MESLEK ETİĞİ/10 OCAKLAR SEÇİLMİŞ VE ATANMIŞLAR!..

Gazeteci Evrim Deniz de gözaltına alındı

 ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ kutlamaları devam ediyor.

Aslında, Yasalara göre ‘kim gazeteci, kim gazeteci değil’ kâğıt üzerinde belli, sahada belli değil.

Çalışan gazeteciye, ‘vatandaş, bürokrat, seçilmiş’ kendi kafasına göre karar veriyor.

500 Bin çiçek toprakla buluştu 500 Bin çiçek toprakla buluştu

Siyasetçinin yandaşı ise ‘GAZETECİ’, yandaşı değilse ‘KAZETECİ’

Bürokratın dümen suyunda ise ‘gazeteci’, değilse ‘dış kapının mandalı.’ Makama kabulü bile mümkün değil.

Dolayısıyla bakışa göre görüş, görüşe göre tarif, tarife göre tatbik var. ‘Tarafsız’ görünme manasında ‘kalabalık’ etkinlikler kamuya sevk ve zerk edilmeye çalışılıyor.

Belediye Başkanı, kendini eleştiren medya mensubu gazeteciyi ’10 Ocak’ etkinliğine davet etmiyor.

Makamlardakilerin halet-i ruhiyelerini tespit için, keşke bir ‘açıölçer’ icat edilseydi!

Zonguldak’ın ‘629 Adımlık Şehir´olmasının nedenlerinden biri de bu ‘ortak payda’ anlayışındaki tutarsızlık.

Ne seçilmişler, nede atanmışlar, ortak payda konusunda, ‘koltuğun deruhtesi’ ötesinde, yöre ve ülke çıkarları konusunda fazla ‘itinalı’ olmuyorlar.

Bürokrat açısından ‘Gazetecilerin özverili ve kutsal görevini kutlama günü’ sadece ‘10 Ocak’  olabilir.

Ancak, gazetecilerinde seçilmiş ve atanmışları ‘özel/önemli’ sayacağı ‘başka zamanlar’ da olabilir.

İşte bu ‘önemli/özel’ günler vesilesiyle 1979’dan bu yana Tevfik Başakar, Sami Seçkin, Yavuz Erkmen, Erol Ayyıldız, Mustafa Tutulmaz gibi bürokratlarla irtibatımız devam eder.

Basın mensuplarını(!) bir vesile, ‘hep beraber’ huzura getirmek, ‘gazeteci olan ile olmayanı ayırt etmemek’ bir ‘siyasi’ ya da ‘sipariş’ tercih olabilir.

Ancak, olaya ‘görevin ifası’ ve toplumun ‘haber alma’ özgürlüğünün fantezileri açısından bakılınca, ortaya ‘makul olmayan’ sonuçların çıkması kuvvetle muhtemeldir.

Ereğli’de belediye ‘10 Ocak’ etkinliği yapıyor.

ELMAS TV Ereğli yetkilisi ‘resmi’ olarak ‘çalışan gazeteci’ arkadaşımız davet edilmiyor. Sebep, ELMAS TV Ereğli Belediye Başkanı’nı eleştirmiş. Eleştirinin dozu kaçmışsa, muhatabın hakları gasp edilmişse, yargı yok mu?

Elmas TV, iki aydır, Ereğli Belediyesi’nin haberlerini ‘ayrımcılık’ yapmadan veriyor mu, vermiyor mu?

Maroken koltuklarda oturanlar(seçilmiş/atanmış)kim olursa olsun önce kanunların üstünlüğünü terennüm ve tercih ettiğini gösterecek. Gazeteci yasa ve meslek etiğine aykırı eleştiride bulunamayacağı gibi, muhatabı da ‘keyfi’ uygulama/icraat yapmamalı.

Eleştiri de ‘haksızlık’ varsa, karşılığı ‘cevap ve düzeltme hakkının tanınmasıdır.’ Cevap ve düzeltme hakkı kullanılmıyorsa, yargı yolu çalıştırılmalıdır.

Peki, ELMAS TV’nin Ereğli sorumlusu, 25 yaşındaki Ereğlili Muhabirin ‘suçu’ ne?

