KÖPEKLERİN KARDEŞLİĞİ

Köpekler kendi aralarında oynaşmaktadır. 
O sırada Mevlânâ ve talebeleri geçer. Talebelerden biri, köpeklerin dostane oyunlarına bakar ve;
“Ne güzel bir kardeşlik sergiliyorlar!
Keşke insanlar şu köpeklerden ibret alsa!” der.
Hazret-i Mevlânâ, manzaranın masumiyetinden emin değildir,
peşin kanaatin hatalı olduğunu hatırlatarak ölçüyü verir:
“Sen bir kemik at aralarına da gör kardeşliği!”
Zonguldak da bu sıralar iki köpeğin kardeşliğine tanıklık ediyor.
Etrafında hiç dostu kalmayan köpek, 
Daha önce anasını, babasını yazdığı köpekle dost oldu!
Mesleğinin başında kalemine pislik bulaştıran bu küçük köpek ile, mesleği boyunca kaleminden pislik akan büyük köpeğin dostluğuna şaşırmadık tabi ki. 
Aslında  bunlar geçmişte nasıl düşmandı ona şaşırdık!
Bakıldığında ikisi de aynı cinsten köpek.
Şantajcılığı tescillenmiş bu iki çıplak bir hamama yakışırdı zaten.
Çıplak derken ironi yapmıyorum, hakikaten kıçlarına don alacak paraları yok!
Zaten küçük köpeğin tek derdi para.
Geçmişte para için şimdiki köpek arkadaşına havlardı, şimdi yine para için bize havlıyor.
Yarın parayı biz verir başkasına havlatırız.
Ama biliyoruz ki havlayan köpek ısırmaz!
Bu iki köpeğin dostluğu bir kemiğe bakar.
Ortaya atılacak bir kemik, bakın dostluğu nasıl bozuyor!
O kemik kimden gelecek, nasıl gelecek izleyip göreceğiz...

KARAMALAK NEDEN RAHATSIZ?
Hangi gazetede çalıştığı, hangi internet sitesine baktığı belli olmayan Karamalak, Ömer Selim Alan Ergin ile Bilge'nin nihakını kıyınca deliye dönmüş.
Adam kentin belediye başkanı.
Sen evlensen senin de nikahını kıyar.
Aynı Karamalak, bizi Ömer Selim Alan’ı eleştirmediğimiz için eleştirmiş.
Yahu varsa eleştirilecek bir konu söyle biz yine eleştiririz. 
Biz kimseye iftira atmadık.
Mustafa Çağlayan ile de aramızda bir düşmanlık yok.
Ama villa almasını eleştirdik.
Senin sigortanın ödendiği yayın kuruluşu da, aynı şekilde 1 yılda villa alan Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt'u eleştirdi, ki bence eleştirisinde haklıydı.
Mustafa Çağlayan’ın villa almasıyla, Çetin Bozkurt'un villa almasının arasindaki fark ne?
Karamalak iletişim fakültesi mezunu olmakla övünüyor.
Ama reklamcılık bölümü mezunu olduğu için, haberden çok akçeli işlerden anlıyor.
Ve en ilginci, abim dediği Ömer Selim Alan’a olan öfkesini, Pusula'dan değil kendi sitesinden dile getiriyor.
Sayın Karamalak, Ali Rıza'ya da sorsana bir, biz niye Ömer Selim Alan’ı eleştirmiyoruz diye.
Soramayacağın aşikar.
Biz Ali Rıza gibi, Ömer Selim Alan hakkında iftira yazmadık.
Özel hayatıyla ilgili çirkin imalarda bulunmadık.
Ali Rıza’nın, Ömer Selim Alan hakkında yazdıklarını sen bizden daha iyi bilirsin.
Zira Ali Rıza yazdıkça sen kendi sitenden Ali Rıza'ya sallıyordun.
Arşivler unutmuyor işte!
Ben iletişim fakültesi mezunu değilim ama belgesiz haber yapılmaması gerektiğini bilirim.
Ve benim bugüne dek, şantaj veya iftiradan ceza almışlığım yok.

TUTMAYIN KÜÇÜK ENİŞTEYİ
Medical işi sarmamış Enişteyi şimdi de Acılık'ta lokanta işine girmiş.
Kimden alındı, nasıl alındı, kimin üzerinden kimin üzerine geçti...
Tam bir fırıldaklık hikayesi.
Bunlar nasıl bir tarikat, işleri güçleri hep yeme...
Yemeyi çok sevdikleri için lokanta işine girmiş olabilirler.
Acılık çocuğu neden bunları bu kadar çok seviyor anlaşıldı.
Kendi muhidinde olan lokantada, az kuru az pilav ile koca cüssesini doyurmaya çalışıyor!
Yiyin efendiler yiyin...
Ama bilin;
Şimdi yediğiniz hurmalar, gün gelir tırmalar!

SEÇİM ÖNCESİ KILIÇLAR ÇEKİLDİ
Kendisi küçük, dedikodusu büyük bir belde.
Yerel seçim öncesi başkanlık yarışı kızıştı.
Başkanın TOKİ için yer olarak gösterdiği tarlaları imara açarken usulsüzlük yaptığı, kulaktan kulağa geziyor.
Ya birileri adaylığı engellemek için iftira atıyor,
Ya da iddialar doğru!
İki durumda da durum vahim. 
Yapılan imarda yolsuzluk yoksa sıkıntı yok, başkan çıkıp açıklar.
Ama bu iddiaları ortaya atan kişi de başkanın yakını.
Seçim yaklaştıkça siyaset sahnesinin ateşi yükselecek.
Belli ki bu kış Zonguldak'ta çok sıcak geçecek...