Özellikle AYTEK Yat İşletmesi’nin girişimleri ve Mavera adlı şirketin altın madeni ruhsatı, ilçede tartışmaların odağında.
TARİHİ ORMANLAR VE TARİHİ ALANLAR TEHDİT ALTINDA
Mavera isimli şirketin Alaplı’da aldığı ruhsatla beş köyü kapsayan 1174 hektarlık ormanlık alanda altın arama girişimi, bölgenin tarihine ve doğasına büyük zarar verecek. Bu ormanlar, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda Bizans dönemine ait kilise kalıntıları, mağaralar ve insanlık tarihine ışık tutabilecek arkeolojik izlerle de dikkat çekiyor. Uzmanlar, bölgenin korunması gerektiğini vurgularken, halktan da yoğun tepki var.
KANUNLARA RAĞMEN GÖL YOK EDİLİYOR
Alaplı’da doğal göllerden biri, taş ocaklarının tehdidiyle karşı karşıya. 8,5 hektarlık göl, mahkeme kararıyla korunmuş olmasına rağmen, Devlet Su İşleri (DSİ) taş ocağı sahiplerine “Doldurun ya da boşaltın” talimatı verdi. Bu durum, bölge halkını derinden yaraladı. Özellikle kadınlar, gölü korumak için yoğun bir mücadele veriyor. Ancak devletin su yönetimiyle ilgili birimleri, halkın bu çabasını görmezden geliyor.
Alaplı Çayı’nın kenarında yer alan ve taşkın riski taşıyan bir arazi, yıllardır tartışmalı projelerin merkezi. AYTEK Yat İşletmesi adı altında, bölgeye ahşap tekne üretim tesisi kurma planı yapılmıştı. Milli Emlak Müdürlüğü’nden arazi kiralanmış ve ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporu hızla onaylanmıştı. Ancak dönemin Zonguldak Valisi, projeye karşı çıkarak buranın sel ve taşkın riski taşıdığını ifade etmiş ve süreci durdurmuştu.
Sonrasında, Ulaştırma Bakanlığı devreye girerek projeyi yeniden ihale etti. Zonguldak Valiliği ise projeye onay verdi. AYTEK, ÇED raporunu alarak Zonguldak İl Özel İdaresi’nden imar izni başvurusunda bulundu. Ancak İl Genel Meclisi’nde CHP ve AKP üyelerinin oylarıyla imar izni reddedildi.
DOĞAL AFET RİSKİNE KARŞI UYARILAR GÖZ ARDI EDİLİYOR
Çamlıbel Köyü ve çevresi, geçtiğimiz yıl ve bu ay yaşanan şiddetli yağışlarda sel baskınlarına maruz kaldı. Mollabey Köyü’ne giden yol, günlerce su altında kaldı. DSİ, AYTEK’e izin verirken bir şart koyarak, sel durumunda sorumluluğu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ancak uzmanlar, dere yatağına yapılacak herhangi bir yapının baraj etkisi yaratacağını ve Alaplı’dan Çamlıbel’e kadar büyük bir felakete yol açacağını söylüyor.
HALK VE DOĞA İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
AYTEK projesi, iş ve aş vaadiyle halka sunulsa da, gerçekler ortada. Bölgenin doğal yapısına aykırı olan bu proje, sadece çevresel felaketlere yol açmayacak, aynı zamanda bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini de yok edecek.
Alaplı’da yaşanan bu yağma projelerine karşı halkın tek bir yürek olması gerekiyor. Doğa ve tarih için, gelecek nesiller için bu projelere karşı durmak şart. AYTEK ve Mavera gibi projelere karşı çıkan herkes, yaşanabilir bir Alaplı için mücadeleye devam ediyor. Bu projelere göz yumanlar, olası can ve mal kayıplarının da sorumlusu olacaktır.
Doğa, tarih ve halkın yaşam alanları için Alaplılılar mücadeleyi elden bırakmamalı.