Önemlisi, lafa geldi mi bir taraftan ‘Ereğlicilik’ yapacaksınız, ‘sevgi-dostluk-barış’ diyeceksiniz, icraata geldi mi gencecik çalışan gazeteciyi ‘ötekileştirme /yok sayma’ fonksiyonunuz ile bertaraf edip,meslektaşları arasında ‘rencide’ ve ‘suçlu’ ilan edeceksiniz!..Yakışır mı, ‘sevgi, barış, dostluk’ edebiyatına!

Seçilmiş ve atanmışların ‘Adet yerini bulsun’ diye yaptığı etkinlikler, yöre ve ülke için birlik beraberliğe destek değil, köstekten ileri gitmiyor. İşin en kötü tarafı da bu.

CENNET HURMASI DEĞİL FEVKANİ HURDASI

Zonguldak’ın endüstri mirası, kömüre giden demiryolu sembolü, 5 ayaklı üst geçit Fevkani Köprüsü’nün yıkılmasına rağmen tartışmaları sürüyor. Eski vilayet konağı ve TTK İşçi Müdürlük Binasının yıkılmasına rağmen tartışmalarının sürmesi gibi.

Yıkım için yapılan ihalede çıkan ‘eksik evrak tantanası’ henüz kamuoyuna anlatılamadı.

Şimdi de yıkım neticesi ortaya çıkan hurdaların miktarı üzerinden fiyat analizi yapılıyor.

Aslında, Fevkani yıkımı başlayınca, tartışmanın krize dönüşeceği belli idi.İhale şartnamesine yönelik hurda tespitleri MOBESE kayıtlarına göre yapılabilirdi.En azından hurdaların kantar fişleri ortaya konulabilirdi.Dolayısıyla kamu zararı ve şeffaflık sorgulamasının önüne geçilebilirdi.

Anlaşılan o ki, kantar fişleri ortaya konmadığı, ikna edici belgeler sağlanmadığı müddetçe, ‘endüstri Mirası Fevkani Köprüsü’ üzerinde fırtına devam edecek. Fevkani köprüsünün hurdaları 31 Mart yerel seçiminin önemli tartışma konularından biri olacak.

WhatsApp Image 2024-01-11 at 15.58.40 (1)

‘BU GÜN ALAYIM, YARIN BU FİYATA BULAMAM!..’

Zonguldak'ta vatandaş giysi pazarını tercih ediyor - YENİ ADIM GAZETESİ

Serbest piyasa ekonomisinin kötü taraflarından biri, denetim olmadığında ortaya çıkan fiyat istikrarsızlığı ve fahiş fiyat uygulama alanı genişliğidir.

Orta da bir de ‘yüksek enflasyon’ varsa, beraberinde gelen zam’a önlem konusu çıkmaza girer.

Dolayısıyla, ‘bu gün alayım, yarın bu fiyata bulamam’ kafasının hakim olduğu tüketici, ‘stokçuluk’ yaparken, tüketimin arttığı, fiyatların şiştiğinin farkına varmaz.

İşçi-memur, emekli maaşları yanında asgari ücret belirlenmesi sürecinde, etiketlerin günlük değişmesinin nedeni budur.

Tüketici zam gelecek diye alış-verişe çıkıyor. Fırsatı ganimet bilen satıcı ise etiketleri değiştiriyor.

Piyasa denetimsizliğinin, tüketici veya toplum katmanlarının tamamının üzerine çöken bu karabasan konusunda önlem alınması şart… Yoksa, maaşlara yapılan zamlar, piyasalarda yapılan şişirme fiyatlarla anında eriyip gitmeye devam edecek.

Maaşlar arasındaki uçurum, uygulanan sistemin ‘adilliği’ konusunda şüpheleri arttırırken, siyasi iktidarın adilliğini de tartışmaya açar.31 Mart yerel yönetim seçimlerinin ‘belediye başkanı seçmek’ ötesine gidip, ‘referandum’ havasına sokulma nedeni de bu.

WhatsApp Image 2024-01-11 at 15.59.41 (1)