HÜR GAZETECİLER!

HÜR GAZETECİLER!

Tahsin Erdem’i başarısız göstermek adına,
Gece gündüz ağzına alan cenahı biliyorsunuz…
Tıpkı Ömer Selim Alan’ın ilk yıllında yaptıkları gibi.
Şimdi de Ömer Selim Alan gibi,
Tahsin Erdem’i diz çöktürmeye çalışıyorlar.
Sanki Ömer Selim Alan seçilseydi,
Sekiz ayda şehrin çehresini değiştirebilecekti.
Geçmiş beş yılda yaptıkları ortadayken!
Benim derdim Tahsin Erdem’e avukatlık yapmak değil.
Kendisinden bir nebze çıkarım olmadı.
Öyle birileri gibi belediyeye fatura üzerine fatura kesmedim!
Zira Tahsin Erdem belediyenin bir kuruşunu boşa harcamayacağını,
En iyi ben biliyorum…
Efendim Tahsin Erdem silah almış,
Belediye önüne bariyer yaptırmış,
Daha neler neler…
Muhtara bile silah verilen ülkemizde,
Tahsin Erdem’in silah alması neden birilerine battı anlamıyorum…
Peki Tahsin Erdem’in bu kadar konuşulduğu Zonguldak’ta,
Diğer belediye başkanları ne yapıyor?
Mesela Devrek’te son günlerde bir olay ile çalkalanıyor.
Seçim döneminde bazı gazetecilere iş sözü veriliyor.
Ardından bu gazeteciler bir dernek kuruyor.
Hür gazeteciler ismiyle.
Özcan Ulupınar’ın seçimi kazanmasının ardından,
Kurulan derneğe bir daire tahsis ediliyor.
Gel zaman git zaman,
Hür gazeteciler, Başkana iş sözünü hatırlatıyor.
Tabi belediyenin bütçesi başkanın tahmin ettiğinden çok daha kötü!
Kasa tam takır!
Eski başkan geride sadece yolsuzluk iddiaları bırakmış…
Bu şartlarda başkan sözünü tutamıyor.
Sonra çarşı karışıyor.
Hür gazeteciler sosyal medyadan başlıyor sallamaya.
‘Siz misiniz bana sallayan’ diyen başkan,
Hür gazetecilerin derneğine zabıta yolluyor.
Kendi tahsis ettiği yeri boşaltmalarını istiyor.
Bu hür gazeteciler ile zabıtalar giriyor mu birbirine.
Bıçaklar sopalar havalarda uçuşuyor.
Devrek sokaklarından başlıyor bir kovalamaca.
Sen misin kolluk kuvvetine bıçak çeken,
Özcan Ulupınar hür gazetecilerden şikayetçi oluyor.
Adli boyut başlıyor,
Hür gazeteciler geceyi nezarette geçiriyor…
Bu yaşanan olayın yüzde biri,
Zonguldak Belediyesinde yaşansaydı,
Bir bardak suda fırtına kopartmaya çalışırlar,
‘Tahsin Erdem yerine kayyum atayın’ derlerdi.
Sürekli Tahsin Erdem’i ağzına alanlar,
İçinden çay geçen ilçeden öteye geçemiyor!
Rant nerede,
Avanta nerede,
Algı nerede,
Bunlar orada olur!
Mevlana ne güzel söylemiş;
“Önce fareyi defet,
Sonra buğday biriktirmeye çalış”
Bu şehre huzur getirmek için,
Bu lağım farelerini defedeceğiz Allahın izni ile.