BES Zonguldak Şubesi tarafından vergi dairesi önünde basın açıklaması düzenlendi.
BES Şube Başkanı Slper Kaya, “Mülakat haksızlığına son verilmeli ve kurum sınavlarında liyakatin esas alınması için yasal düzenleme yapılmalıdır” dedi. BES Şube Başkanı Alper Kaya yaptığı açıklamada şunları ifade etti
YOKSUL HALKIN 3 KURUŞUNDAN DEĞİL İTİBARLARINIZDAN TASARRUF EDİN KAZANILMIŞ HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
“İktidarları boyunca uyguladıkları ekonomik politikalarla halktan aldıklarını, küçük bir azınlığa servet olarak aktaranlar her üç ayda bir medya karşısına çıkıp övünerek anlattıkları ekonomik büyümenin ülkedeki işsizliği azaltmadığını, gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini ve gerçek anlamda bir kalkınma ortaya çıkarmadığını görmezden geldiler. Üstelik uyguladıkları bilimden uzak ekonomik politikalar ile sürekli gelir kaybı yaşayan bizlerden fedakârlık isteyip seferberlik çağrıları yaparak ufak tefek birikimlerimize bile göz diktiler.
Bizler bu ekonomik krizin sebebi değil, mağdurlarıyız. Pandemi ve sonrasında yaşanan süreçte, şirketler devasa karlar açıklamış ve finans kurumları % 500 ve üzeri karlar açıklayarak, kendilerine sunulan kriz ortamından nasıl faydalanmaları gerektiği kanıtlamışlardır. Başta sermaye gruplarının devasa karlar elde ettiklerini beyan ettikleri bir dönemde, bizlerin yaşadığı yoksullaşmaya çözüm olarak masalarımızdaki tabakları küçültmemiz istenmiştir.
Seçim sürecinde krizi görmezden gelen ve kamu kaynaklarını har vurup harman savuran iktidar, takvimsel olarak 2028 yılına kadar seçim olmayacağı gerçeği ile 13 Mayıs’ta “kamuda tasarruf ve verimlilik paketi” açıklamıştır. Açıklanan sözde tasarruf paketinde, kazanılmış haklarımızı ortadan kaldıran düzenlemelerin yanında, kamuda istihdamı emekli olanların yerine alınacak personelle sınırlandırarak genç istihdamın önünü kapatmış ve artık bir ağır angarya haline gelen kamudaki iş yoğunluğunu içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Bilindiği üzere, 3 gün önce Bülent Ecevit Üniversitesinden mezun olan öğrenciler ülkedeki marketler zincirlerine atandıkları yönünde ironik paylaşımlar yapmışlardır.
Biz açıklanan tasarruf paketinin bizlerin kazanılmış haklarımızın ortadan kaldırılmasının dışında bir amaç gütmediğini çok iyi biliyoruz.
Eğer gerçekten tasarruf yapılacaksa;
* Fedakârlığı biz emekçiler değil, lüks ve şatafat içinde yaşamayı itibar sayanlar yapmalıdır. Birden fazla yerden maaş, huzur hakkı verilen partili yönetici ve bürokratların gelirlerinden tasarruf yapılmalıdır.
* Kamunun yarattığı istihdam olanaklarını söz verdikleri halde kaldırmadıkları mülakat hırsızlığı yoluyla liyakatten uzak, niteliksiz kadroları işe alanlar tasarruf yapmalıdır.
* Ekonomik kaynaklarımıza el koyan faiz ve rant sahipleri yapmalıdır.
* Kamu-özel iş birliği ortaklığı adı altında kendilerine servet aktarılanlar yapmalıdır.
* Kur korumalı mevduat sistemiyle Merkez Bankasını 833 milyar lira dolandıranlar fedakârlık yapmalıdır.
* ‘Patronlardan’ servet vergisi alınması için vakit kaybetmeden acil düzenleme yapılmalı, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır.
Her ekonomik kriz döneminde biz kamu emekçilerini ve yoksulları aynı gemideyiz safsatası üzerinden fedakârlık yapmaya davet eden iktidara hangi koşullarda aynı gemide olduğumuzu sormak istiyoruz. Ve diyoruz ki, bizler sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık. Çünkü siz krizlerden devasa karlar elde ederek geminizi yürütürken, bizim gemimiz günden güne su almaya devam etti.
Bunun için bizleri daha da fazla yoksullaştırmadan;
* Başta mücadeleyle elde ettiğimiz servis hakkımıza dokunulmamalı ve servis hakkı olmayan bütün emekçiler için servis imkânı verilmeli, verilemeyen yerlerde emekçilere yol ücreti ödenmelidir.
* İnsan onuruna yaraşır bir ücret ve refah payı verilmelidir.
* Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilmeli ve ek ödemelerin temel ücrete yansıtılması için acil yasal düzenleme yapılmalıdır.
* Ücretsiz, nitelikli öğlen yemeği verilmelidir.
* Bütün emekçilere kira yardımı yapılmalıdır.
* Artık bir angaryaya dönüşen iş yoğunluğu azaltılmalı ve kurumlara acil personel alınmalıdır.
* İş yerlerimizde ebeveyn hakkı olan kreş ve emzirme odaları açılmalıdır.
* Mülakat haksızlığına son verilmeli ve kurum sınavlarında liyakatin esas alınması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
Yaşadığımız krizden kimler ceplerini doldurup, servetlerine servet kattıysa krizin bedelini de onların ödemesi için mücadeleyi büyüterek sürdüreceğimizi buradan ilan ediyoruz”