KREDİ KARTLARI, İCRA DOSYALARI, ADAY PROJELERİ
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, valilere yaptığı ‘tasarruf’ teklif ve tenkidi sonrası, emeklilerin zam oranı yüzde 49’a çıkartılması, siyasi iktidarın yeniden ‘seçim ekonomisi’ uygulamasına başladığı tartışmalarını yarattı.
Demek ki, Cumhur İttifakı içindeki partilerin, seçmen bazlı desteklerinin, ülkede birinci parti olmaya yetmeyeceği ‘bir şekilde’ tespit edilmiş.
Demek ki, 2023 bütçesinde kullanılmayan bilmem kaç milyarlık kaynaklar, başta emekliler olmak üzere seçimin sahadaki aktörlerine aktarılacak. 2023 yılı içinde meydana gelen depremler neticesinde yapılan ek bütçeler ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları için dağıtılmıştı.
Nereden icap etti şimdi bu konu!
Dünkü haber bültenlerinde, kredi kartlarıyla yapılan alış-verişler nedeniyle ‘vatandaş sofrasını borçla kuruyor’ şeklinde bir haber vardı. 2023 Aralık ayında 794. 6 milyar liraya ulaşmış kredi kartlı alışverişler. Kredi kartı işlem adedi yüzde 24 oranında, ödeme tutarı ise yüzde 129 oranında artmış.
Cebinde bir şekilde kredi kartı olan, ‘sanki’ ödemeyecekmiş gibi, yükleniyor kredi kartına. Sonrasında hukuk/icra yaptırımı ile karşı karşıya kalıyor.
Geçen bültenimizde aktarmıştık, 101 bin 750 nüfuslu Zonguldak’ta icra dosyası sayısı 54 bin 160. Yani, şehrin yarısından çoğu icralık. ‘Açlık sınırı, asgari ücret altında maaş alan emekli, yaşamak için, aldığından fazla ödeyip borçlanıyor’ dediğimiz işte bu. Netice, yaşam kalitesinin aşağı çekilmesi olayı gerçekleşiyor.
Seçim ekonomileri siyasi iktidarların vazgeçilmezleri olsa da, ülkelerin ekonomik kaderinde olumsuzlukların başlangıç anları olduğu unutulmamalı.
Siz yukarıda, kullanılmayan kaynakları, seçmen tabakalarına(işçi/memur/emekli/köylü vs.) bir şekilde boca ederseniz, aşağıda uzantılar olan siyasi yandaşlarda seçim ekonomisi paralelinde yapılmayacak çılgın projeler ile seçmenin aklını karıştırmaya, gözünü boyamaya çalışmaz mı?
Şimdi, emekliye verilen yüzde 5 fark ile zam oranını yüzde 49’a çıkartmakla emekliyi kafaya aldığını zanneden varsa yanılıyor. Siz, en az alan memura yüzde 8 seyyanen zam vererek ‘zam düzenini’ bozdunuz. Ve halâ, İntibak denen, maaşlar arası uçurumu ortadan kaldıracak prim ve gün sayısına göre sistem kurup yasalaştırmamakta direnmek ne demek?
Bu gün Birleşik Kamu İş, Açlık sınırını 17 bin 442 TL açıkladı. Düşünebiliyor musunuz, en az alan emekli maaşı 11 bin lira olsa bile açlık sınırı ve asgari ücret altında kalacak.
Velhasıl-ı, hükümet de, belediyelerde ayaklarını yorganlarına göre yani bütçelerine göre uzatmalıdır.
Meselâ Zonguldak Belediyesi… 2024 tahmini bütçesi 2 milyar 100 milyon lira. Borcu 1 milyar 300 milyon lira. 10 Temmuz Mahallesinin tepesinden baktığınızda Karayollarının yaptığı Mithatpaşa T1-T2-T0 tünelleri ile TOKİ eliyle yapılmış hizmetlerden başka görünür bir şey yok
24 yıl önce yabancı kredi ile 22 milyar liraya yapılmış biyolojik arıtma tesisini ancak yüzde 50 kapasite ile kullanmamız yanında, borcunun yarısını ödemiş değiliz.
Şehir içinde Yıkılan Fevkani Köprüsü altındaki Soğuksu-Acılık arası asfaltı bile Enerji bakanlığı hibesi ile döküyorsak düşünün hele.
Diyeceğim o dur ki, Mahalli idareler seçimleri için ortaya çıkan partiler ve adayları, popülist nutuklar ve yapılmayacak projelerle halkı kandırmak yerine, belediye bütçesinin elverdiği ölçüde hizmetler ile halkın karşısına çıkmalıdır.
Halkın karşısına, ödemediği elektrik borcu nedeniyle, elektrik şirketinin bina girişini iş makineleriyle kazdırıp ‘halkı gülme krizine sokup’ çıkmamalıdır.
Siyasi iktidar, günü/seçimi kurtarmak için uyduruk zamlar, uyduruk yıllar üreteceğine, sistemi yasal düzene koyup, tartışmaları kökünden kaldırmalı, aşağıdaki yetkili ve ilgililere kötü örnek olmamalıdır.