AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan beraberinde Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıldız ve belediye meclis üyeleriyle birlikte Fevkani Köprüsü yıkımında çıkan hurda demir miktarı hakkında açıklama yaptı.

FEVKANI KÖPRÜSÜ, ARTIK YOK VE ŞEHRIMIZ NEFES ALMAYA BAŞLADI

Mustafa Çağlayan, “Bugün burada siz basın mensuplarımız aracılığıyla hemşehrilerimize söylemek istediklerimiz var. Anlatmak istediklerimiz var. Aşağı yukarı 4-5 aydır süre gelen bir dedikodu, gerçeği yansıtmayan bilgilerle hemşehrilerimizin kafasını karıştırmaya çalışan bir ekip var. Bunlarla ilgili biz sizlere gerçek bilgileri vermek üzere belediye başkanımızla, ilçe başkanımızla, belediye meclis üyelerimizle huzurlarınızdayız. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Fevkani Köprüsü, artık yok ve şehrimiz nefes almaya başladı. Bu konuyu sulandırmak isteyenler, bu konuyu bulandırmak isteyenler farklı yerlere kaydılar. Hemşehrilerimiz bu işi destekledi. Baktılar ki buradan olmayacak. Fevkani köprüsünün, hemşerilerimizin üzerinde yarattığı pozitif etkiyi kırabilmek için yalana sarıldılar.  Hile hurda işlerini çamur atarak bizim üzerimize sıçratmaya çalıştılar. Bizler buna müsaade etmeyeceğiz. Sabırla izledik. Sabırla dinledik. Takip ettik. Fakat şimdi iş bitti. Sadece derenin üstünde bir kısım kaldı su geçişi yapıldıktan sonra o da kaldırılacak. Allah izin verirse kaza bela da olmadan bu iş de bitmiş olacak” dedi.

 

ŞEHİR NEFES ALMIŞKEN ‘BU ŞEHRİN NEFESİNİ NASIL KESERİZ’ DERDİNE DÜŞTÜLER

Çağlayan, şöyle dedi: “Peki, bu dert ne? Bu telaş ne? Vatandaşlarımızın memnuniyetini gördükleri için bir telaşa kapıldılar ve bu işin üzerine nasıl kapatabiliriz derdine düştüler. Şehir nefes almışken bu şehrin nefesini nasıl keseriz derdine düştüler. Bizlere çamur atmaya kalktılar. Şimdi bizler de size yapım aşamasında değil de bittikten sonra gerçekleşen rakam üzerinden hitap etmek gerçek bilgileri vermek istiyoruz. Geçmişte bu işin en başında belediye başkanımız ekibiyle birlikte Makine Kimya Endüstrisi'ne bir yazı yazıyor. Diyor ki ‘bizim Fevkani Köprümüzü kaldırmamız gerekiyor. Risk teşkil ediyor. Bu riski ortadan kaldırmamız gerekiyor’. Yazı Makina Kimya Endüstrisi'ne gidiyor. Makine Kimya Endüstrisi bize bir yazı gönderiyor. Bakın burası çok önemli. Bunun üzerinden sürekli siyaset yapmaya çalıştılar. Kısaca okuyayım. Diyor ki; “Söz konusu köprünün yıkım ve yıkım sonucunda buradan çıkacak olan muhtelif hurda malzemelerin fiyat analizlerinin yapılması ile bununla birlikte diğer bütün maliyet giderlerinin göz önünde bulundurulması neticesinde kamu zararı oluşacağı öngörülmekte olup bu sebeple yıkım işinin şirketimiz açısından ekonomik olmayacağı kanaati hasıl olmuştur.” Hani söyleniyor ya şu kadar para, bu kadar para. Diyor ki Makina Kimya Endüstrisi “bu iş efektif değil. Bu iş ekonomik açıdan bizim yapabileceğimiz bir iş değil. Bu yüzden bu itibarla bahse konu köprünün yıkılması işinin şirketimiz kanalıyla yapılamayacağı yıkım işinin ve yıkım sonucunda çıkacak malzemelerin belediyeniz tarafından değerlendirilmesinin daha uygun olacağı değerlendirilmiştir.” Arkadaşlar resmi evrakla sesleniyorum. Hamasetle değil, sözle değil, uydurma cümlelerle değil, resmi evrakla sesleniyoruz. Peki, bundan sonra ne oluyor? Bu yetkiyi belediyeye Makina Kimyaya vermiş. 18 Temmuz 2023’te ihalesi yapılan Fevkani Köprüsü yıkım işini. Çok daha öncesinden başlatılan bir raporu var. Burada biz böyle göz ucuyla bakıp da karar verilmiş bir durum söz konusu değil.”

