Kozlu ilçesinde 7 Ocak 2013 günü meydana gelen metan gazı püskürmesi olayında 8 işçi hayatını kaybetti. 8 işçi ise yaralandı. Olaya ilişkin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Yargıtay 12. Ceza Dairesince haklarında verilen mahkumiyet kararı bozulan 3 tutuksuz sanıktan proje sorumlusu E.K. ile emekli TTK Genel Müdürü Rıfat D. ve kurum yöneticisi M.A. yer aldı.
SON DURUŞMADA 3 SANIĞA CEZA TTK YÖNETİCİLERİNE İSE BERAAT TALEP EDİLDİ
3 Mayıs 2024 Cuma günü yapılan duruşmada, ölen işçilerin yakınları ile taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada sanık E.K. suçlamaları kabul etmedi. İhalenin iki aşamalı olduğunu ve ihale sürecinin 2003 yılında başladığını kendisinin ise 2011 yılında görev aldığını söyleyen E.K., “Bu yıllar arasındaki gerek kurumun gerek işverenin yapmadığı veya eksik veya hatalı yaptığı işler ben o tarihte çalışıyormuşum gibi bana atıfta bulunarak kusurlu olduğumu belirten raporları kabul etmiyorum. Bozma ilamında proje hazırlayan benmişim gibi bahsedilmiş ancak projeyi hazırlayan ben değilim, TTK'dir. Bilirkişi raporlarında bu süreçlerde tek yetkili benmişim gibi rapor düzenlenmiş ancak ben talimatlarla çalışırım” dedi.
Olayın dünya tarihinde ikinci kez yaşanan büyük bir olay olduğunu öne süren E.K., “Olaydan önce böyle bir olay yaşanabileceği öngörülememiştir. Öyle ki bu olaydan sonra yönergeler değişmiştir. Kanunlarımız dahil bu olayı daha önce öngörememiştir. Daha önce alınan bilirkişi raporlarında çelişkili ifadeler mevcuttur. Bunun haricinde asıl işveren ile Star A.Ş. arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair Yargıtay kararı mevcuttur. Dolayısıyla muvazaanın olduğu iş ilişkisinde iş güvenliğine ilişkin sorumluluk asıl işverene aittir. Bu nedenlerle tekrar bilirkişi raporu alınmasını talep ederim. Bu olay yönetmelikleri değiştiren bir olaydır. Bu nedenle hakkımda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasını talep ederim” diye konuştu.
Ölen işçilerin yakınlarının avukatı Murat Kemal Gündüz de Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasını talep etti. Gündüz, mahkumiyet verilen sanıkların eylemlerini bilinçli taksirle gerçekleştirdikleri yönündeki hususun netleştiğini söyleyerek şöyle devam etti:
"Dolayısıyla esas dosya yönünden kusur durumu yönünden dosya netleşmiş olup bu yönden yeniden rapor aldırılmasına gerek bulunmamaktır. Ancak esas dosyadaki Yargıtay bozma ilamında kaçınılmazlık ilkesinin somut olayda bulunmadığı, Star A.Ş'nin yetkin bir firma olmadığı hususlarının belirtildiği, birleşen dosya açısından ise alınan her iki raporun Yargıtay ilamıyla çelişir şekilde sanki kaçınılmazlık ilkesi varmış ve Star A.Ş. yetkin bir firmaymış gibi değerlendirilerek birleşen dosya sanıklarının kusursuz olduğuna dair rapor düzenlenmiştir. Bu nedenlerle Yargıtay ilamıyla çelişen birleşen dosyadaki raporlara itirazlarımızı tekrar ediyoruz ve birleşen dosya yönünden rapor alınmasını talep ediyoruz."
Emekli Sayıştay üyelerinin yer aldığı bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti
Sanıklardan eski TTK çalışanı M.A. ise kurumda ihale sürecinin her yıl düzenli olarak Sayıştay tarafından denetlendiğini hatırlatarak şöyle dedi:
“Eksiklikler tespit edilseydi raporda yer alırdı. Dolayısıyla bu tür düzenlenen raporlarda 5 yıl süre içerisinde firmanın yetersiz olduğuna dair herhangi bir tespit yoktur. Kaza olmasaydı böyle bir konu gündeme gelmeyecekti. Bu konulardan dosyanın emekli Sayıştay üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor aldırılmasını talep ederim.”
Eski TTK Genel Müdürü Rıfat D. ise suçlamaları kabul etmeyerek beraatini talep etti. Cumhuriyet Savcısı ise dosyadaki bilirkişi raporlarının yeterli olduğunu belirterek “Yeniden rapor aldırılması yönündeki tüm taleplerin reddine ve ayrıca dosya tekamül ettiğinden ve araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı açıkça anlaşıldığından tevsi tahkikat talepleri açısından da yine tüm taleplerin reddine karar verilmesi talep olunur” görüşüne yer verdi.
