‘İdam getirilsin mi, getirilmesin mi? Tartışması, hamile bir kadının öldürülmesi ardından daha da şiddetlendi
Terör, kadın cinayetleri, küçük çocuklara tecavüz, vatana ihanet gibi bana göre ilkel ve iğrenç suçlar sonrası verilen ağırlatılmış muhabbet gibi caydırıcı olmayan cezalar yüzünden toplum geriliyor.
Verilen ceza ile işlenen suçun dengelenmediği, toplum kabulü konular arasına giriyor.
Bu gün işlenen suçlar karşılığı verilen en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet. Eskiden karşılığı idamdı.
Konuyu ‘ateşleyen’ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı sayın Bekir Şahin’in hamile kadının öldürülmesi’ olayından sonra yaptığı ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları caydırıcı değil, hapis yerine idam olmalı’ açıklamasıydı.
Asılarak ölüm cezasının tarihi seyri çok eski. Bu gün itibarıyla ABD, Çin, Suudi Arabistan, Pakistan ve İran da asılarak ölüm/idam cezası var.
Türkiye Cumhuriyeti 1984 yılına kadar ölüm cezasını ‘idam cezası’ olarak uyguladı.
1984’ten sonra Anayasa ve kanunlarda olan bu cezaya moratoryum/erteleme uygulandı. Yani, bu cezayı/idamı ön gören mahkeme kararlarının gereği,TBMM’de karar çıkartmayarak tatbik etmemiş. Çünkü, anayasa madde:87’ye göre meclis, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesi için karar vermek, kanun çıkarmak zorunda idi.
Daha sonra AİHM sözleşmesi 6. Ek maddesi protokolü ve kısmen 13. Ek protokolü ile bir ceza türü olarak Türk Ceza Mevzuatından çıkartıldı.
Şu an da sıkıyönetim ve savaş hali dahil, ölüm cezasının TC’de uygulama imkanı yok.
40 yıldır uygulamadığımız ‘idam’ gelirse, AB’deki üyelik perspektifimiz bozulurmuş, ülkenin gelişmişlik düzeyi ilerlemezmiş, sosyal, siyasal, ekonomik sorunlarına çözüm bulmak zorlaşırmış, demokratik ve yapısal reformlar için model oluşturulması açısından olumsuzluk olurmuş…
Bu gün ülkemizde ‘asılarak ölüm’ idam uygulaması yok. İdam gelirse’ diye yapılan eleştireler konusunda çok mu iyiyiz yani!
Ben de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Bekir Şahin’in ‘hamile kadının öldürülmesi’ sonrası yaptığı ‘ağırlaştırılmış müebbet cezaları caydırıcı değil. Hapis yerine idam olmalı’ açıklamasına harfiyen katılıyorum.
Küçük çocuğun ırzına geçeceksin, vatana ihanet edeceksin, terör ve kadın cinayetleri gibi bana göre ilkel ve iğrenç suçların faili olacaksın, ‘ağırlatılmış müebbet’ yoluna devam edeceksin!
Verilen ceza ile işlenen suçun dengelendiğine siz inanıyor musunuz?
Valla bana göre yukarda saydığım fillerden suçu sabit olanların cezası, asılarak ölüm/idam olmalı.
İnanıyorum ki, ‘nasıl olsa idam yok’ veya ‘nasıl olsa af çıkar’ gibi ‘suçu teşvik eden’ beklentiler nedeniyle suçların artışları mutlaka durur.
Velhasıl-ı kelam, ben de sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Bekir Şahin gibi ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının caydırıcı olmadığına inanıyorum ve ‘hapis yerine idam olmalı’ diyorum.
Kalın sağlıcakla.
YAPTIĞI İŞTEN NEFRET EDEN DURAK ŞÖFORLERİ!
Yeni terminal yapacağız, hepsini bir yere toplayacağız’ diyerek, Devrek, Çaycuma, Gökçebey, Beycuma, Karaman, Pazarcık gibi yerleşim alanlarına giden minibüs duraklarına verilen sözler yerine getirilmedi.
Karaelmas mahallesinde Un Fabrikası yanındaki duraklarda hem yolculardan hem de durak sakini sürücülerden şikayetler sürekli artıyor.
Sürücüler, artık dertlerini ilgili yetkililere anlatmaktan bıkmış, sosyal medya hesaplarından paylaşıp, müşterilerine şikayet ediyor.
Para kazanmadıklarını belirten durak sakini sürücüler,’ zaten para kazanmıyoruz, her çıkışta bir de 50 lira ödüyoruz. Hangi minibüs dolu kalkıyor? Önce minibüs ve sürücüler için bir oturacak yer yapın’ dediler.
Sürücüler, 5 yıldır kendilerine verilen sözlerin tutulmamasından dolayı yaptıkları işten nefret ettiklerini belirtiyorlar.
SES SEDAT GÜNGÖRDEN DEĞİL ANKARA’DAN GELDİ.
Geçen hafta, Enerji Bir Sen Şube başkanı Sedat Güngör’den umumi bir istek vardı.
15 Ocak 2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 3600 ek gösterge düzenlemesiyle çalışan 5.3 milyon kamu personeli ve bunların hak sahiplerinin ek göstergeleri(öğretmen, imam, polis ve hemşire) yeniden düzenlenmişti.
Güngör’den, ‘1. Dereceye gelmiş yüksek okul mezunlarına 3600 ek gösterge (çalışan ve emeklilere)sözü vardı.
Zonguldak ve havalisinden ses çıkmadı.
Ses Ankara’dan çıktı.
Bakan Vedat Işıkhan geçtiğimiz haftalarda yaptığı 1. Derecedeki memura ek gösterge verilmesine ilişkin yeni çalışmadaki son durumu açıkladı.
‘Işıkhan, 1. Dereceye yükselen memurlarımız için 3600 ek gösterge düzenlenmesini de hükümet olarak en kısa sürede hayata geçireceğiz’ dedi.
Artık yalnız bu konu mu, yoksa birkaç konu daha torba ile mi çıkartılır, bekleyelim görelim.