Kilimli'de spor yatırımları için kritik toplantı! Kilimli'de spor yatırımları için kritik toplantı!

1842 TON HURDA ÖNGÖRÜLÜYORDU 1850 TON ÇIKTI

Çağlayan şöyle devam etti: “Belediyemiz üniversitemize bir yazı daha yazıyor. ‘Fevkani Köprüsü'nün çelik tonajının tespit edilmesi amacıyla sizden bir çalışma rica ediyoruz.’ Üniversitemiz bu işin uzmanları tarafından bir görevlendirme yapılıyor ve 6 ay boyunca çalışılıyor. Her bir kısmı fotoğraflanıyor. Röntgeni çekiliyor ve belediyemize bir rapor sunuluyor. Deniliyor ki 1842 ton hurda çıkar. Bilimsel araştırma. Araştırmaların raporları, röntgeni burada. Sizlere bunu sunuyoruz. Biz kendi düşüncelerimizi değil, bilimsel olarak açıklanan, verilen raporlardan bahsediyoruz. Tek tek size hepsini gösterebiliriz. Kalem kalem, milim milim hesaplanmış. Peki, 1842 ton hurda olarak öngörülüyor ya bugün iş bitti. Ne kadar çıktı? En son kalan parçayla yaklaşılan rakam 1850 ton. Şimdi şurasına bakalım. Öncelikle bir üniversitemize teşekkür edelim. Çok güzel bir çalışma. Yerinde bir çalışma ve çok sapma olmadan neredeyse milimetre milimetre hesaplanmış tam bir sonuç bulunmuş. Bugün iş bitti değil mi? Kantar fişlerimiz belli. Şurada da görüyorsunuz kamera var. MOBESE kameraları var. Dileyen iddiasını ispat etmeye ben davet ediyorum. Bütün kameraları araştırın. Kamyonlara bakın. Yüklemeden sonra kameradan çıkıyor. Kantara giriyor. Ölçümü yapılıyor. Şu anda üniversitenin raporuyla birebir sonuçlanmış bir iş var karşımızda ihalenin yapıldığı tarihteki burada rakamı altı nokta yedi. Yani yedi TL bile değil. Altı nokta yedi TL. Çarpın. Çıkartın.“

GÖREVİMİ BIRAKMAYA HAZIRIM

Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyorlar ki ‘partimize bilim insanlarını çağırdık’. İfadeye bakar mısın? Partiye bilim insanlarını çağırmış. Cumhuriyet Halk Partisi ne demişler bilim insanlarına burada ne kadar hurda var. Bir tanesi demiş ki 5 bin ton. Bir tanesi demiş ki 8 bin ton. Yine bir çağrı yapıyorum. Hangi bilim adamlarını çağırdıysanız davet ettiyseniz tıpkı bu rapor gibi bir tane rapor getirin. Atsınlar ya o bilim insanları imza ben bugün sizlere bunu net bir biçimde ifade ediyorum. Öyle bir rapor getirsinler. Bugün görevimi bırakmaya hazırım. O kadar net ifade ediyorum. Eğer getiremezseniz siz görevinizi bırakmaya hazırmısınız? Bu sorunun net bir cevabı olmalı. Varsa iddianız beş bin ton, sekiz bin ton. Şu kadar rakam, bu kadar rakam, buyurun, yer burada. Çalışmalar burada. Bilim insanları dediğiniz kişiler gelsin. Üniversitemizden çalışmaları alsın kendi çalışmalarını yapsın. Raporun altına da imza atsın.”

BİZLER SİZE RAKAMLA BELGEYLE BUNU ANLATIYORUZ

Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı: “Başka bir çağrımız daha var. ‘Kameralar var’ dedik. İki satır yazınıza bakar. Zonguldak Adliyesi'ne başvurusunu yaparsınız. Bakın biz bu zamana kadar ağzımızı açmamamızın sebebi zaten adliyede suç duyurusunda bulundunuz. Bırakın da bir sonuçlansın adli mercilere intikal etmiş konuda bu kadar konuşulmaz, konuşulmamalı. Fakat bizler size rakamla belgeyle bunu anlatıyoruz. İnanmayabilirsiniz çünkü şu hali gördünüz. Şehir artık nefes alıyor. Bu şehirde yaşayan insanlarımız umudu dirildi. Onların umutlarına öldürmenize fırsat vermeyeceğiz. Hemşerilerimize sesleniyoruz. Bu şehirden umut etmekten vazgeçmeyin. Umudumuz dirildi. Umudumuzu diri tutacağız. Bu çalışmalarımızı da devam ediyoruz. Öyle karalamalarla, suçlamalarla bir dakika dahi ara vermeyeceğiz.”

Kaynak: Seçkin Kırarslan