Cumhuriyet Savcısının görüşü üzerine söz alan Avukat Gündüz, “İddia makamı celse arasında birleşen dosyada rapor alınmasına dair yazılı beyanda bulunmuştu. Bu celse ise dosyadaki mevcut raporların yeterli olduğunu beyan ederek bilirkişi raporları alınması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini talep etti. Biz birleşen dosya yönünden yeniden alınması talebimizi yineliyoruz. Zira aksi halde esas dosyadaki Yargıtay ilamıyla birleşen dosyadaki bilirkişi raporları çelişecektir” dedi.
Mahkeme heyeti ise yeniden bilirkişi raporu alınması taleplerini oy birliği ile reddetti.
Cumhuriyet Savcısı mütalaasında sanıklar E.K., Ş.S.D. ve A.A. hakkında bilinçli taksir suçlamalarıyla ayrı ayrı cezalandırılmalarına; aralarında eski TTK Genel Müdürlerinin de bulunduğu ve 6 sanığın yer aldığı Zonguldak 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden birleştirilen dosyadaki sanıkların ise beraatlerini istedi.
Avukat Gündüz ise mütalaanın birleşen dosyaya yönelik bölümüne katılmadıklarını, bilirkişi raporlarının Yargıtay ilamıyla çeliştiğini söyleyerek savunma için süre istedi.
Mahkeme heyeti mütalaaya savunma yapılması için süre vererek duruşmayı 12 Haziran 2024 tarihine erteledi.
OLAY NEYDİ?
TTK Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesi Müdürlüğü -630/-405 galerisinde 07.01.2013 tarihinde ani degaj meydana gelmesi sonucu Star İnşaat ve Ticaret A.Ş. işçilerinden 8 kişinin vefat etmesi ile sonuçlanan olayla ilgili olarak Zonguldak 1.Ağır Ceza Mahkemesinde 2014/322 Esas Sayılı dosyada Kamu Davası açılmış, 15.04.2019 tarih ve 2019/159 Karar Sayısı ile karar verilmiş, asli kusurlu sayılan kabul edilen sanıklar Şafak Sırrı DEMİREL, İlal KÖKSAL ve Ersin KOPARAN 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmış , tali kusurlu kabul edilen sanıklar Kazım EROĞLU ve Nurettin YILMAZ ise 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmış ve bu cezanın 24.300 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiştir.
Şüpheliler, Burhan İNAN, Çetin ONUR, Mahmut YILMAZ, Mehmet AÇIKEL, Mustafa ŞİMŞEK ve Rıfat DAĞDELEN için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından soruşturma izni istenmiş, Bakanlıkça 20.02.2014 tarihinde soruşturma izni verilmemesine karar verilmiş, karara karşı Ankara Bölge İdaresi Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulmuş, Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 01.07.2014 tarih ve 2014/3331 Esas 346 Karar Sayılı kararı ile itiraz reddedilmiş, bunun üzerine Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığınca 19.09.2014 tarihinde, şüpheliler hakkında İnceleme Yapılamasına Yer Olmadığına Karar verilmiş,
Ankara Bölge İdare Mahkemesince 04.10.2018 tarih ve 2018/573 Esas 2018/828 Karar Sayılı kararında ilgili kamu görevlileri hakkında, ani gaz degajı sonucu 8 işçinin hayatını kaybettiği, etkin soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle yapılan bireysel başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 09.05.2018 tarihinde soruşturma izni verilmemesine ilişkin işlemin yaşamsal hakkın usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğu, bu kapsamda yeniden inceleme yapılmak üzere dosya Ankara Bölge İdare Mahkemesine gönderilmiş, Ankara Bölge İdare Mahkemesince soruşturma izni verilmemesine ilişkin itiraza konu olan kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan 30.04.2013, 05.12.2013 ve 31.03.2017 tarihli bilirkişi raporlarında belirtilen asıl işveren- alt işveren ilişkisinin bulunduğu ve ihaleye çıkan kurumun sorumluluğunun bulunduğu, ihaleye çıkarken görevde olan TTK Yönetim Kurulu Başkanı Genel Müdürü Rıfat DAĞDELEN ve diğer yönetim kurulu üyeleri ile TTK Kozlu Taşkömürü İşletmesi Müessesesi yöneticilerinin kusur ve sorumluluğunun bulunduğu, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının 13.09.2021 tarih ve 2021/235 İddianame Nolu İddianamesinde şüphelilerin üzerilerine atılı mezkur suçu işledikleri hususunda kamu davası ikamesi yönünden aranan yeterli şüphede yazılı delilin dosyada bulunduğu anlaşılmakla, eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 85/2 ve 257/2 . Maddeleri gereğince Taksirle Ölüme ve Yaralanmaya Neden Olmave Görevi Kötüye Kullanmaktan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına iddia ve talebiyle TTK yönetim kurulu üyelerininde yargılanmasına karar verilmiş ve Zonguldak 3. Ağır ceza mahkemesinde dava görülmeye başlanmıştır.
