MERHABA ZONGULDAK,
MERHABA ZONGULDAKLILAR…
On yıllar önce Zonguldak’ta Recep Aslan’ın Flamingo/radyo TV’si ile Ayhan Yılmaz’ın Genç Radyosundaki programlarımın giriş hitabı idi bu başlık.
Aynı sloganı Allah Rahmet etsin Ali bahadır’ın Uyanış TV’sinde de kullanmıştım.
Teknolojinin bu kadar gelişmediği zamanlar…
Daha ziyade ‘karasal yayınlar’ vardı. Tepelere kurulan antenler vasıtasıyla gönderilirdi ses ve görüntüler.
‘Hazırladığımız haber, yorum ve anekdotlarda adı geçenler, cevap ve düzeltme haklarını …. no’lu telefonları arayıp kullanabilirler. Unutmayalım, demokrasinin olmazsa olmazlarından biri de konuşan vatandaştır. Bizi dinleyin, dinlenin…’
‘Ne günlerdi o günler…’ demekten kendimi alamıyorum…
Öyle ya, Cahit Sıtkı’nın dizelerindeki ‘yaş otuz beş yolun yarısı’ diyeli tam 35 sene olmuş.
Meslekteki yaşım ise 44.
1979 yılında Allah rahmet etsin, Ertuğrul Emral’ın HABER gazetesi ile girdim mesleğe.
Velhasıl-ı, Ahmet Haşim’in ‘Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenleri/eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak/Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak..’ dizelerinin yer aldığı ‘merdiven’ şirinine inat, son demde ‘vites arttırıp’ yöre ve ülke sorunlarıyla daha fazla ‘hemhal’ olmak için çalışıyoruz.
İnanış’taki bir dolu sayfa ‘kulis’ ten Elmas Yayın Grubu’na(Yazılı basın, internet gazetesi, TV) geçişin sebeplerinden biri bu…
Elbette, sırtımızda ‘yumurta küfesi’ yok.
‘Zaman, sağlık ve şartların müsaadesi’ kadar gayrete talip olacağız.
Her şeyden önce ‘Adnan Küçükvar duruşu’ hakim olacak söz ve eylemlerde…
Şu ana kadar ‘sıkıntı’ yok.
ELMAS YAYIN/BİRLİK
Elmas Yayın Grubu içinde yer alan ‘Elmas Gazetesi/yazılı basın’, Elmas İnternet Sitesi ve Elmas TV ile ilgili yeniden yapılanma içindeyiz.
‘Yazılı basın’ çerçevesinde yeni arayışlarımız var. ‘Günlük yayın’ platformunda yayınımızı durdurduk.
Resmi ilana geçmek için 36 aylık bekleme süresi, maddi/manevi açıdan büyük külfet.
Dolayısıyla ‘yatırım/tasarruf’ aklını birlikte kullanma mecburiyeti hissettik. ‘Ortak akıl’ bunu gerektiriyor. Sadece basın/medya sektöründe değil, tüm sektörler için geçerli bir uygulama.
Hem yazılı basın hem de internette ‘resmi ilan’ getirili yayınlara ‘bu günden tezi yok’ en kısa sürede başlayacağız.
Elbette, hedeflerimizden biri de ‘doğru/ciddi/sahih’ haber ile meslekteki karmaşa önüne geçecek ‘iş/oluş/hareketler’ çerçevesinde saygınlığın tesisine çalışmak olacak.
Bu hedefin gerçekleşmesi, sadece Elmas’ın gayret ve tasarruflarıyla olmayacağının bilincindeyiz.
Meslektaşlarımız, seçilmiş, atanmış ve iş insanlarının bu konuda daha dikkatli olması gerekli. Her alanda oluşan ‘yozlaşma’ kültünden kurtulma gayreti içinde olmamız şart. ‘Ortak paydası olmayan’ toplumların sonu ‘anarşik ortamlar’ olduğu gerçektir.
Yoksa, Cumhuriyetin Endüstri Merkezi Zonguldak’ veya ‘Türkiye Yüzyılı’ edebiyatlarıyla ‘demokrasi/insan hakları/kalkınma’ konuların‘da olumlu mesafe almamız mümkün değil.
