Fernas Madencilik işçilerinin Soma'da başlattığı yürüyüş Ankara'ya ulaştı. İşçilerin Ankara'ya girişlerine izin verilmemesi üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz tepki gösterdi. Yavuzyılmaz, '' Fernas işçileri bir meşale yaktı şimdi o meşaleyi TBMM'ye taşıyacağız'' dedi.

Manisa'nın Soma ilçesinde bulunan AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun sahibi olduğu Fernas Madencilik'te iş güvenliği ve düşük ücretlere karşı mücadele başlatan ve sendikaya üye oldukları için işten atılan işçilerin Soma'dan başlattığı yürüyüş Ankara'ya ulaştı. Ancak kolluk kuvvetleri maden işçilerinin Ankara'nın Temelli girişinde engelledi.
Daha sonra CHP, DEM Parti, EMEP ve İYİ Partili milletvekillerinin gelmesiyle madencilerin Ankara'ya girişi sağlandı. Madenciler, muhalefet milletvekilleriyle beraber iller arasında kullandıkları otobüsle TBMM’ye gitti. 

İLKER KAŞIKÇIOĞLU VEFAT ETTİ İLKER KAŞIKÇIOĞLU VEFAT ETTİ

CHP'li Deniz Yavuzyılmaz, Fernas Maden işçilerine destek verdi. Yavuzyılmaz, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi: 
"Sendikal faaliyet yapmalarına izin verilmiyor. Burada sorunun kaynağı AK Partili bir patron, bir milletvekili ve sorunun çözümünüde aramak için madencilerimiz Soma'dan kalktılar yürüye yürüye onlarca günden beri büyük bir eylemsel mücadelenin içindeler, seslerini duyurmak istiyorlar. Yıllarca biz, bu seslere kulaklarını tıkayanlar yüzünden Türkiye'de maden kazalarına, felaketlerine, grizu patlamalarına şahit olduk. Madenci sesini yükseltecek ki sadece Soma'da değil, Türkiye'deki diğer madenlerdeki iş güvenliği tedbirleri de alınsın. Manisa milletvekillerimiz bu şirketin patronu ile bir görüşme gerçekleştirdi, bu görüşmeler devam edecek. Burada hem sendikal faaliyetin devam etmesi yönünde aynı zamanda, aynı bölgede, hatta şirketin bir başka madende ki ortaklığındaki çalışan işçilerle aynı koşulların oluşturulması için mücadele devam edecek. Diğer taraftan işçi sağlığı ve iş güvenliğinin de sağlanması zaten bir zorunluluk. Bu anlamda da tüm ilgili bakanlıkların müffettişlerini ivedilikle bölgeye gitmesi gerekiyor. Eğer bir maden şirketinde sorun varsa, eğer maden işçilerine eziyet ediliyorsa, eğer haklarının kullanılmasına izin verilmiliyorsa ve bunun sebebi olan kişi TBMM'nin bir üysei ise tabi ki madenci, halka kapılarını açmak zorunda olan TBMM'ye gelecek ve orada muhattabı olan ilgili milletvekiliyle de görüşecek.


"MADENCİLERLE BİRLİKTE MECLİS'E GİDECEĞİZ''

Bu görüşmenin engellenmesi doğru değil. Bu görüşmenin engellenmesine biz müsade etmeyeceğiz ve burada ki madenci kardeşlerimizle birlikte ve onların uygun gördüğü sayıyla, madencilerle birlikte Meclis'e giderek önce partilerin ilgili grup başkanvekilleri ile görüşerek bu konuda sorunun çözümüne tüm siyasi partilerin katkı vermesini sağlayacağız. Bu Türkiye'de ki bütün madencilere ve bütün madenlerde ki çalışma koşullarına örnek olan, sembol olan bu sorunun çözülmesi için de tüm katkıyı hepbirlikte vereceğiz. Biz CHP olarak başından beri madencilerimizin yanındayız. Acıları, grizu facialarının ardından mecliste kurulan Türkiye Taş Kurumu Amasra müesesindeki grizu faciasının araştırma komisyonunda çalışarak. İliç Faciasından sonra da kurulan araştırma komisyonunda yer alarak mücadelelerini verdik ve bu uyarılar dikkate alınmadığında hangi felaketlere yol açıldığını da belgeleriyle birlikte tüm Türkiye'nin şahitliğinde, o cenazelerimizle birlikte yaşadık. Bunun Fernas'ta olmasına, bunun tekrar Soma'da olmasına, bunun bir başka madende olmasına müsade etmeyeceğiz. Sendikaların baypas edilmesine, sendikalaşmanın önüne engel konulmasına müsade etmeyeceğiz. AK Parti'nin sadece kendisinin düşündüğü ve AK Partiyle uyumlanan sendikal faliyete müsade ediyor görünerek vatandaşı manipule etmesine müsade etmeyeceğiz. Biz madencilerimizin yanındayız, sonuna kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz. Onlar burada yalın ayakla bu asfaltta Meclis'e kadar yürümek istediler. Şimdi onların düşüncesini biz, duymayan kulakların duymasını, görmeyen gözlerin görmesini sağlayacağız. Bu mücadele burada başlamadı burada bitmeyecek madencinin hak mücadelesi on yıllardan beri devam ediyor. AK Parti döneminde adeta madencilik, madenciliğin içinde yer alan işçiler görmezden gelinerek onlar, aileleri ve onların çevresinde bulunan tüm hak mücadelesi yapanlara bir göz dağı verilmek istendi. Madencimiz geçim sıkıntısı yaşıyor çünkü AK Partinin berbat ekonomi modeli nedeniyle Türkiye'de derin bir ekonomik kriz var. Hem ekonomik krizi yaratan kendileri sonra da aynı ekonomik krizi yaratan AK Parti'nin bir milletvekili, bu ekonomik kriz ile ilgili sorunu çözmesi gerekirken ekonomik kriz var diyerek madencilerin hakkı olan ücreti hakkı olan seviyeye getirmiyor. Bu büyük bir çelişkidir, büyük bir toplumsal travmadır. Bu travmasının aşılması için Fernas maden işçileri bir meşale yakmıştır. Şimdi o meşaleyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıyacağız."

MADEN İŞÇİSİ: ÇÜNKÜ BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM

Eylemdeki maden işçisi Özay Karakuş, yürüyüşlerinin engellendiği yerde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bir maden işçisiyim, ne sendika başkanıyım ne örgütleme uzmanıyım ne de temsilciyim. Burada 50 tane arkadaşız. Hiçbiri yer altında ölmek istemiyor. 301 kişinin şehit olduğu ocaktan ben sağ çıktım. Burada kolluk kuvvetiyle bizi halk olarak karşı karşıya getiriyorlar, soyutluyorlar. Hiçbir bakan sesimizi duymak istemiyor. Ben buradan eşime sesleniyorum, şayet ben ölürsem benim arkamdan gelecek sadakayı kabul etme. çünkü ben ölmek istemiyorum. 301 kişi öldüğünde herkes ev verdi, araba verdi, maaş verdi. Sen o sadakayı kabul edersen sana eşin olarak hakkımı helal etmeyeceğim.


KOLLUK KUVVETİNİ BİZE DÜŞMAN EDİYORSUNUZ''

Demek istediğim şu ki şu kadar vicdanınız kalmamış ki kör olmuşsunuz. Bu işçilerin hakkını vermeyecek kadar sağır olmuşsunuz. Ben 38 günden beri ailemi, iki tane evladımı görmedim. Bu arkadaşlarımın hiçbiri görmedi. Belki beni vatan haini ilan edeceksiniz. Ben bir maden işçisiyim. Hiçbir partiye üyeliğim yok. Sadece sendikal haklarımı istedim. İş sağlığı güvenliği istedim. Beş arkadaşıma çıkış verdiniz. Biz iş sağlığı güvenliği olmadığı için, iki evladımızı yetim bırakmamak için yollara düştük. Lakin kolluk kuvvetini getiriyorsunuz, bize düşman ediyorsunuz. Amaç nedir? Biz vatandaş değil miyiz? Depremde polisle, askerle beraber cenaze çıkarmadık mı, insanları kurtarmadık mı? O zaman bizi dünya starı yaptınız. Bu kadar zor mu bizim haklarımızı savunmak? Bu kadar insanı neden zebil ediyorsunuz, neden yoksullaştırıyorsunuz?

"O ZAMAN SENDİKALARIN KALDIRIN, KÖLE OLALIM''

Bunlar dilenmeye gelmedi, ailelerine ekmek götürmeye geldiler. Aramızda çocuklarına kıyafet alamayan insanlar var. Biz aptal değiliz. Yollara neden düşelim? Hakkımız olmayan bir şeyi neden isteyelim? Siz o zaman sendikaları kaldırın, bakanlıkları kaldırın, biz köle olalım. Tarlada çalışalım, takın birer de tasma bize. Ben kendimi artık öyle görüyorum. Bu işçiler kendilerini tasma takılmış hayvan gibi görüyor artık. Nedir bu çektiğimiz çile? Neden durduruyorsunuz? İnsanların özgürlüklerini neden kısıtlıyorsunuz? Bir tane bakanı durduruyor mu kolluk kuvveti, bir tane vekili durduruyor mu? Durduramıyor. Ama kanunda durdurması gerekiyor. O da bir vatandaş. Eğer yüreği olan bir kişi çıkarsa ona da sonsuz teşekkürler ediyorum ve Allah razı olsun diyorum.”

KILIÇDAROĞLU'NDAN İŞÇİLERE DESTEK 

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Soma’dan Ankara’ya yürüyen Fernas maden işçilerini Ankara girişinde karşılayarak desteklerini iletti. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada ''Sizin hakkınızı savunmak her yurttaşın görevidir. Biz size inanıyoruz size güveniyoruz. Hepinize Ankaramıza başkentimize hoşgeldiniz diyorum'' ifadelerini kullandı.
 

Kaynak: Ercan Demir