Malum Ereğli’de dedikodu çabuk yayılır. Siyasi arenanın uzunca bir süredir devam eden dedikodusu ise Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt’un, danışmanı Erol Acar’ın görevine son verdiği, yanından uzaklaştırdığı, hatta kendisiyle zorunlu olmadıkça görüşmediği, onun yaptığı işleri Anıl Erdoğan’ın yaptığı konuşuluyor.
“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” der atasözü!
Bu konu elbette benim kulağıma birçok kez geldi. Enaz 4-5 sefer Erol Acar’a da bu olayı sordum. Ama kendisi halen Danışmanlık görevine devam ettiği, Sosyal Medyadan basın işlerine kadar kendisinin takip ettiğini, problem olmadığını her zamanki tavrıyla yeminle yalanladı. Bunun üzerine benim eleştiri yazısı hazırlığı yaptığım konular üzerine sorduklarımda aşırı savunmacı davranması da beni inandırmadı değİl Erol!
Her ne kadar Danışman yalanlasa da, önceki gün çembere yakın yerlerden gelen bilgiler aksini söylüyor!
Sonuçta Danışman tercihi Vekile ait. Elbette Bozkurt artık vekil oldu. Enaz 20 yıldır siyaset arenasında birlikte yürüdüğü, bence Bozkurt’un bugün oturduğu Vekillik koltuğunda büyük emeği olan Erol Acar’ı neden göndermesin? 20 yıldan fazladır Erol ailesiyle birlikte ona hizmet etmiş, bugün onun geldiği Vekillik koltuğu İçin kötü olmuş, hedef olmuş, bedel ödemiş çok mu önemli? Saffet Bozkurt’ta çok yardımcı olmuştur Erol’a buda bir gerçek. Ama benim bildiğim en önemli gerçek ise bugün Saffet Bozkurt Ak Partiden Zonguldak Milletvekili oldu ise, Erol Acar olmasaydı başaramayacağı gerçeği!
İyi safa yatar, hızlı agresifleşir ama siyaseti tabandan geldiği için çok iyi okur. Algı ve ön alma işinde başarılıdır. Beşeri ilişkilerini koparmaz insanlarla. Siyasi öngörüsüyle Siyasette birgün o kişilerin lazım olacağı gerçeği iyi bilir. Kuralına göre, kitabına uydurmasını da, düşman bildiğini uyduramayı da çok iyi bilir. Bedeli ne okursa olsun, hedefine ulaşmak İçin her yolu mübah görenlerdendir. İşte onu hem başarılı, hemde tehlikeli yapan özelliği budur. Ama sorsan hiçbirşeyden haberi yoktur! Eksiği fazlasını tartışabiliriz ama bugün Vekillik gibi bir hedefim olsa siyasi hayatımda Erol’u yanımdan ayırmam!
Saffet Bozkurt’u siyaset arenasında tanıyan biri olarak diyebilirim ki, ne Erol Acar nede bir başkası onun İçin hiç önemli değil! Varsa yoksa kendisi!
Bence onun siyasetinde ahde-vefa hiç
olmadı! Sabit fikirlidir, kindardır, kendisine art niyetle söylenen dedikodulara çabuk inanır ve Önünü arkasını hesaplamadan bodoslama dalar. Herşeyden önemlisi kimseye güvenmez, çok iyi güveniyormuş rolü yapar! Onun yaptıklarında hep bir kötü adam vardır, kendisi hiç kötü değildir. Yıllarcada millete bunu yutturmayı başarmıştır.
Çünkü ona göre; Siyasette geldiği yere kendi gücü ve becerisiyle gelmiştir! Ekip ruhunu bilmez! Karşısındaki herkese bağıracak, çağıracak, üstünlük kuracak, ezecek ama karşısındaki hiç itiraz etmeyecek ve cevap vermeyecek. Yani sever siyasi marabayı!
Hele ki yıllar önce yaptığın ona göre hataları, onun işine gelmeyen bir siyasi taraflılığı güç eline geçtiğinde ilk fırsatta önüne koyar. Unutmaz! Bence var olan ego ve kibri, vekil olduktan sonra daha da tavan yaptı. Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişmiş çok mu önemli! Siyaset insan kullanma sanatı olduğuna göre, bence o mektebi bitirmiş ve yüksek lisansını almış.
