POLİTİKA

"Çirkin ve kaos ortamına kimse beni çekemez"

Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Belediye Başkan adayı Tahsin Erdem’in ZGC’ye yaptığı ziyarette “Kişilik haklarımın hedef alındığı zaman sizlerin sessiz kalması demokrasi adına bence bir utanç olduğunu düşünüyorum” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Belediye Başkan adayı Tahsin Erdem’in ZGC’ye ziyarette bulundu.

Ziyarette Pusula Gazetesi’nden yazılan bir yazıya ithafen açıklamalarda bulundu.

Tahsin Erdem’in açıklaması da şu şekilde;

“Bütün değerlerimizde maalesef bizim yerel anlamda basınımızda bu süreçte ben de fazla bir yer almadı. Gerekli tepkiyi göstermedi. Ancak son zamanlarda tabi ki bizler gittiğimiz bütün ortamlarda ve sokaklarda kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Zaman zaman belki dilimiz sürtüşebilir. Hepinize söylediğim gibi yasama, yürütme, yargı ve dördüncü kuvvet gerçek manada buna inanan bir arkadaşınız olarak yaklaşık 35 yıldan beri en az beş altı yerel gazete alan bir arkadaşınız, bir aday olarak, yani kendi maddi imkanlarından hem Zonguldak’ın gündemini takip edebilme, gerçek manada Zonguldak’ın sıkıntılarına sahip olabilmek, bunların adına hepsinin şöyle özetleyeyim. Ben elinden geldiği kadar basının gerçekten olması gerektiği kanaatindeyim. Desteklenmesini telafi ediyorum. Efendim ben ilk vermiş olduğumuz kahvaltıda şahit ben belediye başkanı olursam ki bundan en ufak kuşkum yok. Partime şahsıma olan teveccühü ben göremiyorum. Platformlarda çarşıda, pazarda bunların en ufak kuşkum yok. Basının gerçekten maddi olarak desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Onun etkisini, denetim etkisinin gücünü biliyorum sizler de mutlaka takip etmişsinizdir. Ama en azından şimdi burada bulunduğum bir konum olarak bir dernek olarak, bir cemiyet olarak bana sahip çıkılmadığını gördüm ve buradan inanılmaz derecede çok rahatsızım ve çok üzüntülüyüm. Benim şahsıma, eşime bir araba markası üzerinden bizlerin Zonguldak’ta yaşayan insanlarımızın, yerlilerimizin yerel küfürleriyle birlikte şahsıma olan hakaretler maalesef sizlerin de hiçbir şekilde yanında durmadığını gördüm. Ben sizlerden, biz siyaset yapıyoruz. Bizim dilimiz sürçebilir. Biz yanlış bir ifadelerde bulunabiliriz. Eksik söyleyebiliriz. Bunları sizin eleştirmenizden çok daha doğal hiçbir şey yok. Bunda başımın üzerine kadar en ufak sıkıntı yok haklısınız. Ama kişilik haklarımın hedef alındığı zaman sizlerin sessiz kalması demokrasi adına bence bir utanç olduğunu düşünüyorum. Ben aynı üslupla hiçbir gazeteciye, hiçbir basın organına en ufak bir kelime söylemedim. Benim tarzım da değil. Ben 1997-1998 yıllarında siyasetle tanışan rahmetli Bülent Ecevit’in ekolünden gelen bir insanım. Siyasi nezaketin, üslubun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve bir üslubun da bir kişilik konusu olduğunu, kişinin şifresi olduğunu düşünen arkadaşlarınızdan bir tanesiyim. Ben tekrar söylüyorum. Zonguldak adına her şeyi göğüslerim. Ben bunun için yola çıktım. Bunun da bir keyfi olarak düşünmeyin sakın. Ben ne yaptığının farkındayım. Doğrudan sorunları biliyorum. Ben geldiği zaman basının eleştirilerine mutlaka maruz kalacağım. Bunda en ufak tedirginlik yok ama benim şahsıma ve eşime yerel bizim yerel halkımızın şivesiyle birlikte şahsıma küfür edildiğini sizlerin sessizce izlemesi beni ziyadesiyle çok üzdü. Ama bu çirkin kaosun ortamına hiç kimse beni çekemeyecek. Benim siyasette yarıştığım rakiplerimle olan insicam olduğumu hiç kimse bozamayacak. Ben bunları biliyorum. Hepsinin farkındayım. Nereye çekilmek istendiğini de çok iyi biliyorum. Ama bir daha söylüyorum, herkes mesleki olarak, bir yere kadar görevini yapabilmeli, eleştirilerini yapabilmeli. Ben bu konuda bir daha söylüyorum. Çok ciddi derecede rahatsızım. Sizlerin de aynı hassasiyeti paylaşmanızı istiyorum." dedi.