Bu arada Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından Ersin Koparan, Ahmet Aktaş ve Ş.Sırrı Demirel Hakkında bilinçli taksir hükümlerince karar verilmesi gerektiği hükmünce dava 1. Ağır ceza mahkemesine geri gönderilmişti.
Zonguldak 1. Ağır ceza mahkemesi tarafından 23.10.2023 tarihinde 3. Ağır ceza mahkemesine gönderilen yazı ile ana dava ile TTK yönetim kurulu üyelerinin yargılanacağı davanın şahsi ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile birleştirilmesi istenerek dosyanın gönderilmesi istenmiş ve sonrasında davalar birleştirilmiştir.
SAVCI MAHKEME HEYETİNDEN YENİDEN BİLİRKİŞİ RAPORU ALDIRMASINI TALEP ETMİŞTİ
02.02.2024 duruşmada birleştirme nedeni ile yeniden bilirkişi talep edilmişti;
2323/421 esas sayılı dosyanın ilk duruşması Şubat ayında yapılmıştı ve mahkeme heyeti yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki talepleri reddetmişti. Fakat Cumhuriyet Savcısı Ç.K duruşma sonrası mahkeme heyetine yazılı olarak “Yargıtay’ın 20.06.20323 tarih ve 2022/2037 esas ve 2023/2267 karar sayılı ilamı ve dosya içerisindeki mevcut diğer tüm raporlar dikkate alınarak birleşen dosyada sanıklar yönünden yeniden bilirkişi rapor aldırılması yönündeki taleple ilgili olarak 02.02.2024 tarihli duruşma sırasında verilen talebin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak birleşen dosyada sanıklar yönünden yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur” diyerek mahkeme heyetinden yeniden bilirkişi raporu aldırmasını talep etmişti.
Birleştirilen Davanın 2. Duruşması ise 03.05.2024 Cuma günü yapıldı.
DOSYADAKİ BİLİRKİŞİ RAPORLARI ÇELİŞTİ
Madencilerin ve hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatları, sanıkların bilinçli taksir suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Avukatlardan Murat Kemal Gündüz, Yargıtay kararı ile ana dava ve birleşen dosyadaki bilirkişi raporlarının çeliştiğini ve birleşen dosya açısından yeni bilirkişi raporu alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, dosyanın geldiği aşama gereği yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığını belirterek bu talepleri reddetti.
SAVCI KENDİ TALEP ETTİĞİ BİLİRKİŞİ RAPORUNDAN VAZGEÇTİ
Savcı ise son derece şaşırtıcı bir karar ile kısa bir süre öncesinde kendisinin talep ettiği bilirkişi raporu alınması yönündeki resmi talebinin aksine rapor alınması gerekmediğini söyleyerek duruşmada mütalaasını açıkladı.
3 ÜNİVERSİTE RAPORUNDA TTK YÖNETİCİLERİ KUSURLU BULUNDU
Bilindiği üzere ana dava sürecinde Bülent Ecevit Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve ODTÜ TTK yönetim kurulunu kusurlu bulmuştu. Savcının bu bilirkişilerin raporlarını hiçe sayarak TTK yönetim kurulu ve muvazaa da değerlendirilerek tüm dava hakkında yeniden bilirkişi raporlarını değerlendirme talebini reddetmesi ve yönetim kurulu üyelerine beraat talep etmesi sebebi anlaşılamadı. Adaletin sağlanması adına görevini yapmakla mükellef savcılık makamının tüm tarafların ve kendisinin dahil bilirkişi raporu istediği bir dava da neden bu karardan vazgeçtiğini anlamak mümkün olmadı. Bu talepte bulunmasının arkasındaki sebep ya da kişiler nedir ya da kimlerdir?
SAVCI 3 SANIĞA CEZA TTK YÖNETİCİLERİNE BERAAT TALEP ETTİ
Savcı Ç.K Sanıklardan Ersin Koparan, Şafak Sırrı Demirel ve Ahmet Aktaş hakkında 'Bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne neden olmak' suçundan ayrı ayrı 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilen mütalaada, diğer sanıkların bilinçli taksir suçundan beraati istendi. Buna göre Yargıtay'ın bozduğu ana dava dosyasının 3 sanığına ceza istenirken, TTK'nin üst düzey yöneticilerinin yargılandığı birleştirilen dava sanığı 6 kişiye beraat talep edildi
SAVCI İLK MAHKEMEDE BİLİRKİŞİ RAPORU İSTEDİ SON MAHKEMEDE İSE VAZGEÇTİ
Cumhuriyet Savcısının ilk mahkemede tekrar bilirkişi raporu istemesine rağmen son mahkemede bu rapordan vazgeçti.
Ayrıca dava beraber değerlendirilmeyecekti, rapor alınmayacaktı da neden birleştirme talebinde bulunuldu? İki dava zaten ayı ayrı devam ediyordu. Birleşme ve muvazaa yönünden rapor alınmadan neden karara çıktı. Mağdur yakınları bu davada TTK yöneticilerinin korunduğuna yönelik akıllarında soru işaretleri yer alıyor.