Birlik/beraberlik konusunda palyatif nutuklar değil, samimi icraat gerekli.
Yoksa, açlık sınırı, yaşam kalitesi dipte emekli, siyasette rekabet değil rakip eksiltme tezgâhları, köstebek usulü kömür çıkartılan kaçak ocaklar, heyelan, otopark rezaleti vb. gibi moral bozucu gerçeklerle yüzleşmeye devam eder dururuz.
HEPİMİZE KOLAY GELSİN
Her yeni başlangıç, yeni bir umuttur.
Toplumsal umutların gerçekleşmesi için birlik şart.
Kozmopolit ve yozlaşmanın hakim olduğu geri kalmış toplumlarda, samimiyetin cesaretle taçlanması gerekir.
Yoksa, ‘tek başına iyi niyet, karanlıkta çevrilen topaç’a benzer.’
Hepimize kolay gelsin!..
İSMAİL EŞREF ve TEZGÂH ANKET
Geçtiğimiz hafta ELMAS TV’de CHP Zonguldak Belediye Başkan Aday Adaylarından Sayın İsmail Eşref’i konuk ettik.
Sayın Eşref’le dostluğumuz eskiye dayanır. Başkanlığı döneminde, Kent Konseyi Çalışma Grubu Başkanlığı yaptım.
Kent konseyi, bütçesi olmayan, tavsiye niteliği kararlar alan, şehirdeki kurum/kuruluş temsilcilerinin oluşturduğu bir oluşum.
Sayın Eşref, Kent Konseyi yönetimini rakip görmeden, projelerini meclise taşıyıp, hizmete açan bir başkan. Sayın Eşref döneminden başka Kent Konseyi’nin ‘hizmete destek’ verdiği başka bir başkan hatırlamıyorum.
Ki, belediye’ye maddi külfet yaratacak birçok hizmeti, uzun tartışmalar neticesi de olsa kabul edip hayata geçirdi.
Demokratik devletin alt yapısı olan ‘örgütlü toplum’ ve ‘özgür birey’ fikrine sahip bir sosyal demokrat…
Sayın Eşref’in ‘aday’ yapılırsa ve seçilirse, Zonguldak’ta ‘birlik/beraberlik’ çerçevesinde hizmet getireceğine inandığım 2 kişiden biri.
‘Ego patlaması’ yaşamayan, ‘kibir abidesi’ olmayan bir politip. Şehirdeki Bu tip ve politipleri de anlatacağız vesselam. Hatta, aynı parti çatısı altındaki ‘arıza’ kişilikleri de…
Önemlisi, Sayın Eşref, üç defa, siyasi parti liderleri tarafından adaylık için davet edilmiş bir politikacı.
İlk defa, kendisi bir göreve talip oluyor.
Beklentisi de ‘aday’ın ‘ön seçim’ ve samimi/ciddi ‘anket’ neticesi belirlenmesi.
‘Tezgâh anket’ istemiyor!
İki anket yapılmış, dörder kişi sorulmuş seçmene. Birinci ankette dört kişiden biri İsmail Eşref. Diğer ankette dört kişi arasında İsmail Eşref yok. İkisinin ortalaması alınırsa, İsmail Eşref elbette birinci olamayacak…
Netice de, ‘tezgah anketler’ veya ‘tepeden inme atama’ ile aday belirlenirse…
Tanıdığım Eşref anında ‘patinaj’ yapar. Hem moral motivasyonda hem de sahada icraatta…
Hatta…
‘Takımı eksik bırakır’ demiyorum’, ‘bağımsızlık’ hakkını kullanır.
Yani, ‘attaaaa’
Ondan sonra ‘ayıkla pirincin taşını’
Beni, ‘demedi’ demeyin!..
BRÜKSEL’DEKİ ATATÜRK BÜSTÜNE ZİYARETÇİ AKINI
Atatürk, Cumhuriyet sevdalısı ve vatansever olarak tanınan Zonguldak’lı hemşerimiz, Belçika’nın Liege bölgesinde, evinin bahçesine Atatürk heykeli dikti, sadece Zonguldaklıların değil, dünyanın her yanındaki Müslüman Türklerin gönlünü fethetti.
