İstanbul Fatih'te 19 yaşındaki S.Ç., 19 yaşındaki İkbal Uzuner'in başını kesip Edirnekapı surlarından aşağı attı
ardından surlardan atlayarak intihar etti
S.Ç.nin daha önce Eyüpsultan'da 19 yaşındaki A.H'yi de öldürdüğü ortaya çıktı.
İstanbul Fatih'te yaşanan bir olay, sadece benim değil tabii ki tüm ülkenin yüreğini dağladı. 19 yaşındaki S.Ç., bir başka genç olan İkbal Uzuner’in hayatına son verdi. Genç kızın başını kesip Edirnekapı surlarından aşağı atan S.Ç., ardından kendi hayatına da son verdi. Bu korkunç cinayet, gençlerin hayatlarının ne kadar tehlikede olduğuna dair ürkütücü bir örnek teşkil ediyor.
Gazetecilik kariyerim boyunca birçok olaya tanıklık ettim. Farklı haberler yaparken, çeşitli duygular hissettim; ancak bu dehşet verici manzara karşısında kanım dondu. Gördüğüm görüntü, insanlığa olan inancımı sarsacak kadar korkunçtu. “Olamaz, nasıl böyle bir şey olabilir?” sorusu zihnimde dönüp durdu.
İkbal Uzuner’in parçalanmış bedeninin bulunduğu yerde, annesinin feryadı hala kulaklarımda. "Yavrum ne yaptılar sana? İkbal!" diyerek haykırması, sadece bir annenin acısını değil, toplumun tüm vicdanını sarsacak bir çığlık oldu. Bu sahne, hayatın ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi.
Peki, bu vahşetin arkasında yatan nedenler neler? Cevabı ise çok katmanlı. Öncelikle, eğitim sisteminin yetersizliği, dini eğitimin yetersizliği ve seküler yaşamın getirdiği sorunlar üzerinde durmak gerekiyor. Medya, diziler ve filmler, gençlerin psikolojik durumları üzerinde ciddi etkiler yaratıyor. Özellikle sosyal medya ve oyun platformları, bu tür olumsuz davranışları normalleştiriyor. Gençler, sanal dünyada gerçeklerle bağlarını koparırken, kötü niyetli bireylerin etkisine açık hale geliyorlar.
Bu durum, sadece bireyleri değil, aileleri de derinden etkiliyor.
Biz ebeveynler, çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz? Her gün yeni bir tehditle karşılaşırken, evlatlarımızı bu karanlık dünyadan korumak için ne yapmalıyız? Tüm bunlar, sadece bireysel bir kaygı değil; toplum olarak hepimizin sorunu.
Yarabbim, evlatlarımızı kötü insanların şerrinden koru.
Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için toplum olarak bir araya gelmeli, sorunları birlikte çözmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, her bir yaşam değerlidir ve bu değer, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur.