AK Parti Hükümetinin belediyelerin mali kıskaca olarak halkla ve emeklerle karşı karşıya getirmek istediğimi belirtilerek tepki göstererek şunlar söyledi;
"31 Mart seçimlerinde yaşadığı ağır yenilgiyi hazmedemeyen ve kendi yarattığı ekonomik krizin ağır yükünü halka fatura eden siyasi iktidar, toplumsal desteğini her geçen daha fazla kaybetmesinin acısını belediyelerden ve onlar üzerinden halktan ve emekçilerden çıkarmaya girişti.
AK Parti hükümeti, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup konuşmasında verdiği talimat sonrasında belediyelerin geçmiş dönemden kalma birikmiş SGK borçlarının kaynağından kesilmesine ilişkin düzenleme için harekete geçti.
Çoğunluğu AKP’li başkanlar dönemindeki savurganlıklar, şatafat ve talandan kaynaklı oluşan belediyelerin geçmiş dönem birikmiş borçlarının tahsilatına yönelik hali hazırda belediyelerin öz kaynağı olan vergi gelirlerinin yüzde 40’ına kadar kesinti yapma yetkisi olan Hükümet; bir yandan bu yetkisini kullanarak kesintilere başladı, diğer yandan da bu kesinti oranı artırmaya yönelik yasa değişikliği çalışmalarına girişti.
Hazine ve Maliye Bakanlığının tasarruf tedbirleri uygulamalarıyla bırakın kent halkı için yeni bir yatırım yapmayı, eskimiş araçlarını yenileyemez, ihtiyacı olan sayıda personel istihdam edemez hale getirilerek rutin hizmetleri dahi sürdürmekte zorlanan belediyeler; AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla gelirlerine daha fazla oranda el konularak en temel hizmetleri dahi sürdüremez hale getirilmek istenmektedir.
Belediyelerin; durdurulamayan enflasyona bağlı olarak her geçen gün daha da yoksullaşarak açlığa sürüklenen kent halkına destek sunmak amacıyla hayata geçirdiği sosyal yardımlar ile dayanışma faaliyetlerine de kaynak ayırmasını engellemeyi amaçlayan bu kesintiler; kent halkını ekonomik kriz karşısında daha da çaresiz bırakacaktır.
Hukuka bağlı, çağdaş ve demokratik her ülkede halka en yakın yönetim birimleri olan belediyelerin yetkileri ve mali olanakları artırılıp, yerel yönetimler güçlendirilirken AKP iktidarı ise belediyeleri geçmiş dönemlerden kalma borçları üzerinden mali kıskaca alarak halka hizmet üretemez, emekçilere hak ettikleri ücretleri ödeyemez hale getirerek, belediyeler üzerinden aslında halkı ve emekçileri cezalandırmayı amaçlamaktadır.
Belediyeleri çöp toplamaktan toplu taşımaya kadar en temel hizmetleri üretemez, kent halkıyla dayanışmada bulunamaz hatta emekçilerin ücretlerini dahi ödeyemez hale getirmeyi amaçlayan bu uygulama; Anayasa ile güvenceye alınan mahalli idarelerin özerk bütçe hakkına aykırı olmasının yanında sonucu belediye emekçilerine ve halka yansıyacak, emekçiler ve halk ile belediye yönetimlerini karşı karşıya getirmeyi amaçlayan tehlikeli bir uygulamadır.
Yandaş şirketlere tanınan vergi afları ile kamuya büyük zararlar yaratan Saray rejimi, siyasi saiklerle belediyeleri ekonomik olarak cendereye alarak halka hizmet üretememesine, emekçilerin maaşlarının ödenememesine, toplu sözleşmelerde hak ettikleri ücretleri alamamasına neden olabilecek yüksek düzeyde kesinti öngören uygulamasından bir an önce vazgeçilmelidir.
Unutulmamalıdır ki belediyeler ticari şirket değil kent halkına en yakın yönetim birimleri ve kent yaşamının en temel kamusal hizmetlerini üreten kurumladır; dolayısıyla Belediyelerin mevcut gelirlerini azaltacak her hangi bir uygulamaya gitmek bir yana tam tersine genel bütçeden almakta oldukları pay artırılmalı ve yine bu kapsamda belediye giderlerinin ana kalemlerini oluşturan akaryakıt, elektrik gibi temel zorunu harcamalarında ÖTV ve KDV gibi vergiler sıfırlanmalı; Avrupa Birliği Yerel Yönetim Özerk Şartı Sözleşmesinin Yerel Yönetimlerin Mali olarak Güçlendirilmesine ilişkin Şartına konulan çekince kaldırılarak Belediyeler mali olarak daha güçlendirilmelidir"
(Haber-Ercan Demir)