Ama bir gerçek varki bugün ayaklarının yerden kesilmesi ve vekillik gücü nedeniyle herkes yanında olması normal! Şakşakçısı da, yalaması da, menfaatçiside bitmez siyasetçinin.
Siyasette bir adamı bitirmek istiyorsan en yakınındaki akıl hocalarını, manevra kabiliyeti ve okuması iyi olan ikinci adamını uzaklaştıracaksın! O gittiği zaman siyasi figürü devirmek kolay! Serseri mayın gibi kesin biryere toslar. Herşeyi çok iyi bildiğini zanneden Bozkurt bugün göremiyor ama çevresindeki çember çok iyi örülmüş. Hele şu İlçe Başkanı ile yola yürümeye devam etsin, görecek Anyayı Konyayı!
Birde aile efratlarına kadar İstenmeyen Erol Acar’da giderse bu iş tamam!
Bence hiç mahsuru yok. Ben her zaman derim siyasette istifa edenle, intihar edenin işine karışmam!
Siyasette nasıl olduğun değİl, nasıl göründüğün önemli! Senin görüntünü o yerine düşündüklerin düzeltemez! Siyasette Önünü göremeyene bu yazdığım eleştiri ve gerçekler hiç işlemez!
Peki niye mi yazdım?
Yıllardır verilen mücadeleleri nasıl yok ettiğini bugün göremiyor ve anlamaz ama ben yine de yazdım. En azından söz gider yazı kalır, Tarihe not düşmek için yazdım. Yarın ben sana bunları tek tek yazdım demek için ! Hoş benden haz almaz Vekil, çünkü ben onun duymak istediklerini söylemem, menfaat çarklarına girmem!
Bugün yaptığı hizmetlerle, yaptığı çalışmalarla, gittiği düğün dernekle siyasete damgasını vuracağını zanneden Bozkurt, bu işin sonunda sükutu hayale uğrayacak! Şehirde ; hiçbirşey kazanmadan Özel Endüstri Bölgesi olan Erdemir sertifikasıyla Bozkurt anılacak.
Taki o koltuğu kaybedene kadar yeni dostları, yeni yancıları, yeni yaverleri çok olacak. Onların verdiği yalancı destekle seçime kadar lale devri yaşayacak. Koltuk gider, etrafı boşalır. Her zaman olduğu gibi makam gidince kapıyı aşındıran kırıp dökmediysen eski dostlar kalacak!
Şimdi bunları yazdım diye, Erol kardeşim bana kızacak! Diğerinin Kızıp kızmaması umrumda değil. Bizim onunla hukukumuz uzun süre önce bitti. Ama unutulmamalıdır ki, Bugün size zarar verdiğini düşündüğünüz bu yazı, anlayabilene klavuz olur. Yeterki ego ve kibirinizi bir kenara koymasını becerin. Erolum, abin ve yancı saz arkadaşları benden haz almasa da bem doğru bildiğimi savunmaktan dün vaz geçmediğim gibi yarında vaz geçmeyeceğim.
Ben de bir şekilde böyle süreçlerden geçtim. Vefasızlığı iliklerime kadar hissettiğim çok anlar oldu. Senki 2014 yılında Belediyeden aldığın asgari ücret maaşını Cumhurbaşkanı seçimleri için bağışlamıştın, elbette bu inanmışlık cezasız kalmayacak. Belki de bu süreci hızlanacak. Takma kafana Erolum, izleyelim bakalım seni istemeyenler bu dengeleri nasıl kuracak?
Sende bu bilgi ve beceri olduktan sonra emin ol, yeni Saffetler seni bulacak!
Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur. Vefasızlar yakındır zaten siyasi duvara toslayacak!
Görelim bakalım onu hangi akrabası, hangi yakını, hangi yaveri gireceği girdaptan kurtaracak?
Siyaset vefasızdır! Dün böyleydi, bugünde yarında aynı olacak…
Vesselam,
Selam ve dua ile…