sayısın 2 bin civarında. Bir kere Çaycuma’nın önü çok açık, ufku çok açık. Mutlaka bu vakfın kurulup buradaki yükseköğretim birimlerini aktif desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu.