Tüm halkı çocukların geleceğine sahip çıkmaya davet eden Eğitim-Sen Şube Başkanı Murat Durmuş, “2024-2025 Eğitim-Öğretim yılı yine çok sancılı başlamıştır. Bugün bir kez daha görüyoruz ki AKP iktidarının çarpık eğitim politikaları eğitimi içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. Bu sorunlardan bir tanesi öğrencilerin fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyen yetersiz beslenme ve temiz suya erişim sorunudur. Milyonlarca çocuk, ekonomik yetersizlikler ve ailelerin gelir düzeyindeki eşitsizlikler nedeniyle sağlıklı ve dengeli beslenme imkânından mahrumdur. Bu durum, çocukların gelişimini olumsuz etkilemekte, okul başarılarını düşürmekte ve eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını engellemektedir.
Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sıradadır. Son dönemde çok hızlı artan yoksullaşma Türkiye’de önce en hassas durumdaki çocukları vurmuştur. Türkiye’de bugün her dört çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır.
Her öğrencinin sağlıklı ve dengeli beslenme ve temiz suya erişim hakkına sahip olmasını sadece bizlerin değil, toplumun geniş kesimlerinin yüksek sesle dillendirdiği bir taleptir. Gelişmiş ülkelerde okullarda sağlanan bu imkânlar, çocukların eğitim hayatına eşit şekilde katılabilmeleri için temel bir ön koşul olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de ise, özellikle kırsal bölgelerde ve yoksul mahallelerdeki okullarda, çocuklar yemek ve temiz suya ulaşmada ciddi zorluklar yaşamaktadır. Bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması için devletin gerekli adımları atması şarttır.
Okullarda sunulacak ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su uygulaması hem giderek yoksullaşan ailelerin sırtındaki yükü hafifletecek hem de çocukların en öncelikli sorunlarından birisi olan yetersiz beslenmenin önüne geçilmesini sağlayacaktır. Eğitim sadece akademik başarıdan ibaret değildir; öğrencilerin beslenme başta olmak üzere temel ihtiyaçlarının karşılanması, onların bütünsel olarak gelişimini destekleyen en önemli unsurlardan birisidir. Bizler, eğitimin kamusal bir hak olduğunu hatırlatıyor ve her öğrencinin sağlıklı bir öğün yemek ile temiz suya erişiminin devlet tarafından karşılanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu konuda taleplerimizin siyasi iktidar ve MEB tarafından kabul edilmesini ve gerekli hazırlıkların yapılarak derhal hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Yine bir başka sorun da Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde okullarda kadrolu temizlik personeli eksikliğidir. Özellikle okulların açıldığı dönemlerde bu eksiklik daha da belirginleşmekte, birçok okulda, bütçe kısıtlamaları nedeniyle kadrolu temizlik personeli istihdam edilemediğinden geçici çözümlerle yetinilmektedir. Okullarda temizlik hizmetlerinin sadece 3 gün ile sınırlandırılması ciddi hijyen sorunlarını gündeme getirecektir. Normal koşullarda haftada 5 gün, kimi okullarda ise “Destekleme ve Yetiştirme Kursları” nedeniyle 7 gün eğitim-öğretim devam ederken haftada 3 gün çalışacak personel ile okulların temizliği nasıl yapılacaktır? Geçici personel alımıyla okulların temizlik sorununda ciddi aksamalar yaşanması kaçınılmazdır. Nitekim okulların açılmasıyla birlikte ülke çapında çok sayıda okuldan temizlik sorunu ile ilgili yoğun şikayetler gelmeye başlamıştır. İşgücü Uyum Programı (İUP) okullardaki personel ihtiyaçlarını karşılamak üzere temizlik, bakım ve onarım gibi destek hizmetleri için 120 bin talebe karşılık sadece 30 bin başvuruda bulunulması bu uygulamanın baştan ölü doğmasına yol açmıştır. Esnek çalışma yöntemi ile kamudan tasarruf planlayanların hevesleri kursaklarında kalmıştır. Okullar çaresizce velilerden yardım beklemektedir.
Öğrencilerimizin sağlığını ve eğitimin niteliğini korumak adına, temizlik hizmetlerinin eksiksiz sağlanması gerekmektedir. Bu karar geri alınmalı ve okullarımızda hijyen koşullarının iyileştirilmesi için acilen adımlar atılmalıdır. Gerçek ve kalıcı çözüm kadrolu hizmetli alımıyla sağlanacağı için her okula yeteri kadar kadrolu hizmetli ataması yapılmasıdır.
Bizler, bu konunun yakın takipçisi olacak ve öğrencilerimizin güvenli ve sağlıklı bir ortamda eğitim alması için mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Bir başka sorun da norm kadro uygulamasıdır. Plansız programsız yapılan norm kadro uygulaması öğretmenler arasında büyük bir huzursuzluğa ve haksızlık yaratacağı endişesine yol açmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ekim ayı norm düzenlemelerini yapmadan geçen dönemin normlarına dayanarak başta isteğe bağlı daha sonra resen yapacağı atamalar büyük bir haksızlığa yol açmıştır. Neye göre yapılacağı net bir şekilde belirtilmeyen bu atamalardan endişe duyuyoruz. Konunun hukuki olarak takipçisi olacağız. Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarını dahi yapamaması ve ya kuşkulu yapması bakanlığımızın iyi yönetilemediği düşüncesini bizlerde oluşturmuştur.
Son olarak ilimiz özelinde ise eğitim-öğretim sorunları artarak sürmektedir. İkili eğitim yapılan okullarda eğitim öğrencilerin ders saatlerinden çalınarak yapılmaktadır. Plansız programsız okulların depreme dayanıklılık testinin yapılarak kapatılması büyük sorunlara yol açmıştır. Kız Meslek Lisesi binasının halen çözülemeyen sorunları nedeniyle öğrenci ve öğretmenlerin son dakikada Bağlıktaki okula gönderilmesi ulaşım konusunda büyük zorluklar yaşanmasına neden olmuştur. Bu yüzden nakil yoluyla başka okulları tercih etmektedirler. Yine Yayla İlköğretim okulunun çürümeye terk edilmesi bu okul öğrenci ve öğretmenlerinin ikili eğitim içerisinde kayıplar yaşamasına yol açmaktadır. Gelecekleri hakkında belirsizlik yaşanmasına neden olmaktadır. Yeni okulun ne zaman bitirileceği tam olarak bilinmemektedir. Eğitim-Sen olarak bizler öğrencilerimize bir öğün ücretsiz yemek verilmesini, tekli eğitime geçilmesini, okullarımızın hijyen koşullarda temizliğinin yapılarak gerekli kadrolu elemanların bir an önce alınmasını istiyoruz. Ve bir kez daha haykırıyoruz İtibardan tasarruf olur, ‘Eğitimden Tasarruf Olmaz’
Öte yandan basın açıklamasına KESK'e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
(Muhabir -Ercan Demir)