Dedeman Otel'de düzenlenen kongreye Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kurtoğlu, Baro Başkanı Türker Kapkaç, TTK Genel Müdürü Muammer Kiraz ve Genel Müdür Yardımcıları, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil ve Genel Başkan Yardımcıları, CHP İl Başkanı Devrim Dural, İyi Parti İl Başkanı Erdal Gülay, Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, efektör temsilcileri ve davetli topluluğu katıldı.
Kongrenin açılışında, Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Barış, Maden Mühendisleri Odası Başkanı Erdoğan Kaymakçı, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz konuşma yaptılar.
Konuşmaların ardından serginin açılışı gerçekleştirildi.
KONGREDE YAPILAN KONUŞMALAR ŞU ŞEKİLDE:
PROF. KEMAL BARIŞ: "SANKİ DİĞER ENERJİ KAYNAKLARI ÇOK TEMİZMİŞ GİBİ, KÖMÜR KÖTÜ LANSE EDİLİYOR AMA DURUM TAM TERSİ. BATININ İKİ YÜZLÜLÜĞÜ SÖZ KONUSU"
23. Kömür Kongresi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Barış, batının kömür konusunda iki yüzlü davrandığını belirterek şunları söyledi:
"Son 20 yılda küresel ısınma ve çevre kaygıları nedeniyle kömürün geleceği hakkında önemli tartışmalar yürütülüyor. Bu tartışmalar devam eden araştırmacılar kömürün çevreye verdiği etkileri azaltacak sistemler geliştiriyorlar. Ancak bu süreçte kömürle ilgili tartışmalar sürerken, bazı enerji kaynakları temizmiş gibi lanse ediliyor. Batının ikiyüzlülüğü burada da ortaya çıkıyor. 250 yıl boyunca kömürden yararlanmış sanayiler, günümüzde küresel ısınma nedeniyle kömürden vazgeçeceklerini deklar ediyor. Özellikle Avrupa Birliği bu konuda ön planda. Fakat Rusya ve Ukrayna savaşında doğal gaz tedarikinin kesilmesiyle, kapatılan nükleer santrallerin tekrar açılması ve kömür ocaklarının yeniden devreye girmesi tartışılıyor. Almanya da bu konuda ön planda, ancak bir ay sonra tartışmalar başlamıştı. Bu, samimi olmadıklarının göstergesidir."
ERDOĞAN KAYMAKÇI: "BUGÜNE KADAR HER ŞEYİ SÖYLEDİK AMA DİNLEYEN OLMADI!"
Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Erdoğan Kaymakçı, 1978 yılından bu yana Maden Mühendisleri Odası olarak birçok konuyu dile getirdiklerini, ancak dinlenmediklerini belirterek şunları söyledi:
"1978 yılından bu yana düzenlediğimiz kongrelerde, teknolojiden ekonomi politikalarına, sosyal sorumluluk yatırımlarından işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerine kadar her konuda birçok şey söyledik ama dinleyen olmadı. Odamızın ana hedefi, doğal kaynakların bulunmasında, işletilmesinde, sanayide gereksinimlerine uygun olarak hazırlanmasında ve tasarlanmasında ülke ve kamu görevleri doğrultusunda madencilik politikalarına katkıda bulunmaktır. Maden mühendisleri odası olarak sektördeki uzmanlığımızı tecrübelerimizi aktarmaya çalışıyoruz." dedi.
Kaymakçı ayrıca, Gazze'de devam eden soykırımın sonlandırılması çağrısında bulundu.
AYHAN YÜKSEL: "12 EYLÜL DARBESİ SONRASI MADENCİLİK BÜYÜK ZARAR GÖRDÜ"
Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel, 12 Eylül darbesi sonrası madenciliğin büyük zararlar gördüğünü belirterek şunları ifade etti:
"Emeğin başkenti Zonguldak'a hoş geldiniz. Bugün 12 Eylül'ün 44. yılı. 44 yıl önce ülkemizin üzerine kabus gibi çöken, insanları darağaçlarına gönderen, işkencelerde ve zindanlarda ölümlerine neden olan ve milyonlarca insanı işsiz bırakan demokratik ve toplumsal muhalefeti yok eden kararları kınıyorum. 12 Eylül darbesinin uygulamaları, kömür madenciliği başta olmak üzere, taşkömürü madenciliğine büyük zararlar verdi. 24 Ocak kararlarının uygulanmasıyla kurumsal yapılar parçalandı, liyakatsız atamalar yapıldı ve kurumlar işlemez hale geldi. Ülkemiz madenciliği bu durumu hak etmiyor. Kalkınma ve toplumsal refah için çaba sarf ediyoruz."
GMİS GENEL BAŞKANI HAKAN YEŞİL: "MADENCİLİK DÜNYANIN EN ZOR İŞİDİR"
GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, "Madencilik dünyanın en zor ve en ağır iş kollarından biridir. Madencilik kültür işidir ve bu kültür akşamdan sabaha kazanılmamıştır. Madencilik tecrübe ister. Maden işçileri bu kültürü uzun bir süreçle kazanmış ve bu uğurda binlerce şehit vermiştir. Madencilik tecrübesinin ve kültürünün korunması, öz kaynakların kullanılması, kurumsal hafızanın kaybolmaması için Türkiye Taşkömürü Kurumu, Türkiye Kömür İşletmeleri ve Türk Maden Teknik Arama gibi deneyimli kurumlar korunmalı ve geliştirilmelidir." dedi.
REKTÖR YARDIMCISI HAKAN KUTOĞLU, TMMOB'NİN 6 ŞUBAT DEPREMLERİ SONRASINDA KAÇ MÜHENDİSİN BELGESİNİN İPTAL EDİLDİĞİNİ SORDU
BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kurtoğlu, 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep olan 6 Şubat depremleri sonrası TMMOB'nin kaç mühendisinin belgesinin iptal edildiğini veya kaç mühendisin disipline gönderildiğini sordu.
ZONGULDAK BELEDİYE BAŞKANI TAHSIN ERDEM KONGRE'DE KONUŞTU: "ZONGULDAK KÖMÜR MADENCİLİĞİ İLE ÖZDEŞLEŞMİŞ BİR KURUMDUR"
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem kongrede yaptığı konuşmada, madenciliğin önemini vurgulayarak şunları söyledi:
"23. Uluslararası Kömür Kongresi'nin açılışında sizlerle bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Zonguldak, tarih boyunca emeğin, alın terinin ve dayanışmanın simgesi olmuştur. Kömür madenciliği de şehirle özdeşleşmiştir. Zonguldak, sadece ülkemiz için değil, küresel enerji sektöründe de önemli bir yer tutmaktadır. Bu kongre, kömür madenciliği sektörünün sorunlarının derinlemesine tartışıldığı ve geleceğe yönelik stratejilerin belirlendiği önemli bir organizasyondur. Şehrimiz kömür madenciliği alanında bilgi ve deneyim açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir."
