GÜN SUSMA GÜNÜ DEĞİL

GÜN SUSMA GÜNÜ DEĞİL

Bir süredir kalemimin kapağı kapalıydı.

Almamız gereken radikal kararlar,

Yoluna koymamız gereken işlerimiz vardı…

Hamdü senalar olsun,

İşlerimiz yoluna girdi…

Bu zaman zarfında hastalıklarla boğuştuk,

Afetle sınandık…

Bir anlık dalgınlığımda,

Babadan kalma evim küle döndü.

“Hak şerleri hayr eyler,

Zannetme ki, gayr eyler,

Arif anı seyreyler.

Mevla görelim neyle,

Neylerse güzel eyler…”

İşler yoluna girdi,

Sağlığıma kavuştum,

Kalemin mürekkebini kurutmamak gerek yok elbet.

Yokluğumuz belli ki birilerini sevindirmiş.

Şehrin sükûnetini,

Benim ara verdiğim yazılarıma bağlayan narsistler bile oldu.

Varsın olsun…

Kurdukları oyunların bozulmasına az kaldı.

Kumpas çetesinin çökmesine az kaldı!

Kumpas demişken;

Cumhuriyet Başsavcısına kurmaya çalıştıkları kumpas nasıl da ellerinde patladı…

Çavuşun başında olduğu şer odakları,

Devletin namuslu savcısını diz çöktürmeye çalıştı.

Bu çetenin basın ayağı işi sulandırdı.

Bu yapının kime hizmet ettiği yakında ortaya çıkacak.

Baş savcının telefonuna sızılıyor.

Onun adına bir sahte hesap açıp,

Telefonunda ki fotoğraflar paylaşılıyor.

IP tespitinde işaret edilen isim göz altına alınıyor.

Bu yapının basın ayağı,

Gayet normal işleyen soruşturmayı köpürtüyor,

Gözaltı sayısını abartıyor…

Gazetecinin yakını olan çavuş,

Savcı hakkında Genel bilgi toplama siteminde araştırma yürütüyor.

Belli ki bu işler Çavuşun aklında,

Bir zaman hizmet ettiği FETÖcülerden kalmış!

Bizim devletimiz bunlara pabuç bırakmaz!

Bekleyeceğiz...

Sadece sonucu görebilmek için zaman ihtiyaç var.

Kimi zaman bir gün,

Kimi zaman bir ömür…

Ama sonuç değişmez,

İyiler hep kazanır…

Biz susarsak,

Bu yapı istediği gibi at koşturacaktı.

O yüzden gün susma günü değil…

İL MÜDÜRÜ NEDEN SESSİZ?

Operasyon çocuğu çıkmış,

Tüm şehirde ki eğitimcileri zan altında bırakacak yazılar yazıyor…

Eğitimcilerden sorumlu il müdürü ağzını açıp tek kelime edemiyor.

Nerede o cesaret!

Adamın karısı işe gitmiyor,

Göz yumuyorlar.

Düzenlenen eğlencelerde yapılan dedikoduları,

Karısı kocasına iletiyor,

Yazılar yazılıyor.

Göz yumuyorlar…

Sonra yalan yanlış, tüm kadın eğitimciler zan altında bırakılıyor…

Operasyon çocuğunun karısı,

İstediği saatte işe gitsin diye,

Zonguldak’ta ki tüm kadın öğretmenler zan altında kalıyor iyi mi!

Müdür bey sesini bile çıkartamıyor…

Eskiden demir gibi iradesi vardı,

Şimdi Pamuğa dönmüş!

Koca şehrin eğitimcileri ise,

Ora Cafede yapılan dedikodulara meze olmuş…

Yazık…

YOLA ÇIKTIKLARIMIZI KİMSEYE DEĞİŞMEYİZ.

Hayaller,

Hayal kırıklıkları,

Arzular,

Tutkular…

Şu insan olabilmek ne zor şey.

Her geçen gün bir öncekinden daha güçlü olmak zorunda.

Hayatın akışı içerisinde kırıyor,

Kırılıyoruz…

Ama abi dediklerimize ‘düşmanlık’ etmeyi,

Bizim kitabımız yazmaz!

Yola çıktıklarımı,

Yolda bulduklarıma değişmem…

Yüz çeviririm ama,

Abi dediğimin yüzünü yere eğdirmem!