Hazreti Peygamber Efendimizi bile  münafıkların yanıltmaya çalıştıklarını, yani toplumumuzda sureti haktan gibi görünen insanlar olduğu gibi insanları suistimal eden insanları rotasından çıkarak kendi menfaatleri için kullanan gruplar ve kişilerinde olageldiğine dikkat çeken İl Müftü yardımcısı Kemal Türksoy, dini konuda halkımızın devletin bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevlilerine güvenmek onlardan bilgi almak durumunda olduğunu söyledi.

15 Temmuz şehitlerini rahmet ve minnetle andıklarını ifade eden il Müftü Yardımcısı Kemal Türksoy, Vatandaşlara cuma sohbetinde şu uyarılarda bulundu:

UYANIK OLMALIYIZ

“Bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün şehitlerini anmak münasebetiyle düzenlediğimiz Kuranı Kerim ve mevlit programı icra edildi. Biraz sonra bütün camilerimizde okunan hatmi şeriflerin ve duaların duasıyla konuşmamıza son vereceğiz. Tabii günün ve anlam ve önemi hepinizce malum bunun tarihsel altyapısını baktığımız zaman sohbetime başlarken okuduğum ayeti kerime, Tövbe suresinin 107.ayeti kerimesiydi. Hazreti Peygamber Efendimizi bile  münafıklar yanıltmaya çalışmışlardır Yani toplumumuzda sureti haktan görünen insanlar olduğu gibi insanları suistimal eden insanları rotasından çıkarak kendi menfaatleri için kullanan gruplar ve kişiler de olagelmiştir. 

Ayeti kerimenin mealinde bir de şunlar var ki zararlı eylemler gerçekleştirmek, inkarcılıklarını pekiştirmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah’a savaş açmış kişi lehine fırsat kollamak üzere bir mescit yapmışlar. Yani peygamber döneminde peygambere rağmen böyle farklı çalışma içerisinde bulunma cüretini göster Olagelmiştir. Yüce Rabb'imiz uyarmazsa peygamberimizi de aldatabileceklerdir. Ama yüce Rabbimiz Tevbe Suresi  107..ayeti kerimesiyle peygamberimizi uyarmıştır. Onlar diyecekler ki amacımız sadece iyi bir şey yapmaktır diye de yemin edecekler. Allah şahit, onlar kesin kez yalancıdır. Münafıkların temel özelliği yalancı oluşandır.   İşte bizim insanımız Temiz insanlar, saf insanlar. Insanımızı aldatabilmek için uzun vadeli çalışma yapanlar olmuştur. Tarih boyunca da olmuş, günümüzde de olmuş,  15 Temmuz. 2016 tarihinde vuku bulan hadise öncesinde de olmuştur. 

Bir Çin atasözünde der ki biz yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek. 10 yıl sonrası için ağaç diktik. 100 yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir. 

Işte devlet mekanizması içerisinde bu yapılanma gerçekleşmiş olsaydı bizim devlet olarak bunu anlamamız, bilmemiz, çözmemiz gayet mümkündür. Ama O insanlar devlet mekanizması içerisine girdiler. Bizim halkımız onların amir oluşları, onların programda onların görev alanlarında bulunuşu hiyerarşik güzel içerisinde yer almaları sebebiyle aldatılmalarına bu sebep oldu. Normal devlet çarkı dönüyor zannedildi. Ama işin öyle olmadığı suistimal edildiği görüldü. 

Bu İslam coğrafyasında İslam ümmetini derinden yaralayan bir hadise. Bu büyük devletlerin Müslüman camiasını hırpalamak, yok etmek, birbirine düşürmek, çıkarıp bölmek için oluşturdukları örgütlerdir. Bunlar işte günümüzde FETÖ denen bir örgüt, DEAŞ dereli denen ve diğerleri. Bu örgütler Bunların Temel vasfı insanları yok edebilmek için. Kendi emelleri uğrunda kullanamadıkları zaman Komplo uygularlar. Kumpas yaparlar tuzak kurarlar ve insanı kendi emellerine uygun kullanmak için ellerinden gelen gayreti sarf ederler. Eğer örgüte bir şekil iyi şekilde yakayı kaptırdıysa insan onun kişisel kararlarına, ailevi ilişkilere çocuklarının eğitimine maddi yatırımlarını dahi kontrol altında tutmayı amaçlardır. Grubu içerisinde uyumlu olmak, lidere kayıtsız şartsız bağlı olmak, yeni ve fikirlerden uzak durmak. Bakın yani aman senin kafanı bozarlar. O düşünceleri dinleme. Onlar seni aldatıyorlar diyerek kendi grupları içerisinde, örgütleri içerisinde tutmak için yeni fikirlere, farklı düşüncelere kapatmazlar.

Dünya çocuk hakları günü! Dünya çocuk hakları günü!

Örgüt dışındaki Müslümanları değersiz görme gibi tutumları da vardır. Sadece doğru olan kendileridir. Ve kendilerini kabul ettirebil Için korku ve saygı dinin temel kavramları içerisinde yer alan hususlarına da el atmışlardır. Cinlerle ve meleklerle görüştüklerini iddia ederler. Yani senin aklın mantığının kavrayamayacağı hususları gerçekleştirdiklerini, bunların yardımını aldıklarını ve bunların yardımıyla sana da destek olacaklarını ifade ederler. Bu da tabii insanları korku ve kaygı çerçevesinde elde tutmak için kullandıkları o suç. DEAŞ denen bir örgüt var yine İslami literatür içerisinde. Bunlarda ııı dünyayı ikiye ayırıyorlar. Darül İslam ve Darül Harp kavramları içerisinde  kendi gibi düşünmeyen devlet yapılarını  itham ediyorlar. Seçimlere girmemek devlette kamu görevlisi olarak çalışmamak, mahkemeye müracaat etmemek, okuluna gitmemek gibi eylemlerde bulunuyorlar. Ve bunlar kabir ziyaretini yasak ediyorlar. Allah'ın sevgili kullarını vesile kılmayı şirk olarak nitelendiriyorlar. Örgüt mensupları, eski millet ve kültürlere ait mirası yok etmeyi, putları yıkmak olarak nitelendiriyorlar Tabii altyapısına bir bakıyorsunuz, İslami literatürden cümlelerde kullanmış oluyorlar. Bunların bütün örgütleri temel amacı taassubu yaymaktır. Yargılamadan, sorgulamadan, bir şeye bağlanmayı, doğru ve yanlış olduğunu araştırmadan o şeyi sürdürmeyi amaçlarlar. 

İşte biz uyanık olmak durumundayız.
Allah'ın emrine uymak, Kuran'a uymak, sünnete uymak o çerçevede bir hayatı sürdürmek bizim temel hedefimiz olmalıdır. Bunun için de devletimiz Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruluşu Toplumun din ihtiyacını görebilmeleri için mekanizmasını oluşturmuştur. Biz halk olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevlilerine güvenmek onlardan bilgi almak durumundayız. Evet. Ama ne yazık ki hadiseler gelmiştir. 
Aklını kullanmazsan böyle örgütler seni kullanır. Ona meydan vermemek lazım. Uyanık olmak lazım”

Whatsapp Image 2024 07 12 At 15.12.22Whatsapp Image 2024 07 12 At 15.12.22 (1)Whatsapp Image 2024 07 12 At 15.12.22 (2)Whatsapp Image 2024 07 12 At 15.28.08

Kaynak: Ercan Demir