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI DENİZ YAVUZYILMAZ, "BEN 12 EYLÜL DARBESİ OLDUĞUMDA HENÜZ 1.5 YAŞINDAYDIM!. TAŞKÖMÜRÜ ÜRETMEK BİR TERCİH DEĞİL MECBURİYETTİR"
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, taş kömürü üretmenin ülkemiz için bir tercih değil mecburiyet olduğunu belirterek şunları ifade etti:
"Bugün12 Eylül üzerine konuşacak, söyleyecek çok şey var. Ben 12 Eylül darbesi olduğumda henüz 1.5 yaşındaydım. Burada salonda bulunan, yaşı benden büyük olanlar 12 Eylül'ün nasıl bir toplumsal çöküntüye yol açtığını ve bu travmanın Hala nasıl devam ettiğini çok daha rahat aslında hissedeceklerdir. Ve yaşıyorlar burada. Ancak ben baktığımda şunu görüyorum. Yani 12 Eylül'den sonra büyümüş bir genç olarak, şu anda bir yetişkin olarak bize devredilen toplumsal düzenin aslında ne kadar olduğunu görüyorum. Yani bir dönem binlerce kişi hapislere atıp onlara işkence edip daha sonra sokaklarda, yıllar sonra işkence edilen ne? Işkence edenin hiç hesap olunmadan hesap verilmeden aynı sokaklarda bir arada yaşamak durumunda kalması. Hep düşünmüşümdür. Uzun süre işkence gören bir kişi kendisine işkence eden Birini görse denize girerken acaba ne hisseder diye? Acaba o kişinin yaptığı bir Işkence hem psikolojik hem fiziken ne kadar derin izler bırakmıştır ve o derin izler nesilden nesli de ebeveynlerden çocuklara sonra onların çocuklarına doğru Türkiye'ye ülkemizde aslında ne büyük bir kötülüğe dönüşmüştür. O nedenle 12 Eylül Yaşanan darbe yaşandı ve bitmedi aslında. O darbe nesilden nesile izlerinin aktarılmasıyla birlikte maalesef hala yaşıyor ve üzülüyorum ki sonsuza kadar da yaşayacak. Biz de bu travmayla birlikte yaşamaya sürdüreceğiz Bugün ne görüyoruz? Bugün o dönemlerde birbirinin birbirlerini hiç iyi olmayanlar veya haksız olduğu halde işkence görenler, eziyet görenler, asılanlar, yok edilenler, düşünceleri ortadan kaldırılmak istemezler. Bir köşe Çekildiler. Ve geriye Türkiye'yi yönetmek için, Türkiye'de çeşitli sektörel alanlara hakim olmak için geriye kalanlar her biri birçoğu hadi hepsi demeyelim ama birer liyakatsiz örneğin örneği oldular. Ve bugünkü toplumsal bozulmanın AK Parti döneminde yaşadığımız bunca sıkıntının aslında birer tohumunu ekmiş oldular. Değerli dostlar, bugün on iki Eylül konuya girdim ama konudan da çıkmam gerekli. Çünkü bugün kömür kongresinin yapıldığı çok önemli bir gün. Çok kıymetli konuşmacılar Konusunu aslında çok boyutlu bir şekilde değerlendirdiler. Yani istihdam politikalarından dünyadaki yerine oradan karbona ayak yüzüne kadar çok boyutlu bir konuşma yaptılar. O nedenle ben biraz daha büyük fotoğrafa Türkiye açısından büyük fotoğrafa eee bakmak için ve tam anlayıcı bir konuşma yaptık. Türkiye'de enerji alanınızda devlet nerede duruyor? Özel sektör nerede sürüyor? Ayrımını yapmamız gerekiyor. Tabii özellikle yirmi yılın üzerinde bir süredir tek başına iktidarda olan bir parti olduğu için özel sektörü de şöyle iki üçe ayırmak gerekiyor. Ama ana iki başlıkla ayrılıkta biz bu sektörel alanda baskıcı bir hakimiyet kuran ve siyasi gücü arkasına alarak işlediği kanunları çıkartabilen yandaş özel sektör diyelim Bir tarafta da bu kirli düzenin içinde ayakta kalmaya çalışan, iş yapmaya çalışan ili özel sektör diyelim.
Taş kömüründe Türkiye'de demir çelik fabrikalarının ihtiyacı olan taş kömürünü Yüzde 97'si ithal olarak geliyor. Yüzde 3'ü yerli olarak üretiliyor. Ve taş kömürünün Türkiye'de üretildiği tek havza Zonguldak Taş kömürüyle işçiyi ayrı aslında buraya bakarsak daha her şey daha görünür oluyor.
Taşkömürü çıkarmak aslında Türkiye açısından bir tercih değil. bir zorunludur. Eğer demirden çelik üretmek istiyorsanız buna mecburuz"
Sunumlar ve paneller yapıldı
Öğleden sonraki programda ise Zonguldak'ta Madencilik Eğitiminin 100 Yılı ve Bir Facianın Anatomisi: Amasra Maden Kazası konulu sunum yapıldı ve ardından “Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği ve Uygulamada Yeraltı Kömür Madenciliğinde Yaşanan Aksaklıklar” konulu panel düzenlendi.
(HABER-ERCAN DEMİR)