NE DEMEK ULAN, ÖZERKLİK, FEDERASYON, EYALET!..
HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Y. TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma da “Eyalet Sistemi, Özerklik, Federasyon’ gibi yönetim modellerinin serbestçe tartışılması gerektiği” yönündeki açıklamaları bir rezalettir.
Tam da 12 askerimizin PKK terörü neticesi şehit edildiği bir zamanda!..
İşsizlik, pahalılık, karakış ortamı, siyasi gerginlik, emekli maaşları ve asgari ücret gibi dar gelirlinin beklentide olduğu bir ortam da…
Siyasi, ticari, sosyal, sportif başta olmak üzere birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç olduğumuz bir zamanda…
Ne demek ulan özerklik, eyalet federasyon sistemlerinin tartışılmasına serbestiyet istenmesi!
Kimin isteği, kimin desteği, kimin keyfiyle TBMM’ye girerse girsin, o kürsüde konuşacak zevat, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hilafına söz, laf, lakırdı edemez.
TC Anayasası madde: 3 - Türk Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunla belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Ne demek ulan eyalet, federasyon, özerklik!
Anayasanın 3. Maddesinde düzenlenen ‘Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.’ Hükmü ile üniter devlet sistemi benimsenmiş olup, söz konusu madde değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilmeyecek hükümler arasındadır.
Türk Devleti’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak, bölünmezliğini sağlamak, devletin temel amaç ve görevidir.
Onun için, içerde ve dışarıda terörle mücadele ediliyor, yiğitlerimiz, canlarımız, evlatlarımız şehit veriliyor.
Dolayısıyla, devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemler kadar, sözleri sarf edenlerde, kim olursa olsun sorumludur.
Bu sözleri, TBMM çatısı altında sarf edenler, bin kat daha sorumludur.
Çünkü, onlar; milletvekili seçildikten sonra milletvekili olmaları için gerekli prosedürlerden biri olan yaptıkları yeminde “devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma…’ diye başlayan yemine uymamışlardır…
Ne demek ulan millet şehitlerine ağlarken, Atatürk’ün kurduğu mecliste özerklik, eyalet ve federasyon istemek!..
Bu bölücülük ağızları, ister demokrasi havariliği, ister etnik yapılaşmaya dümen tutmak, ister kayyum meselesi için pazarlık, ister koltuk hevesi için yapılsın hem rezalet hem suçtur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ulviyeti ve kutsiyeti yüksek TBMM çatısı altında sarf edilen bu fütursuzca laflar, rezalettir ve hesabı mutlaka sorulmalıdır.
Af suçun tekrarıdır. Affedilecek bu tip ve politipler, yarınlarda karşımıza daha büyük suçlarla geleceği muhakkaktır.
Bu tip ve politiplere verilecek cezalar caydırıcı ve herkese örnek olacak şekil ve boyutta olmalıdır.
Kalın sağlıcakla.
KAÇAK OCAKLAR VE KÖMÜRÜN BAŞKENTİ
İcat edildiğinden bu yana kömürün başkenti Zonguldak.
Her ne kadar şimdilerde kömüre alternatif sektör arayışları sürse de, kömürün ekonomimizdeki yeri devam edecek.
Taşkömürünün yeraltındaki varlığı ve miktarı ne olursa olsun, ‘para’ ettiği müddetçe karaelmas üzerinde kıyamet kopartılacak.
Malum, Zonguldak’ta üç yolla ekonomiye kazandırılıyor.
1)Devlet eliyle. Türkiye Taşkömürleri Kurumu(TTK) vasıtasıyla.
2) Özel Sektör Kömür İşletmeleri eliyle.
3) Kaçak işletmeciler tarafından köstebek usulü.
Devlet, TTK eliyle çıkarttığı kömür ve çalışma alanlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından her türlü önlemi almış durumda. TTK’ya yaptığı maddi/manevi destek ile ayakta kalmasını, istihdam ve üretim yapmasını sağlıyor.
Özel sektör işletmelerinde de hedeflenen kömür çıkmasa, çıkartılan kömür satışından istenilen para temini sağlanmasa da üretim devam ediyor.
Zonguldak’ta en zor şartlarda kömür üretimi kaçak ocaklarda yapılıyor.
‘Köstebek usulü’ kömür çıkartma tarifi ‘cuk’ diye oturmuş bir tabir ve yakıştırma.
Ancak, kömürün icadı ile birlikte yaşantımıza girmiş bu kaçak ocak üretim rezaleti maalesef yüzlerce insanımızın da hayatına mal oldu.
Kaçak kömürle ilgili başlayan her spekülasyon sonrası yapılan ‘denetim’ neticesi kısa süreliğine olsa da istihdam ve üretime ara verilir.
Ne hikmetse, dağ başından veya merkez mahalle aralarından çıkartılan kaçak kömür üretimleri devam eder durur.
Adı ‘kaçak’ olsa da, şehrin muhtelif yerlerine, ilçelere veya şehir dışına, ihtiyaç sahiplerine ‘bir şekilde’ ulaştırılır.
Kömürü üreten resmi kuruluşların (TTK ve Özel sektör kuruluşları)satış fiyatlarının yarısına satış yapıyorlar. Ocak ağzından yükledikleri kömürleri ‘güvenilir’ şekilde müşterilerine ulaştırıyorlar.
Devlet ve özel sektör kömür kuruluşlarının, maliyeti ve çıkartma zorlukları olan alanlardaki kömürleri ekonomiye kattıkları için gerçekten önemli bir iş yapıyorlar.
Ancak, neresinden bakarsanız bakın, ortada ‘gayri resmi’ bir icraat ve sonuç var.
Anlaşılan o ki, taşkömürü var olduğundan bu yana süren ‘kaçak üretim’, taşkömürü var olduğu sürece devam edecek.
AK PARTİ ANKET, CHP ÖN SEÇİMİ BEKLİYOR
31 Mart Mahalli İdareler Birliği seçimleri için süreç hızla ilerliyor. Siyasi partilerin Büyükşehirler ile ilgili tayin ve tasarrufları başladı.
Zonguldak’ta durum.
Zonguldak’ta İktidar Partisi (AK Parti) ile Ana Muhalefet Partisi (CHP), İl Genel Meclis Üyeleri ile Belediye Meclis üyelerini belirlemek için aday adayı arayışlarını sürdürüyorlar. Başvuru toplama süreci 5 Ocak’a kadar uzatıldı.
AK Parti Zonguldak’ta anketler yoluyla ‘aday’ belirleme çalışması yapıyor. Eski Milletvekili ve Devrek Eski Belediye Başkanı Özcan Ulupınar ile mevcut Başkan Selim Alan öne çıkan isimler. Yapılan ilk anketlerde Özcan Ulupınar’ın öne çıktığı gelen bilgiler arasında.
CHP’de ise ‘merkezi atama/anket/ön seçim’ tartışmaları tabanda sıkıntı yarattı. Merkez ilçe de İsmail Eşref, Atınç Kayınova, Turgut Aydın, Harun Akın, Zeki Günalp, Fırat Birkan, Tahsin Erdem aday adayı olarak belirlenmişti.
Üç adayın ön seçime gireceği açıklanması, adaylar arasında ve tabanda tepki çekince genel merkez 7 aday adayının katılacağı ön seçime karar verdi. CHP’nin Zonguldak merkezdeki ön seçimi 6 Ocak’ta Alaborina’da 2767 üyenin oy kullanmasıyla yapılacak.
AK Parti ve CHP dışındaki partiler ise partiler arasında yapılacak ittifaklar için bekleyişe girdiler.