ÇEVRE

Madencilik arama faaliyetleri sit alanlarını tehdit ediyor!

Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde, Fındıklı, Belen, Kasımlı ve Kocaman köylerini kapsayan geniş bir ormanlık alanda, Mavera Madencilik şirketine verilen IV. grup maden arama ruhsatı, ciddi tepkilere yol açtı.

Bölgedeki ormanların tarihi ve ekolojik önemi göz önünde bulundurulduğunda, bu ruhsatın vahşi madencilik faaliyetlerine kapı aralayacağı endişesi artıyor. Özellikle 1. ve 3. derece arkeolojik SİT alanlarını kapsayan bu bölge, birçok kültürel mirası ve biyolojik çeşitliliği barındırıyor.

TARİHİ ORMANLAR VE SİT ALANLARI TEHLİKEDE

Mavera Madencilik’in maden arama ruhsatı aldığı alan, Karadeniz Bölgesi’nin nem oranı en düşük bölgelerinden biri olan Alaplı’nın yüksek kesimlerindeki ormanlarda yer alıyor. Bu ormanlar sadece doğanın değil, tarihin de saklı olduğu bir hazine niteliğinde. Bölgede tespit edilen ve koruma altına alınan önemli SİT alanları ise şu şekilde sıralanıyor:

  1. Fındıklı Köyü Ardıç-Karaağaç Mağarası: Bu mağara, Karabük Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 2021’de aldığı kararla C Grubu tabiat varlığı olarak tescillenmiş durumda. Mağaranın içinde ve çevresinde yapılan çalışmalar, bölgenin jeolojik ve ekolojik değerlerinin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile mağara, koruma altına alınmıştır.
  2. Kocaman Köyü Bizans Dönemi Kilisesi: 2022 yılında Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nün 1. derece arkeolojik SİT alanı olarak ilan ettiği bu alan, geç Bizans dönemine ait kalıntıları barındırıyor. Sadece kültürel değil, arkeolojik değeri de yüksek olan bu bölge, resmi olarak koruma altına alınmış olsa da maden arama faaliyetlerinin tehdidi altında.
  3. Fındıklı Köyü Bizans Yerleşim Alanı: Düzce Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün yazısına dayanan ve Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun raporlarıyla tescillenen bu alan, 1. ve 3. derece arkeolojik SİT alanı olarak belirlenmiş. Bizans dönemine ait yerleşim kalıntılarının bulunduğu bu bölgede yapılacak her türlü müdahale, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında yürütülmek zorunda.

EKOLOJİK KIRIM YAŞANACAK!

Söz konusu alan, sadece tarihi değerleri ile değil, biyolojik çeşitliliği ile de ön plana çıkıyor. Birçok endemik bitki türüne ev sahipliği yapan ormanlık bölge, aynı zamanda Alaplı’daki köylerin içme suyu kaynaklarını da barındırıyor. DSİ tarafından bu su kaynakları üzerinde kurulan gölet, köylerin içme suyu ihtiyacını karşılıyor. Maden faaliyetlerinin bu doğal su kaynaklarını da tehdit edebileceği ifade ediliyor.

Yerel halk ve çevre gönüllüleri, bu ekolojik kırıma karşı hukuk mücadelesi başlatmış durumda. Kdz. Ereğli, Alaplı ve Devrek çevre gönüllüleri, bölgedeki tarihi ve ekolojik değerleri koruma altına almak için her türlü mücadeleyi sürdüreceklerini belirtiyor. Gönüllüler, bu sürecin sadece bir hukuk mücadelesi değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratma amacı güttüğünü vurguluyor.