Hemşerimiz Günaydın, izinli olarak geldiği Zonguldak’ta Cumhuriyet’in 100.yılı dolayısıyla Alt Mühendisler Cemiyet Lokali’nde ‘anma’ etkinliği düzenlemiş, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında ELMAS TV ‘de canlı yayına katılmıştı. Sayın Günaydın’ın Belçika da Barış Manço evi’ gibi bir etkinlik içinde çalıştığını biliyoruz.
Büst de ‘Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünya da barış’ veciz sözü Türkçe ve Fransızca (Paix Dans le Pays, Paix Danns le Monde’ olarak yer alıyor.
Günaydın, etkinlik ile ilgili ‘Artık Avrupa’da da bir Atatürk büstü var. Avrupa’nın Başkenti Belçika’da 100. Yıl imzası atmakla gurur duymak hakkımdır.
Her Türk bir askerdir, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, çünkü ay yıldız her zaman gökyüzünde. Ne Mutlu Türk’üm diyene. Nice asırlara’ dedi.
Brüksel/Liege bölgesindeki bu etkinlik sonrası Atatürk Büstüne ilgi ve ziyaretler artıyor.
Brüksel Büyükelçi 1. Müşaviri Mehmet Özgür Çakar ile Başkonsolos Umut Deniz’de ziyaretçiler arasında yer aldı.
Günaydın, mutluluğunu ‘sitemkar’ sözlerle şöyle aktardı bize. ‘Bir Türk vatandaşı olarak görevim olduğundan bunu yaptığımı vurgulamak istiyorum. Ki, keşke devletim bana destek olsaydı, Barış Manço’nun evi şimdi müzeydi’
Dileğinin gerçekleşmesi adına tebrikler sayın Aslı Günaydın.
HEYELAN/SEL/KAÇAK OCAK
Aslında bu ‘sel suları’, ‘yer altı suları’, ‘heyelanlar’ bize ‘köstebek usulü kömür çıkartılan kaçak ocaklar’ kadar yakın.
Maalesef, önlem konusunda ‘bahaneler’ ardına gizlenen ‘çaresizlikler’ var. Teknolojinin ay’a gittiği bir ortam da…
‘Yağmur şiddetli yağdı’, ‘yağmur uzun süreli yağdı’ gibi bahaneler…
Site’de Sendika Camii yakınında her yağmur yağışında ‘şelale’ oluşuyor ve Kozlu yolunu tehdit ediyor. Belediye yetkilileri, ‘yer altı suları’ diyor. Yıllardır önlem yok.
Birkaç gün önce, Zonguldak Uzunmehmet Göğüs Hastalıkları Hastanesi yolunda ‘göçme/heyelan oldu. Ses ve görüntüsü İstanbul’dan Zonguldaklı Gazeteci Cem Küçük’ten çıktı. Küçük, ‘istinat duvarı yok. Bu gün, yarın yağmur-fırtına var’ diye ikaz etmiş…
Ardından Asma Mahallesi’nde 2 katlı bir ev heyelan nedeniyle çöktü, 2 vatandaşımız göçük altında kaldı. İlgililer, yetkililer olay mahallinde ‘küçük mitingler’ oluşturup resim çektirdiler.
Hangisi önemli, olay öncesi önlem almak mı, olay sonrası imdat’a koşmak mı?
Şehrin muhtelif mahallelerinde alt depoları yer altı sularıyla dolu, depo kapılarında ‘kuru kafa resmi’ olan ve üzerinde ‘dikkat tehlikelidir’ plakalı evler var.
Birinci bodrum kat su dolup, ikinci bodrum kata su çıkınca, otomatik su pompası çalışıyor ve su tahliyesi başlatıyor.
Çok katlı bu binaların daireleri ise insanlarla dolu…
Yıllardır bu konuyu yazıyorum. Ancak, şehrin valisi, belediye başkanı, çevre şehircilik, mimarlar odası, mühendisler oda yetkilileri bu konuyu ‘sağıra yatma’ taktiğiyle geçiştiriyorlar.
Tıpkı, köstebek usulü kömür çıkartılan kaçak ocaklar gibi.
Yara taze iken...
Yarın bu konuyu değerlendirelim