Sefertaş, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’in resmi olarak 2018’de sona erse de, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığını ve hukukun üstünlüğü ilkesinin yok sayıldığını belirtti.
Sivil Darbe Süreci ve Adaletsizlik:
Sefertaş, darbe girişiminin ardından “sivil darbe” sürecinin derinleştirildiğini ifade ederek, AKP iktidarının muhalifleri tasfiye etmek için devletin tüm olanaklarını kullandığını belirtti. 130 binden fazla kamu emekçisinin ihraç edildiğini ve bu sürecin adaletsizlik yarattığını vurgulayan Sefertaş, KHK'lerin yol açtığı sorunların çözülmediği sürece tek adam rejiminin uluslararası hukuka ve anayasalara meydan okumaya devam edeceğini söyledi.
OHAL ve Demokrasi Üzerindeki Etkiler:
Sefertaş, 15 Temmuz sonrası güvenlik söylemlerinin demokrasiye ağır darbe vurduğunu belirtti. OHAL sürecinde antidemokratik tutumlar ve ayrımcı söylemlerle muhaliflerin hedef alındığını, bu tutumların kimi zaman linç boyutuna ulaştığını ifade etti. 1 Eylül 2016 tarihinden itibaren OHAL kapsamında çıkarılan KHK'lerin kamu emekçilerine karşı adeta bir savaş ilanı anlamına geldiğini belirtti.
Mücadele ve Dayanışma Çağrısı
Sefertaş, hukuksuzlukların son bulması, demokrasi ve özgürlüklerin tesis edilmesi için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. İhraç edilen kamu görevlilerinin haklarının geri verilmesi gerektiğini vurgulayan Sefertaş, darbe hukukuna karşı fiili ve demokratik direnişi sürdürme kararlılıklarını yineledi.